7. Bölüm: Yara

22 5 0
                                    

"Sen hiç yazdıklarını bir deftere yazmak istedin mi?" dedi Kaan hastane koltuğunda doğrulmaya çalışarak. Neyden bahsettiğini bilmediğimi düşünüyordu ama ben kadının yazılarının bir kısmını çoktan okuduğum için biliyordum.

Ne zamandır oturduğumu bilmediğim sandalyeden kalkarak Kaan'ın yanına geçtim. "Hayır," dedim gülümseyerek. "Ben kolumu çok iyi hareket ettiremiyordum. Haliyle istesem de yapabilmem pek mümkün değildi."

"Kırıktı," dedi hatırladığını belli eden bir mimik yaparak. "Çocukken olduğunu söylemiştin ama nasıl olduğunu hiç anlatmadın."

Güldüm. "Aslında anlatmıştım," diye başladım yalana. "Çok beceriksiz bir insan olduğum için diğer çocukların yaptıkları aktiviteleri asla beceremediğimi bu yüzden kitap okumayı seçtiğimi sana daha önce anlatmıştım. Ben kitap okumayı seçtiğim için kitap yazmaya başladım. Bir zaman sonra okuduğum kitaplar bana yeterince iyi gelmemeye başladı ve en iyisini ben yapmalıydım."

"Evet," dedi başıyla beni onaylayarak. "Tam olarak böyle söylemiştin."

"Yoksa benimle ilgili anıları hafızandan mı çıkarıyorsun?"

Dudağını diliyle ıslatıp gözlerimin içine baktı. "Keşke yapabilseydim," dedi. "O zaman daha kolay olurdu seninle olduğum bu yaşamda sensiz yaşamak."

"Vay be," dedim. "Sen benden de iyi yazar olurmuşsun."

"Hep dalgaya alıyorsun," dedi sitemkâr bir ses tonuyla. "Beni ne zaman ciddiye alacağını merak ediyorum."

Bu konuyu uzamasın diye kapatmaya çalışacağım sırada sedyeden gelen, "Günaydın," sesi imdadıma yetişti.

"Günaydın," dedim Alp'e bakarak. "Şükürler olsun ki iyisin."

"İyiyim," dedi Alp. Bir süre rahat hareket edemeyecekti ama espri yeteneğini kaybetmemişti. "Sadece kurşun yedim. Kurşun dışında hayatımda her şey normal ilerliyor."

"Çok komiksin," dedim saniyeler önce kalktığım sedyenin hemen yanındaki sandalyeye yeniden oturarak. "Gerçekten iyi olduğuna emin misin?"

Derin bir nefes verdi ve Kaan'a döndü. "Sen ablamı başımdan alırsan daha iyi olacak gibi hissediyorum," dedi.

"Hayır," diye direttim. "Sen iyi olana kadar beni buradan kimse alamayacak. Sen benim için çok önemlisin."

"Abla," dedi bana garip bir bakış atarak. "Aynı duygular içerisindeyiz ama senin burada sabaha kadar beklemenin bana bir yararı olacağını düşünmüyorum. Eve gidip kitabına devam etmen senin için de benim için de daha iyi olacak."

"Ya sana bunu yapan adam buraya gelip başladığı işi bitirmeye kalkarsa," dedim korkuyla. Panikle ağzımdan çıkan kelimeleri nasıl cümle haline getirdiğimi bile bilmiyordum. "Burada gelmesini bekleyeceğim."

"Gelince ne yapacaksın?" dedi Kaan. "Hiçbir şey. Eline koca bir hiçten başka bir şey geçmeyecek. Belki sana da zarar verecek ve kardeşin yaşıyorken senin ölmeni sağlayacak. Peki, sana bir şey olduktan sonra Alp'i kimin koruyacağını düşündün mü?" Sıkıntıyla ona döndüm ama ağzımı açmama izin vermedi. "Düşünmemişsin belli ki. Bir sürü adamımı kapıya diktim. Kardeşin taburcu olana kadar hiçbiri buradan bir dakika bile ayrılmayacak. Sabah yeniden gelirsin."

"Emin misin?" dedim Alp'e dönerek. Kafasını hızlı hızlı salladı.

"Sana bunu kimin yaptığını biliyor musun?" dedi Kaan. "Ya da en azından bir tahminin var mı?"

Alp bana kaçamak bir bakış atarak yine kaçamak bir cevap verdi. "Bir fikrim yok."

"Emin misin?" dedim ısrarcı tavrımı korumaya çalışarak.

YOKSUNHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin