Günün birinde, her şey dünde kalacaktır ve unutulmamalıdır ki hayat hiçbir zaman adil davranmayacaktır biz insanoğluna ise buna alışmak düşecektir.
Gecenin gerginliğiyle sabaha kadar uyuyamamışken yatakta daha fazla dönüp Barlas'ı rahatsız etmemek için yataktan kalktım. Elimi yüzümü yıkayıp üzerimi değiştirerek aşağıya inip koltuğa oturdum.
Saat daha çok erken olduğu için önce işlerimi hallettim daha sonra fırından sıcak ekmek almak için dışarıya çıktım. Fırına yürürken diğer yandan da Alex ile konuşup avukat için talimatlar veriyordum. Fırına geldiğimde telefonu kapatıp içeriye girdim yüzüme vuran sıcak buhar ve mis gibi taze ekmek kokusu karnımı acıktırmıştı.
Hızla sıcak ekmek ve simit alarak fırından çıkıp eve doğru yürümeye başladım. Eve gelip içeriye girdiğimde hızlıca salona geçtim. Herkes kalkmış telaşla etrafa bakınırken gördüğümde gülerek "Neler oluyor?" diye sordum.
Barlas derin bir nefes verip koltuğa otururken "Nerdesin be? İnsan giderken bir haber verir kadın!" diye sitem ederken diğerleri de koltuğa yığıldı. Mutfağa doğru yürürken "Uyandırmak istemedim sanki dersin evden kaçtım!" dediğimde Barlas gülüp koltuğa yığıldı.
Elimdekileri mutfağa bırakıp tekrar salona döndüğümde koltuktakilerin tekrar uyuduğunu görmemle kahkaha atmaya başladım. Gülüş sesimle tekrar uyandıklarında "Hayırdır beyler gece beşik mi salladınız ne bu hal?" diye sordum.
Selim saçını kaşırken "Ne beşiği ne sallaması ne ara evlendim?" dediğinde kıkırdayıp "Dün evlendirdik ya seni!" dediğimde üçü aynı anda bana bakıp "Nasıl ya?" diye sordular. Şaşkınca onlara bakıp "Siz sarhoş musunuz?" diye sorduğumda aynı anda kafalarını hayır anlamında salladılar.
Yüzümü buruşturup "Sizde ayrı bir garipsiniz ha nasıl mafya oldunuz çok merak ediyorum?" diyerek mutfağa girdim. Kahvaltıyı hazırlarken salondan gelen horlama sesiyle kıkırdayıp işime devam ettim. Merdivenden inen iki prensesle gülümserken Pera, Sarya'nın elini tutarak mutfağa girdiler.
Pera şaşkınlıkla bana bakarken "Günaydın kızlar." Dedim neşeli bir tonla ikisi aynı anda gülerken Sarya "Gülaydın aye!" dedi. Pera eliyle Barlasları gösterirken "Onlar neden öyle sesler çıkartıyor?" diye sordu.
Gülerek onlara baktığımda "Sesli uyumayı seviyorlar diyelim!" dediğimde onlarda gülmeye başladı. Aklıma gelen fikirle kızların yanına gidip sessizce "Hadi gidip onları uyandırın ama biraz sesli olsun!" dediğimde onlarda sinsice gülmeye başladı.
Kızlar sessizce mutfaktan çıkıp uyuyanların yanına yaklaştığında bende kapıya yaslanıp onların ne yapacağını izlemeye başladım. Kızlar yavaşça koltuğa çıkıp son ses bağırmaya başladığında üçü de korkudan koltuktan düştü.
Kızlarla birlikte bende gülerken Sarya babasının kucağına zıplayarak "Gülaydın papa!" dediğinde Barlas kafasını sallayarak "Günaydın babam!" dedi isyankâr bir sesle. Pera kıkırdayarak Selim'in yanına oturup "Sana da günaydın baş belası." Dedi.
Selim hala uyanamamışken Pera'ya sarılıp yere uzanırken "Gün aymadı küçük hanım hadi uyuyalım!" dedi. Pera'da Selim'e sarılırken "Ama olmas baş belası okula geç kalırım!" dediğinde Selim, Pera'nın saçlarını öpüp "Haklısın prenses hadi kalkalım o zaman." Diyerek yerden kalktılar.
Ben hala onları izlerken ayağıma sarılan kollarla çığlık atıp yerimde tepinmeye başladım. Herkes korkuyla bana bakarken Adar kahkaha atıp "İşte böyle alırım aklını!" dedi. Sinirle ona bakarken hali hazır yerde olan Adar'a tekme atıp "Gerizekalı!" diyerek mutfağa girip kahvaltı hazırlamaya devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAMRA
ChickLitHerkes kadının yıkılmasını beklemişti halbuki o ilk darbesini bebekken yemişti. Yıkılmaya hiç niyeti yoktu ta ki o kara gözler hayatına girene kadar. Sorun değildi güçlüydü ve daha da güçlü olacaktı. Kimse tahmin etmemişti maviler siyaha boyanırken...