LI. Ölmek üzere olan kraliçelerin; bedenlerinden önce, taçları düşer.

19 4 37
                                    

LI. Ölmek üzere olan kraliçelerin; bedenlerinden önce, taçları düşer.
As We Fall

Juliette hiçbir zaman normal biri değildi ki, kızının henüz yirmi yaşındayken hızla içine sürüklediği savaşı bundan yıllar önce planlamasın. Bir kere, en başında üstün zekası ile sivrilmişti. O dönemler ileri görüşlülüğü ile ön planda değildi belki ama tasarladığı silahlar bunun bir ispatıydı. Sonra, bir şekilde Amanda'nın Kûsk'u Dore'ye alacağını, Rubinilo'nun zafer töreninde yanında olacağını da biliyordu. Şimdi ise, "Bir isyan." demişti. Aurum konseyine doğru ilerliyordu.
"Ne?" diye sordu Cihan. Bir yandan da Juliette'in ilaçlarını içip içmediğini düşünüyordu.
"Aurum onaylanacak. Bundan sonra Dore'yi ancak bir isyan kurtarır." "

"Amanda'nın yaptıklarını doğrudan kanıtlayamasak da elimizde dolaylı kanıtlar var. Boaz'ın kara korsanı olması gibi. Amanda ve Rubinilo arasındaki ilişki gibi. Kazandığın savaş gibi."

"Konseyde bunu kabul ettirmek için uğraşarak kendini komik duruma düşürme Cihan. Bunların hiçbiri Amanda'nın o gün bana tuzak kurduğunu kanıtlamıyor. Eğer öyle olsaydı bugün Amanda tam yanında oturmuyor olurdu."

Juliette bu sözlerini söyler söylemez konseyin kapalı kapıları önünde dikildi. Yanındaki askerler kapıyı açmaya yeltenince Juliette, onları bir ele hareketi ile durdurdu.
İki eliyle kapıyı tuttu ve açtı. Kaşları çatık, gözlerini tam karşısından ayırmadan uzun konsey masasındaki baş köşesine doğru ilerlerken görmese bile herkes ona daha bir dikkatle baktığını biliyordu. Üzerindeki lacivert elbisesini bugün aynada düzeltirken kendini o da izlemişti: Teni soluktu, göz altları mordu ve hepsinden de önemlisi, Juliette artık soylular için eskisi kadar ürkütücü değildi.
Çünkü ölmek üzere olan kraliçelerin bedenlerinden önce taçları düşerdi.

Juliette, konseydeki yerine oturdu. Sağ kolunu kırarak masaya koyarken sol kolunun dirseğini masaya değdirmiş ve ellerini çenesinin altına koymuştu. Amanda, "Ben, üçüncü kurucu soy olarak, bugün Ivanova soyundan Juliette Ivanova'nın Aurum'u oylanacağından konseyi yönetiyorum." dediğinde de Juliette, sakinliğini korumaya devam etti. Başını eğerek Cihan'a imalı bir şekilde gülümsedi. İkisi de Atasay soyunun yok sayıldığının farkındaydı ve Cihan bir şey söylemek zorundaydı.
Bu nedenle Cihan'ın yanındaki yerinde oturan Amanda, sözlerine devam etmek için atıldığında Cihan elini onun önüne uzatarak Amanda'yı susturdu. "Hayır, ben, Atasay soyu olarak ikinci kurucu soy olduğum düzeltmesinde bulunarak konseyi yönetiyorum. Atasay soyu Aurum sorgulamasına dahil değildir."

Amanda gülerek "Juliette Ivanova bir Atasay." dedi. "Ama sorun yok. Dün Al'da olan adamı bugün Dore'ye kurucu soy yaparsak elbette kanunları bilmesini bekleyemeyiz."

"Juliette Ivanova hakkında Aurum kararı çıktığında Juliette, Atasay ile evli değildi." Yeni bir ses konseyde yankılandığında tüm meraklı bakışlar Amanda ve Cihan'dan ayrılıp Amanda'nın karşısında, Adal'ın yanında oturan Esin'e döndü.
"Dolayısıyla Atasay soyu Aurum sorgulamasının dışındadır. Ama aldatmak istemenizi biz de bekliyorduk Amanda."
Amanda yüzünü ekşitti. Esin ona doğru eğilip onun yüzünü taklit etmek için burnunu kırıştırdı. Dudaklarında ise dalga geçer gibi bir tebessüm vardı. Başını hızla sallarken "Üzülme Amanda." dedi. "Daha kaybetmedin. Biraz da ona sakla." Bir konseye göre hiç resmi olmayan bir tepkiydi bu. Esin; Cihan ve Juliette'in çoktan zan altında bırakılıp susturulduğunu biliyordu. Hatta Adal ve Adora bile tedbirli olmak zorundaydı. Bu nedenle diğerlerinin yapamadığı küstahlığı yapmak da Esin'e düşüyordu. Adal bu tepkiye bıyık altından gülerken Cihan, konseyin yönetimini devraldı.

SOYLULAR VE CANAVARLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin