ⅩⅨ. Oksana

34 7 98
                                    

ⅩⅨ. Oksana

şarkı : City of Dead

ANT TÖRENİNE KALAN ZAMAN: 3 HAFTA

Julie'nin Cesur Dünya fikrinin ardında cesarete olan takıntısı vardı. Bu takıntıyı oluşturan çekirdeklerden biri felakette yaşadıklarıydı. Ama cesarete olan takıntısını asıl tetikleyenler bunun da ötesine dayanıyordu.

Julie, "Korkuyorlar." diye fısıldadı. Sonra, bu cümle gündelik olarak kullanılabilecekmiş gibi hemen ardından omuz silkerek sordu: "Büreti uzatır mısın?"

Cihan büretin ne olduğunu çözmeye çalışırken Julie kıkırdadı. "İnce cam tüp, bak şurada. Ucunda musluk benzeri bir şey var. İşte, önünde. O."

Cihan, büreti ona verirken Julie de büreti düzeneğe tutturuyordu. "E. Ben de korkuyorum." diye mırıldandı. Sonra sordu, Sen korkuyor musun?"

"E-evet. Tabii."

Julie omuz silkti. "Bu arada sen, benim için söğüt toplamaya gittiğinde Defne geldi. Adal'ın getirdiği antibiyotikleri ona verdim."

Cihan başını sallamakla yetindi. Julie'yi izliyor, onun uzattığı beherleri alıyor muslukta temizliyordu. "Dahası gelir mi sence? Antibiyotiklerin." diye sordu. Julie, dudağını düşünceyle büktü.

"Sanmam. Serum da getirttim ama. Keşke burada yapabilseydim ama elimden hepsi gelmez. Her neyse. Bu gece dezenfektan da yapacağım. Hijyene dikkat etmeleri gerek. Salgın hastalıkla da uğraşamayız."

"Sonunda uyuyacağımızı sanıyordum."

Cihan Kaan ile beraber Al'da Julie'nin kaldığı evdeki hasarı yarım yamalak da olsa onarmıştı çünkü gece dışarıda çadırlarda uyusalar bile Julie'nin düzeneklerini kullanabileceği bir eve ihtiyacı vardı. Cihan'ın Dore hakkındaki bilgilerini topladığı eskizlerle dolu "koridorun sonundaki kilitli oda"yı Julie için laboratuvara dönüştürmesi güzel bir jestti.

İlk duyduğunda Julie, buna Kaan, Lexus ve Defne'nin karşı çıkacağını düşünmüştü ama onlar bunu iyi karşıladı. Çünkü Cihan kadar onlar da Julie'nin çırpınışlarını fark ediyordu. Ne de olsa kızın gözlerinin altındaki mor halkaları herkes görebilirdi.

Julie mırın kırın etti: "Sen uyu. Ben bir gece daha dayanabilirim."

Cihan, Julie dalga geçiyormuş gibi gülüyordu.

"Seni artık tanıyorlar, seslerini çıkarmıyorlar çünkü dertleri, acıları başlarından aşkın. Bu nedenle eskiden olduğundan daha fazla tehdit altındasın. Seni burada yalnız bırakmayacağım."

"Pekala, istiyorsan çadırda değil, odanda uyursun, bir şey olursa kendimi savunabileceğimi biliyorsun."

Kısa bir sessizlik oldu. Julie, önündeki süzgeç kağıdındaki beyaz tortuya baktı. "Bunun süzülmesini beklemeliyiz." diye fısıldadı. Sonra zaferle sırıttı: "Gördün mü, çocuk oyuncağı."

"Kesinlikle."

"Hadi şimdi Oksana'nın yanına gidelim. Sabahtan beri bunu bekliyordum."

"Onun yanından ayrılmıyorsun iki gündür."

"İyileşmesi için çabalıyorum."

Julie, odadan çıkmaya davrandığında Cihan Julie'yi kolundan tutup durdurdu. "Konuşmalıyız." dedi. Aslında Dore'nin - daha doğrusu Adal'ın - yolladığı ilaçların devamının gelip gelmeyeceğini sorması gibi birçok soru şu anda yapacakları konuşma ile ilgiliydi.

SOYLULAR VE CANAVARLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin