Üzülme der Mevlana ve devam eder kaybettiğin her şey başka bir surette geri döner.
Sabah olmaya yakın zifiri karanlıktı ben ise evin bahçesinde öylece oturmuş etrafı izliyordum. Hava ne kadar soğuk olursa olsun içimdeki ateş sönmüyordu hatta giderek harlanıyordu. Omzumda hissettiğim elle irkilirken arkama baktığımda Alex benim geldiğim noktaya korkuyla bakıyordu.
Onu bile şaşırtacak kadar kötü mü görünüyordum yani?
Gözümden yanağıma bir damla akarken tekrar önüme döndüm bu sırada Alex merakla "Ne bu halin Tamay? Nereden geliyorsun böyle?" diye sırayla sorularını sordu. İçimde fırtınalar koparken "İlk kaybımı verdim Alex!" dedim sadece.
Alex karşıma geçip önümde eğilirken "Anlamıyorum Tamay ne kaybı?" dediğinde "Leyal öldü!" dedim bir çırpıda. Alex kafasını sağa sola sallarken "Ben yapmadım de Tamay!" dediğinde sessiz kaldım. Alex kollarımdan tutup beni sallarken kısık bir tonla "Kendine gel ve bana her şeyi anlat!" dediğinde aniden bıraktı kollarımı.
Ayağa kalkıp saçlarımı arkaya atarken "Eski garajdaydık konuşuyorduk bana sana ihanet eden biri var dikkat et dedi." Dedim ve soluk aldım. Deli gibi etrafta dolaşırken "Sonra arabasına binip gidiyordu, birden araba patladı ne olduğunu anlamadım bile Alex!" dediğimde saçlarımı çekiştiriyordum.
Alex beni durdurup sakinleşmemde yardımcı olurken "Tamam sakin ol!" dediğinde kollarında çöküp ağlamaya başladım. Alex benimle birlikte yere çöktüğünde "Geçecek Tamay ağlama." Dediğinde kafamı hayır anlamında sallayarak "Geçmeyecek Alex her şey daha kötü olacak! Benim üstüme oynuyorlar!" dedim.
Alex saçlarımı okşayıp beni kendinden ayırdığına "Daha önceden de çok kötü şeyler oldu ama toparladık yine olsun yine toparlarız ama güçlü kal!" dedi yumuşak bir sesle. Alex'e sarıldığımda "Ya sizi kaybedersem?" diye sorduğumda Alex de bana sarılıp "Bırakmam seni korkma sen." Dedi içimi rahatlatmak için.
Alex'ten ayrıldığımda o ayağa kalktı beni de ayağa kaldırıp "Hadi git yat sabah mahkeme var yorgun görünme." Dediğinde kafamı salladım. Alex elimden tutup beni içeriye sokarken kapıyı sessizce kapatıp "İyi geceler kardeşim." Diyerek yerine yattığında bende sessizce yukarıya çıkıp aynı sessizlikte içeriye girdim.
Üzerimi değiştirip Barlas'ın yanına kıvrıldığımda uyumaya çalıştım ama nafile gözlerimi her kapattığımda zihnimde o patlama canlanıyordu. Yattığım yerde kıpırdanırken güçlü kollar beni tutup "Güzel karım anladım heyecanlısın ama uyu lütfen!" diyerek beni uyardı. Barlas'ın kolları gevşerken bende kafamı onun sırtına yaslayıp fısıltı şeklinde "Bilmiyorsun karının içinde kopan fırtınaları, yanan yangınları!" diyerek gözlerimi tekrar kapadım.
Gözlerimi açtığımda yanımda Barlas yoktu saate baktığımsa ise çoktan sabah olmuştu. Yataktan hızla kalkıp duşa girerek üzerimdeki ağırlığı atıp kendime gelmeye çalıştım. Duştan çıkıp üzerimi giyerek aynadan kendime baktım.
Aynada eski güçlü kadın yoktu tam tersi dağılmış, mahvolmuş ve toparlanması gereken bir kadın vardı. Aynada Tamay'ı göremiyordum tam tersi öldürdüğüm Asmin geri gelmişti.
Bu dağılmış halimi saklamak için yüzüme gerçekçi bir gülümseme yerleştirip hafif bir makyaj yaparak odadan çıktım. Aşağıya indiğimde gergin bir hava yoktu tam tersi herkes gülüyordu... Alex hariç herkes!
Son basamağa geldiğimde neşeli bir tonla "Günaydın gençler." Dediğimde kızlar koşup bana sarıldığında aynı anda 'günaydın' dediler. Selim mutfaktan çıkarak "Kahvaltı hazır hadi herkes gelsin." Dediğinde kızları alıp masaya geçtik.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMRA
ChickLitHerkes kadının yıkılmasını beklemişti halbuki o ilk darbesini bebekken yemişti. Yıkılmaya hiç niyeti yoktu ta ki o kara gözler hayatına girene kadar. Sorun değildi güçlüydü ve daha da güçlü olacaktı. Kimse tahmin etmemişti maviler siyaha boyanırken...