BEN GELDİMMMM MERHABALAR 🤩👋
Nasılsınız canlarım ciğerlerim kuzu sarmalarım😁 Ben varya bir işe girmişim bitiğim sabah gelip size anca gıdım gıdım bölüm hazırlıyorum🥺
Yeni bölüm bomba gibi geldi 🙈
Yorum yapmayı ve yıldızı parlatmayı unutmayın❤️💥
Tepkilerinizi satır aralarına bırakın olur mu?💞🤞
Hadi okuyun bakalım🌸
İYİ OKUMALAAARR 🌼🤍
ŞARKI: Çağan Şengül - Papatya
"Bazen yaşamak için defalarca ölmek gerekebilir."
-----------------------------------------------------------------Ölüm; bir kelime, dört harf ,eşittir bir can, eşit değildir geride kalanlar için. Karşılığı olmayan bir hüzün. Tekrarı olmayan anılar, bitmek bilmeyen özlem. Dönüşü olmayan pişmanlıklar. Sayısı bitmeyen keşkeler ve eklenecek nice eksiklikleler istenilen nice fazlalıklar...
Ölüm söylenişi önemsiz, mezar taşında yazılışı dönüşü olmayan bir kelimedir.
Herkesin ağzına yakışmaz ama mezar taşına yazıldığında herkesin kalbine de her harfi tek tek dağlanır.
Bir fanusta oturuyorum öleceğimi gösteren çizimler var benim aklımda tek soru:
"Vasiyetimi nasıl vereceğim?"
Birden ışıklar söndü.. Birden her yerin karanlık olması beni irkiltse de bir kaç saniye sonra geçmişti ürpertim.
Ben geceleri annesini bekleyen , karanlık olsa da annem gelse diyen bir kızdım. Beni karanlıkla korkutamazlardı.
"Sonunda be! Hiç uyuyamayacağım sandım." diyerek oturduğum küçük yerde yayılabildiğim kadar yayıldım. Beni bıraktıklarından beri baya zaman geçmişti ama kimse gelmemişti. Elimdeki ipi kendim biraz uğraşarak çözmüştüm.
O kadar bağırmama, söylenmeme rağmen kimse gelmemişti. Ecelden kaçacak halim yoktu ama lahnet iç sesim hariç başka bir ses 'sana ölüm yok kızım' diyordu.
Gözlerimi dinlendirmek için kapatırken buranın sessiz ve sakin olması hiç alışık olmadığım bir andı. Kavga gürültülerle uyumaya alıştırmıştım kendimi.
"Yalnız bu sessizlik bana lüks. Beni burada çok tutarsanız ve ben bu lükse alışırsam gitmek istemem he haberiniz olsun. Gidersem de lüksü ararım sonra bulamam sonra hem kendimi hem mahalleyi uykusuz bırakırım. Ona göre yapın ne yapacaksınız okey? Rahatsız etmeyin beni zıbaracağım." diyerek son uyarımı da yapıp tekrardan sakinliğe gözlerimi kapadım.
'Sanki babasının otelinde kalıyor şu rahatlığa bak. Kaçırıldın sen. Biraz kaçırılmış gibi davranır mısın?' diye mızmızlanan iç sesimi görmezden gelerek uyumaya çalıştım.
"Merhaba Asil." sesi duyduğum an irkilip gözlerimi açtım ve savunma pozisyonuma geçtim.
Beyaz bi ışık gözlerimi alıyordu açamıyordum.
"Lan beyaz ışık beni çağırıyor. Ben bunu Sırlar Dünyası'nda(dizi) oluyor sanıyordum. Ne çabuk öldüm lan daha yeni gözlerimi kapatmıştım. Azrail bana uğramadı lan beni es mi geçti ne yaptı? Şehadet çekmeme izin verseydiniz bari. Cellatlar bile son dileğin ne diye soruyor ben son dileğimi söylemedim. Ben vasiyetimi de vermedim. Azrail gelmeden can gider mi Aloooo?" korkudan ne söylediğimi bilmiyordum ama saçmalıyordum bu kesindi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KIZIL KABİR
Teen FictionKızıl, Kabir ve Cellat. Bu oyun üçü arasında kuruluydu. Kızıl, alev. kabir, ölüm. Cellat, katildi. Cellat, kurbanının alevini söndürmüş ve ölüme terk etmişti. Ölüm hiç bu kadar karanlığa mahkum olmamıştı. Cellat, darağacını mı yoksa ölüme terk ettiğ...