GİRİŞ

196 9 11
                                    


Başlama Tarihiniz;;


Başkaları tarafından delirtilmiş, deliliğin en çirkin noktasında kendi güzelliğini görmek için çaba sarf eden herkes için...

Biz deliyken bile çok güzeliz.



Senden mi yoksun yoksa yok musun?

Bilmediğim sorular bildiklerimi alıp görünmeyecekleri şekilde aralara yerleştireli uzun bir süre geçmişti, uyandım. Ne zaman uyuduğumu hatırlamadığım kadar az bir süredir de uyuyor olabilirdim, bir daha ne zaman uyuyacağımı bilmediğim kadar uzun bir süredir de uyuyor olabilirdim. Fakat uyumuştum. Günlerdir uyumayan, uyuyamayan biri için on dakika bile uyumak büyük bir zafer olurdu.

Zafer neydi?

Gözlerini kapatıp, açtığın an da görmek istediğin kişi mi, görmek istediğin halde görmemen gerektiği için orada olmamasının verdiği buruk sevinç mi?

Soğuktu.

Deliriyordum.

Delirdiğimi, kim olduğumu unutmaya başladığımda fark ettiğimi söylersem yalan söylemiş olacaktım çünkü fark etmemiştim. İnsan deli olduğunu nasıl fark eder, onu bile bilmiyordum.

Delirmemiş, delirdiğime inanmıştım çünkü birileri çok tekrar ettiği zaman insan inanmak bir yana dursun bir yalana bile alışabilecek kıvama geliyordu.

Delirmemeliydim.

Nefes alıyorum, görüyor musun?

Karnım... Belki de göğüs kafesim... Belki de aynı şey ikisi de.

Kalkıyor, iniyor. Şişiyor, düzleşiyor.

Nefes alıyorum, görüyorsun ama neden öyle hissetmiyorum?

Birinin benimle olduğunu söylemesine ihtiyacım var. Biri virgülü almalı elimden, biri üç noktayla biten her cümlenin sonuna nokta koymalı çünkü yoruluyorum ben sonunu getiremediğim şeylerden.

Kollarımı itiyorum kendime doğru, bu kendimi yukarı çekmemi sağlamalı, diye düşünüyorum. Girişini henüz yazmadığım ya da yazmaktan çok korktuğum bir kitabın ilk bölümünde gibiyim. Tanımıyorum olduğum yeri ve çok korkuyorum kaybolmaktan ama görüyorum.

Babamı görüyorum.

Güçlü gösterdiği kollarını göğsünde birleştirmiş kaybolmamam için bekliyor, görüyorum. Ne zaman gideceğini görür müyüm merak ediyorum çünkü daha önce gittiğini gördüğümü biliyorum.

Bazı gidişlerin dönüşleri olmadığını bilmemin hayatımın bir döneminde yaptığım yazarlıkla hiç alakası yok. Yazarlık yapılır mı ki ayrıca?

Gittiğini hayatım boyunca hiç unutamadım. Normal bir gidiş değildi. O gitmeye hazırlanırken arkasından usulca bakıp, gitme, dememek için direnen bir dilim olmadı. Ayakkabılarını sertçe giyip tabanlarını yere vura vura gitmedi benim babam. Gitmeden önce dönüp tüm kızgınlığıyla unuttuğu şeyi almak için bir hamle bile yapmayacak kadar gururluydu ama sıradan bir gidiş değildi.

Ne zaman yaşayıp ne zaman öldüğümü bilmediğinde gitmişti. Geceleri hıçkırıklarımı çığlık haline getirip yastığa emanet ederken ben, yastığın ensemin geleceği kısmına akıtırken gözyaşlarımı, sırf sabah terledim sansınlar diye, kapının hemen önünde durup uyuyup uyumadığımı anlamaya çalıştığı zaman gitmişti.

YOKSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin