LIX. Kahramanlar ölür, kelebekleri ölmez.

19 4 49
                                    

SON 8

LIX. Kahramanlar ölür, kelebekleri ölmez.
Where Butterflies Never Die
ARTEMİS ve ADAL'IN PLANI, 2. KISIM

3293, Cihan'ın sözde ölümünden üç ay sonra

Duygu Güneş, siyah renkli bir jeepte ilerlerken huzursuzdu. Öyleki yol boyunca ağzını hiç açmamış şoför sakin bir frenle arabayı yeşil çayırların bittiği yerden devam eden düzenli bir otoyolda durdurduğunda kızın parmaklarındaki etler koparılmaktan kıpkırmızı olmuştu.
Duygu, adamın beklenti dolu bakışlarından burada inmesi gerektiğini anlayınca arka kapıyı açtı. O zamana dek merakla etrafa bakınmak yerine korkudan kaskatı kesildiği için başını pencereden tarafa çevirmemişti. Arabadan indiğinde, şaşkınlığı kapıyı tam bile kapatmasına engel oldu. Heyecanla karşısında, göklere kadar uzanan yüksek gotik binaları izliyordu.

Duygu, daha yeni doğmuş bir bebekken annesinin kucağında onunla beraber bu beyaz gotik binadan koşturarak çıktığı zamanları ve o zamanlar otoyol olmamış toprak patikayı hızla geçerek çayırların üzerinde tek kalmış ağacın altına vardıkları günleri hatırlamadı. Bunun yerine bu yüksek gotik binaları ve binanın üzerinde devasa bir şekilde duran Dore sembolünü dehşet verici buldu.
Dore'ye getirildiğini biliyordu. Babasının ölümünden beri içini kemiren gizemlerin peşine düşmeyi başta reddetti. Sonra, UVAT'a yeni gelmiş bir UVAT askeri ile tanıştığında her şey değişti.

Juliette'in karnının üzerinde olan iki eli, o nefes aldıkça yavaş yavaş inip kalktı ve bunu hissetmek son zamanlarda Juliette'e huzur verdi: Böylece yaşadığını biliyordu. Cihan, işte bu dört duvarın yüzlerle kaplı olduğu, sadece mumlarla aydınlatılan odanın ortasında dizlerinin üzerinde oturuyordu ve Juliette de başını onun dizlerine koymuş, bacaklarını kendine çekmişti. Sessizdi. Gözleri portrelerden en üst sıralarda yer alan Dominik Vincent'a dikildi. Hemen yanında eşi Adoralin'in resmi hemen altında ise kızları Adora'nın resmi çiziliydi.
"Onun gerçekten kardeşine karşı bu kadar acımasız olmasını anlamıyorum." diye fısıldadı. "Nasıl, Duygu'yu Yaman'ı öylece bırakabilmiş. Adlarının anılmasını yasaklamış..." Cihan bölük pörçük dinlediği hikayenin tamamını Juliette'ten şimdi dinlemek istemezdi çünkü bazen Dorela ile kendisini Juliette'in içinde özleştirdiğini düşünüyordu. Bu düşüncesini haklı çıkarır gibi Juliette sözlerine şöyle devam etti: "Eğer Aurum olmasaydı ve biz seninle bu planı yapmış olmasaydık. Ben, Adal ve Araz öldüğümüzde senin ve Oksana'nın arkasında kimse durmazdı. Adora elinden geleni yapardı belki ama önünde sonunda o da bizim gibi hastalanacak."

"O nasıl?"

"Adora hala iyi. Defne bizim hastalığımızın ilerleyişinden yola çıkarak ona birkaç koruyucu tedavi uyguluyor. İşe yarıyor olmalı ki hala kötüleşmedi. Umarım bu uzun süre böyle devam eder çünkü... Boğaç'ın burada yalnız kalacak olması iyi bir fikir değil. Araz'ın eşi de hamile. Onların kızları, Boğaç, Yekta, Yonca hepsi Dore'nin çocukları olarak büyüyecek. Oksana ve Baler eğer Dore'ye geri dönmeyi başarırsa bu çocukların onları burada bekleyecek olmaları beni sakinleştiriyor. Ama Amanda'nın yönetimi altında nasıl bir çocuklukları olur hiçbir fikrim yok."

"Oksana ve Baler UVAT'a gittiğinde, onları kendimizden uzaklaştırmamız Dore'den uzaklaştırmamız yeterli olmayacak Juliette. Onlar farkında olmadan, kendilerini Dore'den saklayacak bir şeylere ihtiyacımız var. Yeni isimler, sahte aile geçmişleri bir ana kadar onları saklayabilir sadece.

Juliette başını evet anlamında sallarken gözleri hala Dominik'teydi. "Defne, Duygu Güneş hakkındaki UVAT raporlarını getirdiğinde gördük. Kız çok yetenekli. Akım'ın çocuğu olduğunu söylemek zor değil. Oksana ve Baler'e de aynı şey olacak. UVAT'ta parlayacaklar. İsyanı Duygu Güneş ile kurmak istiyorum. Çocukların kim olduğunu ve benim kim olduğumu bilirse onları Amanda'dan koruyacaktır."

SOYLULAR VE CANAVARLARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin