FII. Pandora ve savaş kelebekleri

13 3 81
                                    

SOYLULAR ve CANAVARLAR'DA DAHA ÖNCE

Anlatmak istediklerinin anlamını daha zihninde bile zorlukla belirginleştirmişken yaşanılan her şeyi kızına bırakmak istediği bu deftere dökmek için büyük bir mücadele gerekiyordu.
Yazdıklarının sonlarına gelirken ve yazısı yorgunluğu yüzünden bozulurken şöminenin alevi onu kendine çekti.
Sonra ani bir kararla mektubu bu defterden yırttı, şömineye atarak yaktı.
Bold italikler, Juliette'in yanan mektubuna; bold karakterler Soylular ve Canavarlar'a; normal karakterli paragraflar ise GEN Üçlemesinin zaman diliminde geçen üçlemede yer alan VEYA YER ALMAYAN flashforwardlara ve Karanlık Distopyalar'dan flashbacklere aittir.

Pandora ve savaş kelebekleri
Ashes
FİNAL II. KISIM

"Kızım, Oksana. Oksana Simurg Ivanova."

Anka, kaşlarını çattı. Lacivert gözlerini karşısındaki aynaya diktiğinde, çenesi duyduğu öfke ile sıkılmış; burun delikleri büyümüştü. İki yandan balık sırtı örülmüş siyah saçları önüne geliyordu. Gözleri aynadaki görüntüsünde hızla dolaşırken üzerindeki siyah üniformasında bir ambleme takıldı: Titan. düşünüyordu: UVAT'tan ayrılacaktı.

"Bu mektubu bir gün, hakkımdaki gerçekleri öğrenmen için yazıyorum. Eğer bu mektup sana ulaştıysa, ki ulaşmış olmalı, hakkımda ne düşündüğünü de bilmiyorum. Ama öğrenmişsindir, kim olduğunu."

Git gide sona yaklaşıyorlardı ve her ikisi de bu sonun onları daha da dibe çekeceğini biliyordu. Tahta duvarın üstündeki meşaleler çevreye tuhaf bir is kokusu yaymıştı. Anka, istemsizce ellerini duvarda gezdirdi ve meşaleden yayılan dumanı izledi. Ne kadar öyle kaldığından emin değildi ama Kaya'nın ona seslenmesiyle kendine geldi. Başını ona doğru çevirdiğinde Kaya'nın ürkmüş gözlerinin ondan birkaç adım uzakta önündeki kadife örtüde olduğunu gördü. Yanına merakla ilerlerken ikisinin de gözleri korkuyla kesişti. Önlerindeki bir kadife örtü ile örtülmüş, devasa bir altın çerçeveydi. Anka, ani bir hareketle kırmızı kadifeden örtüyü çektiğinde kadifeden yayılan toz zerrecikleri ışığı bulandırdı. Şimdi iki lider, önlerindeki görkemli tabloya bakıyordu. Üstünde ise büyük ve altın harflerle yazılmış italik bir yazı vardı:

"Yeni Dore'nin kurucusu Juliette Ivanova Atasay, ARTEMİS."

"Bu gerçek olamaz." Kaya, tablodaki bu kadın; sanki oradan bir şekilde çıkacakmış gibi bir korkuyla Anka'yı yanına yaklaştırdı.

Anka ise gözlerini tablodan alamıyordu. Kısık bir sesle tekrardan fısıldadı: "O, olamaz."

"Baban her zaman senin, gözlerini benden almanı isterdi. En azından bu dileği gerçek oldu."

Juliette, dolma kalemini kırmızı kadife defterin kenarına bırakarak büyük yatakta tek başına uyuyan kızını bir süre izledi. Sonra, yüzünde acı bir tebessümle defterine geri döndü.

"Yine de senin yüzüne baktığımda babandan izler de görüyorum. Onun çekik gözleri gibi... Simurg, birbirimize benzediğimiz için, kim olduğunu anlaman zor olmayacaktır."

Kaya, Anka'nın tabloya bakmasını engellemek istese de kendi gözlerini bile tablodan alamadı. Tablodaki Artemis'in koyu mavi gözlerini Anka ve Kaya'ya dikili, o tabloya her baktığında bir aynaya dönüşüyor ve ona Anka'yı hatırlatıyordu:.

Anka, sonunda gözlerini Kaya'ya çevirmeyi başardı ve çenesinden tutup ona bakmasını sağladı. Kaya, gözlerini zorlukla tablodan çekip Anka'ya baktığında kızda kendi gözlerinden yansıyan korkuyu gördü. Fısıltılı sesi şimdi çıkmayan bir çığlıktı: "O kadın benim annem olamaz Kaya."

SOYLULAR VE CANAVARLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin