That's a Lie ~Soukoku Lise Au~

Otuz Dördüncü Bölüm; Masumun Gözünden Şaşırtan Cinayet

Keyifli Okumalar...🖤

Chuuya ayaklarını sertçe yere vurarak yağmurun göl ettiği çukurlardan üzerine su sıçratarak ilerliyordu. Elinin altındaki şemsiyeyi sıkarken de yüzünde aptal bir gülümseme vardı. Dilinin ucunda ise sürekli dinlediği popüler aşk şarkılarından biri vardı.

"Tooku he itte shimau mae ni..."
~Uzaklara gitmek için yola çıkmadan önce...~

Adımlarını izlerken gözlerine ilişen tanıdık kapıyla başını kaldırdı ve gülümsemesini bozmadan şarkının melodik kısmını ıslıkla devam ettirdi. Mutluydu.

Gerçekten mutlu.

"Tsutaenakya to omoi nagara..."
~Sana açılmam lazım diye düşünürken...~

Ne oldukları şu anlık umrunda değildi ama ne olursa olsun onunla yapmak heyecan vericiydi. Sonuçta kendisini sevdiğini de söylemişti değil mi?

"Kyou mo sugite yuku jika..."
~Bugün de zaman akıp gidiyor...~

"Warai atte sukoshi mune itamete..."
~Gülüp oynuyoruz ama kalbim sızlıyor biraz...~

Her şekilde sevildiğini bilmek ve kendisini seven kişiyi sevmek, iki duygu da kendisini heyecanlandırıyordu.

"Harukaze ga fuku yo ru..."
~Bahar meltemlerin estiği gecede...~

"Hanarete kunai natte..."
~Hiç ayrılıp gitmemeyi...~

"Sonna koto wo omotte"
~Burada kalmayı düşünürken~

Yakında ne olucaktı? Yarın? Okulda? Yanında? Dışarıda?

Peki ya...

"Nanka yokei ienaku natte..."
~Dilim tutulup kalıyor bir an...~

Bu ilişki bir yatağa adım atabilir miydi?

Chuuya bu ihtimali düşündüğünde kendisini azgın ergenler gibi hissetti. Başını iki yana sallayıp kıkırdadığında onun için daha vakit olduğunu fısıldayıp kapıdan girdi ve bahçe yolunun şekilli taşlarında adımlamaya başladı.

Kısa sürede büyük kapının önüne geldiğinde cebindeki anahtarı çıkardı ve kapıyı açmaya yeltendi. Fakat yanındaki kapı pervazına yaslanan silüeti farkettiğinde duraksadı ve iç çekip kapıyı açmak adına elini hareketlendirip kapıyı açtı. Büyük kapı hafif gıcırtıyla açıldığında Chuuya eve girdi ve çantasını kenara koyup şemsiyeyi kuruması için kenara açık bir şekilde koydu.

Ardındaki kapının kapanmasıyla Chuuya mutfağa ilerledi ve buzdolabından soğuk suyu alıp bardağa doldurdu. Dazai'nin dudaklarını keşfe çıkan dilini başını sallayarak kenara atmaya çalışırken, suyu başına dikti ve kapıya doğru dönüp mutfak kapısına yaslanan bedeni süzdü.

-Uzun zamandır buraya gelmiyordun?

-Meh, yaklaşık 2 ay oldu değil mi?

-3 yıl oldu.

Chuuya iç çekip buzdolabına ilerledi ve içerisindeki vişne suyunu alıp kristal bardağa doldurdu. Ardından silüetin yanından geçip esneyerek salona girdi. Kendisini geniş koltuğa attığında yanındaki kumandadan birkaç düğmeye bastı ve yağmuru izleyebilmek için kapalı olan perdelerin açılmasını sağladı. Islanan her bir çime gözlerini kısarak bakarken, çaprazına oturan kişiye yan bir şekilde bakıp fısıldadı.