"Juliette'in bir insana göre çok fazla hayatı oldu. Hayatlarının birinde narin bir prenses diğerinde acımasız bir komutandı. Arada bir kendi ailesinden vazgeçen bir lidere de benzetilse de emin olduğum tek şey şu ki Juliette her zaman bir isyancıydı...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
XXIX. Bir Dorela geleneği
şarkı: The Tradition
Cihan, Julie'nin her mimiğini okuyabiliyordu. Bu aslında onun özel bir yeteneği değildi hatta insanları anlamakta çoğunlukla kötüydü bile. Ama Julie'yi anlamak onun için en kolayıydı.
Çünkü sadece kendisinden yola çıkarak Julie'nin hissettiklerini çözebiliyordu.
Bunu Julie'ye söylediğinde Julie o kadar derin tebessüm etmişti ki belirsiz bir gamzesi ortaya çıkmıştı. Sonra, kaşlarını kaldırarak; "Ama insanlar birbirine benzeyenlerin kendilerini tükettiğini söyler." demişti.
"Öyle değil." diye itiraz etmişti Cihan. "Farklarımız da var."
Julie, garsonlardan birinin uzattığı kadehlerden birine uzanırken başını yana yatırarak "Bahset biraz." diye fısıldamıştı. Amanda'nın düğününde bu kadar eğleneceğini hiç düşünmemişti.
Cihan, ona anlatmadan önce cıkladı. Julie'nin elindeki kadehi ona vermesini işaret etti.
"Cihan lütfen sen böyle yaptığında karnıma ağrılar giriyor."
"Ne alaka Juliette?"
Julie omuz silkti. "Kendim bu kadehten bir yudum alırken içinde bir zehir var mı yok mu aklıma bile gelmiyor. Sen içtiğinde bu endişe verici."
Cihan, "Benim için de aynısı öyleyse." diye itiraz etti ama Julie onu dinlemedi. Kadehinin içindekileri tek hamlede bitirip sinsi bir şekilde gülümsedi.
"Bir Dore Prensesine yakışır hareketler değil."
Julie Adal'ın Esin'e dans teklif ettiğini fark ettiğinde heyecanla Cihan'ın kolunu sarstı.
"Şunlara bak! Onları bu ara gözümden ayırmamalıyım." Cihan kıkırdadı. "Dans etmek ister misin sen de?"
Julie gözlerini büyüttü, "Amanda'nın düğününde mi? Kesinlikle hayır!"
"Ben de öyle düşünmüştüm."
Julie ona o akşam üstü "Bir şansım yok mu?" diye sorduğunda, Cihan ona sahip olduğum tüm şanslar senin, demişti. Yine de her gün Dore'de kalıyor değildi. Sabahları Julie'nin yanına geliyordu, bazı akşamlar Al'da bazı akşamlar ailesinin yanında kalıyordu.
Artık Al eskisi kadar işlemiyordu ama hala popülerdi. Julie ve Dore artık dışarısıyla eskisinden fazla ilgileniyordu. Bazıları bunun nedenini Cihan oraya gitmesi olarak görüyordu. Julie'yi tanıyanlar ise onun altından bir kalbi olduğunu söylüyordu. Ki- Dore'nin altınla ilgisi düşünülürse bu bir hakaret bile sayılabilir.
Cihan, ormanda bulduğu yakuttan Julie'ye bahsetmemişti. Yeterince derdi olduğunu düşünüyordu. Dişe dokunur bir şey bulmadan Julie'yi endişelendirmek istememişti.
