Elli Dokuzuncu Bölüm; Her Şey Planlandığı Gibi

211 30 24
                                    

Keyifli Okumalar...🖤

Dazai'den

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Dazai'den...

Soğuktu. Issız ve sessiz. En ufak ışık kaynağı bile yoktu. Bedenimi bile göremiyordum.

Kımıldama? Ah, yapıyorsam bile hissedemiyordum. Göremediğim içinse bunu anlamak zordu.

Soğuktan donan vücudumda eğerki uzuvlarım benden ayrıldıysa, bunu bile fark edememem normaldi.

Nefes almaya çalışarak iç çektim. Kuru dudaklarımı güçlükle ıslattım. Yani, öyle düşündüm.

Çok geçmemişti, yaklaşık 1 gündür tutulduğum buzluktan beni çıkarmaya niyetlendiklerinde, yüzüme vuran ışıkla gözlerimi kıstım. Bağlandığım sandalyede ellerimi yumruk yaparken, parmaklarımın soğukla birer çubuk gibi kırılacağını hissettim.

Hareket ettirmemeyi seçtim, beni tutup götüren adamlarla gözlerimi kısarken, sonunda vaktin geldiğini anladım.

Başından beri planım buydu, Ranpo ve Fyodor da bunun farkındaydı. Planım iyi giderse- ve tabii Azrail bana biraz daha vakit verirse Chuuya tamamıyla benimle olucaktı. Onun güvenliğini sağladıktan sonra gerisi önemli değildi.

Koridorlar, odalar ve katlar. Hepsini kollarımdan tutarak beni kaldıran adamlarla aştıktan sonra bedenim ısınmaya başladı. Gözlerimi kırpabilir hâle geldiğimde, hızla bedenime bakındım.

Uzuvlarıma dokunulmamıştı, ama o dondurucuya atılmadan önce yediğim darbın izleri açık bir şekilde ortadaydı.

Bir iç çekiş çıktı dudaklarımdan. Kesin canım acıyacaktı.

Bi odaya getirildim ve ardından başka bir odaya daha. Karşımdaki sahneye ve siyah sandalyeye tek kaşımı kaldırırken, tümsekten beni attılar. Kıkırdayarak sandalyeye oturduğumda, güldüğümü gören elemanlardan biri bu yaptığıma sinir olmuş gibiydi.

Bir yumrukla sesimi keseceğini sanıyordu, fakat attığı her yumrukla eceline susuyordu.

Attığı 3. yumrukta âni sinirle ve ısınan bedenimin gevşemesiyle, hızlı bir harekette bulunarak yere ellerimi dayadım. Bedenimi kaldırırken, ayaklarımı boynuna doladım ve kendime çekip, yine hızlı bir hareketle omzuna çıktım. Arkadaşı ve kendisi bunu ne zaman yaptığımı anlayamazken, boynunu tutup 180° döndürdüm ve çıkan sesle beraber yere yığıldı. Dudağımın kenarından akan kanı elimin tersiyle silerken, yan bir bakışla diğerine baktım ve iç çektim.

-Ne derseniz yapacağım, neden işinizi zorluyorsunuz ki? Al, öldü.

Yerde ölü yatan adamın başını ayağımla dürttükten sonra sandalyeye oturduğumda, o kadar hareket ve sinirle kendisini belli etmeyen acı, ben rahata binince kendisini gösterdi. Bedenimin her bir noktası acıyla sızlanırken, adam ölü arkadaşını aldı ve gitti. Onlardan sonra eli silahlı adamlar girdi ve beni sandalyeye bağlayıp bir süre darp ettiler.

That's a Lie ~Soukoku Lise Au~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin