ⅩⅧ . Dore gibi olmayan bir Doreli

43 8 78
                                    

ⅩⅧ .  Dore gibi olmayan bir Doreli

şarkı: hold your breathe

"Gel, korkma." Julie, Cihan'ın uzattığı elini tuttu. "Her şey yıkıldı." diye fısıldadığında titriyordu. Cihan, Julie'yi ayağa kaldırıp çevresine bakındı. Mutfak dolapları duvara sabitli olduğu için devrilmese de içinde ne varsa tuzla buz olmuştu. Tavandaki avize yere düşmüş, cam kırıkları ile beraber yere ışıl ışıl bir şenlik yaratmıştı. Cihan, dışarıdaki durumun felaket olduğunu tahmin edebiliyordu. Yine de Julie'ye "Büyük bir depremdi." demekle yetindi.

Kırıkların arasından geçmesine yardım etti ve dış kapıya ilerlediler. Cihan'ın kilitli kapıyı açması için sadece biraz ittirmesi yeterli olmuştu çünkü kapı da hasar görmüştü. Julie, kapının kenarından duvarlara doğru ilerleyen geniş çatlaklara dokunup "Baksana." diye fısıldadığında Cihan tekrarladı.

"Dışarıda güvendeyiz, korkma."

Kapı açıldığında sanki yüzyıllarca uyumuşlar da uyandıklarında kendilerini bir anda bir kıyametin ortasında bulmuşlar gibi hissettiler.

Julie, yıkılmış binalara ve önlerinden şok halinde geçen insanlarda gözlerini gezdirirken Cihan'ın elini bıraktı. Güvende oldukların inanamamıştı. Cihan sesinin titrememesine ya da değişmemesine özen göstererek "Arabayı bulalım." dedi.

Genelde her yere yürüyerek gitseler de neyse ki iyi kötü bir arabaları vardı. Julie, sesini çıkarmadan usulca Cihan'ın birkaç adım arkasından ilerledi. Sık sık duraklıyor diğer evlerdeki insanların nasıl olduğunu kontrol ediyorlardı. Ortalığa sadece kaos hakimdir. Çocuklar koşuşuyordu ve bazen Julie birkaç kişinin bağırışını işitiyordu. Cihan'ın birine "Hatlar çökmüş kimseye ulaşamıyorum." dediğini işitti. Arabaya bindiklerinde ne yapacaklarını sormaya çekiniyordu. Çaresizce birbirlerine baktılar. Sonra Cihan, "Önce ailemi kontrol etmeliyiz." dedi.

"Lexus ve Kaan'a ulaşana dek onların yanına gideceğiz. Dorelilere ulaşmamı ister misin?"

"Dore'de depremi çok hissetmeyiz. Binanın temelleri buna uygun olarak yıllar önce tekrar tasarlandı. Onlara bir şey olduğunu sanmıyorum."

Cihan bu sözlere o kadar sinirlendi ki kahkaha attı. "Tabii ya, Dore teknolojisi." diye mırıldandı.

Julie hissettiği utanç ve mahçubiyet duygusu ile duraksadı. "Eğer iki sene  öncesine kadar bana sorsaydın sizin evlerinizde de aynı teknolojinin olduğunu söylerdim."

Cihan bir şey söylemedi. Julie'ye hak verdiği ama bunu kabullenemediği nadir anlardandı. Arabayı çalıştırdı ve hiçbir şey konuşmadan ilerlediler. Uzunca bir yol gitmeleri Julie'yi şüphelendirmişti. Cihan; sıra sıra pansiyonların, otellerin, küçük esnaf dükkanlarının olduğu bir caddeye geldiğinde yavaşladı.

"Ailenin yaşadığı ev burada değildi." diye sorduğunda Cihan Julie'ye kısa bir bakış atıp cevap vermeden önüne dönmüştü. Ne demek istediğini anlamamış gibiydi, sonra hatırladı.

"Orası benim evim değildi sana yalan söyledim. Bir Doreli Prensese ailemin evini gösterecek kadar güvenmiyordum." Julie ağzının payını alarak önüne döndü, dışarıdaki acı hali izliyordu. Binalardan birkaçının yıkıldığını fark etmişti, herhangi birinin Cihan'ın ailesine ait olmamasını umdu. 

Cihan bir pansiyonun önünde arabayı durdurdu. Aceleyle arabadan inip kapının önündeki yaşlı bir kadın ve adama sarıldı.

Kadın endişe ile Cihan'a bir şeyler söyleyip ona tekrar sarıldığında Julie yutkundu. Daha önce Victor, annesi, Armand ve Mira savaş hikayelerinin bir kısmını ona, Amanda'ya, Lukas'a, Adal'a, Araz'a ve Adora'ya anlatırdı. Hepsi de savaşın bir dehşet olduğundan bahsederdi.

SOYLULAR VE CANAVARLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin