27. Bölüm: Anlaşma

8 2 0
                                    

"Kaan'ın bahsettiği dosyalar gelmiş," dedi Ufuk. Beni gördüğü anda ses tonu gittikçe azaldı.

Dosyaların geldiğini biliyordum hatta uzun zamandır o dosyaların başında oturuyordum. Okuduklarımı sindirmeye, okumaya devam ettikçe bulanıklaşan görüşümü düzeltmeye çalışıyordum. Neden bunu ben yaşıyordum ya da neden ben yaşamak zorundaydım?

Gerçekten intikam alacağımı kafama koyduğum ilk gün, bütün bunların bu şekilde devam edeceğini düşünmüş müydüm?

Hayır.

İntikam almaya ant içtiğim ilk gün, bir zindanda yaşadıklarımdan daha kötülerini yaşama ihtimalim olduğunu da aklıma getirmiş miydim?

Hayır.

Öyleyse neden devam ediyordum?

Bunca belirsizliğin içinde, belirli olan tek şey geriye sağ kalan birkaç duygumken, ben neden hala çırpınıp duruyordum ve çırpındıkça daha çok batıyordum?

Bunu kendime neden yapıyordum?

Dosyaları incelerken, okuduğum her cümle teker teker kanımı çekti. Düşündüğüm şeylerden ilki durmanın bir yolu olup olmadığıydı. İnsan denilen organizma, bir yoldan dönüp dönmemenin mevzusunu biraz fazla abartıyor olabilir miydi mesela?

Buradan dönemeyeceğimi düşünme sebebim, herkesin bir odaya kapalı olmasıydı. Onları o odalardan serbest bırakmak demek, canavarları tekrar şehre bırakmak da demekti. Başkalarına ne kadar canavarlık yapacaklarını bilmiyordum ama bu sefer sonumun geleceğinden oldukça emindim.

Bu sefer kaçışım olmayacak ve bundan da büyük bir şeyin içinde bulacaktım kendimi.

Daha fazla bunlarla mücadele etmek istemiyordum. Geriye onlarla uğraşabileceğim kadar gücümün kaldığını da düşünmüyordum. Gücümü güçsüzlüğümle savaşırken değil ama yenilgiyi haz etmeye çalışırken kaybettiğim kesindi.

"Okudun mu?" dedi tepemde dikilmeye devam ederken Ufuk. Okuyup okumadığından emin değildim ama suratından anladığım kadarıyla içeriğin ne kadar korkunç olduğundan haberi vardı. "Ne düşünüyorsun?"

Ne düşünebilirdim?

Tam altı kadın vardı.

Nasıl öldürüldükleri anlatılan altı kadın...

Neden tutulduklarından bahsedilmiyordu ama nasıl kaçırıldıkları, kaçırıldıktan sonra neler yaşadıkları, kadınlardan ne istendiği...

İki de adam...

Neden tutuldukları söylenen, kaçırılma için büyük zahmetlere girilmemiş, sadece bir toplantı yemeği düzenlenerek içkilerine ilaç atılıp uyutulmuş ve sonra bir yere kapatılmış iki adam.

Hepsine soğuk hava verilmiş, hepsinin altına kaçırması beklenmiş, hepsinin oksijeninin bir kısmı çekilmiş ve hepsi korkunç şeyler yaşamış.

Hepsinde, bende olduğu gibi birini öldürdükleri varsayılarak hareket edilip işkenceye o şekilde devam edilmese de bir gece vakti, kan sandıkları sıvıyla hepsi korkutulmuş.

"Düşünemiyorum," diye mırıldandım. "Her birinin görüntüsü beynimde teker teker canlanıyor ve nedense Tuna'nın adamlarından birinin itiraz etmesini bekliyorum. Karşımda beliren her görüntünün sonunda kendi kendime neden kimsenin buna ses çıkarmadığını düşünmekten kendimi bir türlü alamıyorum. Eğer kimseye söylemeden bunları tek başına yapıyor olsaydı, bunu bir şekilde mantıklı bulabilirdim. Fakat birilerine yaptırıldığına dair bir bilgi yok. Bildiğin birinci ağızdan Tuna ne yaptığını anlatmış. Benim olduğum, kapatıldığım odaya Tuna bir kere bile girmedi. Ben Tuna'yı kaçırıldığım gün bile görmedim."

YOKSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin