10. Bölüm: Gizemli Biri

15 7 0
                                    

Evimdeydim.

Kafama aldığım darbeden sonra oldukça garip gelse de evimdeydim, yaşıyordum.

Masanın üstüne yeni bırakılmış buzdolabı poşetinin içerisindeki buzlar henüz erimediğine, oldukça canlı gözüktüğüne göre tek değildim ama o an tek önemsediğim şey hala yaşıyor olmaktı.

Duyduğum onca şeyden sonra nasıl bu kadar sakin kalabildiğimi henüz anlayamasam da beynim Kaan dışındaki hiçbir insanı uzun süre tehdit olarak algılamayacak gibi duruyordu.

Onu ilk tanıdığım andan itibaren herkesin onun hakkında söylediği şeyler oldukça klasikti. Herkes onun ne kadar iyi bir insan olduğunu söyler, mükemmel bir dedektif olduğunu vurgulardı. Defalarca anlattıkları vakalarda büyük bir soğukkanlılık ve ustalıkla çalışmış, en çözülemeyecek cinayetlerin bile altından kalkmıştı ama herkesin bir de iç yüzü olduğu oldukça doğruydu.

Kadının son yazılarından, hala hayatta olduğunu ve beklediğimizin aksine delirmekten çok daha zeki birine dönüştüğünü anlamak çok zor değildi. İntikam için geri dönmüş gibi dursa da Kaan'ın abisinin kız hakkındaki söyledikleri oldukça garipti. Bir insanın öldüğünü ve gömüldüğünü bu kadar soğukkanlı bir şekilde söylemek, sanırım sadece seri katillerin yapabileceği bir şey oluyordu.

Arabada Alp'ten geldiğini söylediği kan lekesininse yaralanmasından kaynaklı olduğunu nihayet anlamış olmak... beynim bunca parçayı artık ne yazık ki birleştiremiyor, uzun süre düşününce kendini kapatıyordu.

"Uyandın," dedi oldukça tanıdık bir ses.

Perdenin altına denk gelen koltukta oturuyordu, içerisinin karanlık olmasından mı yoksa kafamdaki düşüncelerden mi onu fark edemediğimi bilmiyordum. Sahi, ne kadar zamandır orada öylece oturuyor ve beni izliyordu?

"Başına aldığın darbeden sonra öldün diye üzülmüştüm."

Masanın üzerindeki buzu kafama sertçe yerleştirdim. Fakat bir hışımla yaptığım bu işlem canımı daha çok yakarak dişlerimi sıkmama sebep oldu. Gördüğüm ve bildiğim her şeyin bir yalandan ibaret olması ne kadar acı bir durumdu. Bir de bunun farkında olmak...

"Bu ilk ölüşüm olmazdı," diye mırıldandım. Duyduğunu bile sanmıyordum.

"Parçaları birleştirmeye başladınız mı?"

"Çok soru soruyorsun," dedim dişlerimin arasından. "Soru sormak istiyorsan önce nasıl hissettiğimi falan sor mesela."

Masanın üzerindeki kırmızı ışığa odaklandım. Ne olduğunu anlamak için biraz çaba sarf etsem de aklıma gelen bin bir seçeneğin arasındaki ne yazık ki doğru cevap yok gibiydi.

"Bir yalancıyı avlamaya çalışmak zor değil mi?" dedi. Koltukta bir hareketlenme oldu ama ne yaptığını anlayamadım. "Kendini yanlış kişiler için tehlikeye atıyorsun."

"Peki ya sen?" dedim. "Sen olsan sen de aynı şeyi yapmaz mıydın?"

"Gördüğüm bir yüzü asla unutmam," dedi. "Benim onlardan farkım bu."

Gülümsedim. Göremeyeceğini biliyordum ama bu anlamsız konuşmanın biraz anlamlı hale gelmesi gerekiyordu. Masanın üzerindeki kırmızı ışık sadece bir ses kaydedici olursa bu konuşmanın neden yapıldığını anlayabilirdim. Fakat sonunda ne çıkacak ya da başıma ne gelecek bilmiyordum.

"Ne bilmek istiyorsun?"

Derin bir nefes aldı. "Kız yaşıyor muymuş?"

Görecekmiş gibi kafamı salladım. Bu saçma hareketi sürekli yapıyordum. "Evet, muhtemelen."

YOKSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin