7. "İdam-ı Nefs"

1.2K 105 56
                                    

Merhaballaaarrrr ben geldiiimmm🤭👋
Biraz uzun sürdü biliyorum ama işe gidiyorum o yüzden hızlı gelemedi bu bölüm affedin🥺🙊
Yeni bölümle karşınızdayım 😶
Tepkilerinizi satır aralarında bırakmayı unutmayın🤭
Hemen okumaya yoluuyorum✨☄️
İYİ OKUMAALLAAARRR 🌼🤍

Şarkı: Tuğkan - Belki de

"Bazen sadece ruhunu öldürmek için intihar edersin!"
----------------------------------------------------------------------

İsteyerek yapınca mı yoksa yanlışlıkla yapınca mı hata oluyordu? Peki benim yaptığım hangisiydi?

Asil istemeyerek, Karaca isteyerek yapmıştı.

Karaca'yı Serseriden uzak tutmam gerekiyordu. Karaca'yı öldürmem gerekiyordu. Ama ne öldürebilmiştim ne de uzak tutabilmiştim.

Kartal'ın Serseri olması işimi daha da zorlaştırıyordu.

Peki o hangisiydi? O hep Kartal mı? Hep Serseri miydi? Yoksa benim gibi o da 3 yıl öncesi ve 3 yıl sonrası olarak ikiye mi bölünmüştü.

İsteyerek ya da istemeyerek büyük bir hata yapmıştım. Geldiği an gitmeliydim. Salaklığın daniskasını yapmıştım. Ya hatırlarsa o zaman ne yapacaktım.

Oda da deli gibi dönüp durmaktan başka bir şey yapmıyordum. Geldiğimden beri öğlen olmuştu ama ben hala Azap'ta yeşil oda da oturmuş ne yapacağımı düşünüyordum. Yeşil oda şeref yoksunlarını delirtmek için kullandığım odaydı. Ben deliydim zaten Karaca'dan kaçtığım yerse genellikle burasıydı. Asil olduğumu en çok burası kanıtlıyordu bana.

Ben 3 yıldır Asil Kızılkurt'tum. Bunu Serseri yapmıştı. Ama Karaca hala onun için tekrardan hayata dönüyordu.

Öldüremiyordum. Her toprak attığım da tırnaklarıyla kazıyıp yeniden doğuyordu. Ölemiyordu. Ölüp ölüp diriliyordu.

Her seferinde Serserisi için doğarken tekrardan Serserisi yüzünden ölüyordu. Ölmeyi mi seviyordu yoksa Onun yüzünden ölüp onun için tekrar dirilecek kadar çok mu seviyordu?

Sevgi hangisiydi?

Artık olanları düşünmekten kafayı yiyecektim. Cevapsız sorular kafamda dönüp duruyordu.

Gece olanların yaşanmamış olmasını dileyip duruyordum. Karaca'ya sahip çıkmam gerekiyordu.

Aptal kafam bir de dövmemi öptürdüm yetmedi bir de gittim üstüne ben de öptüm. Allah'ım lütfen hatırlamasın lütfen.

Yaptığım salaklığı hatırlarsa yüzüne bakamazdım. Ben babama da ihanet etmiştim.

Odadaki kırık aynaya doğru gidip yansımama baktım. Karşımdaki Karacaymış gibi konuşmaya başladım.

"Karaca lütfen öl artık lütfen onun için yaşamayı bırak bize bu acıyı yaşatmayı bırak. Bize bunu yaşatmayı bırak." dedim ağlayarak.

"Altüst olduk neden hala devam ediyorsun? Serseri öldü bizim için, sen neden onun için bizi yakıyorsun."

Yerdeki sandalyeyi alarak zaten kırık olan aynaya fırlatarak avazım çıktığı kadar bağırdım:

"O bize ihanet etti geri zekalı. Seni geride bırakıp gitti. Seni kurtarmadı. Seni ölüme terk etti. Sen öldün. Seni o öldürdü. SEN DE ÖL ARTIK ÖL! Daha fazla yaşama onun için. Yaralarını ben sararım. Ben bize yeterim. Sen öl artık Karaca. Toprağını ben sularım lütfen gelme. Beni çaresizliğin yapma. Beni çaresizliğim yapma"

Yerdeki kırık ayna parçalarının üzerine düşüp ayna parçalarını elimle sıkıca tutarak Karaca'nın canını yakmak istedim. Ben kendi canımı yakıyordum ama sanki ben benden olana ceza veriyordum.

KIZIL KABİRHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin