FI. Başlangıcın Sonu

23 3 43
                                    

EVRENİN ÜÇ KISIM HALİNDEKİ FİNALİNE,
HOŞ GELDİNİZ.

Başlangıcın sonu
It's snowing like the end of the world
FİNAL I. KISIM

Esin, üzerindeki; özel yumuşak bir kumaşla yapılmış siyah mantosunun fermuarını çekti. Sıkışan sarı saçlarını mantosundan çıkarttı ve eline şemsiyesini aldı.

Dore'de sabah olmak üzereyken, Juliette'i bir daha göremeyeceklerinden habersiz  sessizce nöbet tutan askerlerin yanından dudaklarında belli belirsiz bir tebessümle geçti.

Şemsiyesini soylar binasının merdivenlerinden inerken açtı ve tüm bu giyiniş yağan kara açılan bir savaşmış gibi daha içerideyken şemsiyesini başının üzerinde tuttu. Dore'nin bahçesinden dallarından ayrılmış gül yapraklarını eze eze geçti. Bir elini mantosunda takılı, Ateş soyunu temsil eden broşunun altındaki cebe soktu. Diğer eliyle şemsiyesini tutmaya devam etti. Pembeleşen burnunu çekti, gözlerini Adal'ın döneceği yola kilitledi.

Juliette, çizik ve yara bere içindeki bacakları ve üzerindeki kirlenmiş elbisesi ile kilometrelerce yürüdü. Nefes alışverişi git gide güçsüzleşmiş, adımları birbirine dolanmış ve ayakları yara içinde kalmıştı. Bir kar bastırmış gidiyordu. Juliette'in siyah saçlarının üzerini bir örtü gibi kaplıyor ve ince elbisesinin arasından sızarak onu üşütüyordu. Elinden düşürüp durduğu silahları, yaşadığı dehşet ve korku onu uzak zamanlara götürdü. O zamanlar tanıştığı ve bir bakıma hayatını kurtaran kişi ile geçirdiği huzurlu birkaç yıla tutunarak her şeyin güzel olacağına inandı. Adal'ı kaybetmenin acısını kalbinin en derinine gömerken ona verdiği sözü tutmak için yaşıyordu. Yarım saat önce dört bir yanı inleten çığlığı hala ara ara kulaklarını ağrıtıyor ve Adal'a dair hatırlayabildiği son şeyler kalbini sıkıştırıyordu.

Adal bir uçurumun kenarında el frenini çektiğinde Juliette, titreyen ellerini onun omzuna koyup "Bana baksana." diye fısıldamıştı. Juliette'in o yarım saat öncesine kadar en net hatırladığı şeydi bu.

Adal, öksürüklerinin arasından Juliette'e dönüp teklifini dinledi: "İstiyorsan şimdi dönüp çocukları alabiliriz. Hala vazgeçebiliriz."
Sonra da başını hayır anlamında salladı. "Mutlu olmalısın."
"Hikayemiz de savaşımız da bitti. Dore uyandığında Incendium, seni yakalamış olacak. Malüvra deneylerini yok etmiş olacak ve kendini Dore ile bir savaşta bulacak. Sonra, çocuklar yaklaşan bir savaşın veliahtı olarak gizlice büyüyecekler."

Juliette, huzursuzca nefes verip önündeki uçuruma dönerken. "Beni bundan kurtardığın için teşekkür ederim." diye fısıldadı. Adal, ağrıyan göğsünü tutup yüzünü buruştururken arkasına yaslandı. Gülümsemeye çalıştığında gözleri de dolmuştu.

"Sen ailenden vazgeçmek istedin. İnsanları Dore'den ve Dore'yi de Endo'dan arta kalanlardan korumak için. Bence... bilmiyorum. Böyle bir sonu hak ettiğine inanmıyorum. Sonunun Dorela gibi olmasına izin veremezdim."

"Hatalar yapmış olsam bile mi?"

Adal bu sözlere güldü.
"Unutma ki..." diye fısıldadı. "Herkes hatalar yapar."
Juliette güldü. Başını hızla evet anlamında sallayıp devam etmesini isterken Adal, öksürmeye başlayınca sözleri o tamamladı:  "...ve herkes dünyaya bir önceki hatayı düzeltmek için gelir."

"Arabadan in Juliette." diye fısıldadı Adal.
"Ben de geliyorum. Vakit kalmadı"

Juliette Adal'a uydu. Arabadan indi. Tam o sıralarda yağan kar hızını artırmış ve yeryüzünü yavaş yavaş ele geçirmeye başlamıştı. Arabanın uçurumdan kayıp gidişini hayal eder gibi oldu. Böylece Dore, çocukların da bu şekilde öldürüldüğünü düşünecek ve bu trajediden sadece Adal kurtulacaktı.

SOYLULAR VE CANAVARLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin