Keyifli Okumalar...🖤
-Umm... Adın neydi unuttum.
-Aylardır arkadaşız nasıl unutursun?
-İsim hafızam zayıftır. Ama sana kedi kılıklı dediğimi hatırlıyorum.
-Aman ne güzel...
Atsushi sıraya daha çok gömülürken gözlerine bir gram uyku girmemesiyle de iç çekti. Göz altları morarmış, yüzü sararmıştı. Derslerine odaklanamamasıyla da kötü notlar almıştı.
Şimdiyse her zaman sırasına gittiği kişinin, bu sefer kendi sırasına gelip, ne halde olduğunu sorgulamasıyla vakit geçiyordu.
Burnuna dolan yoğun barut kokusuyla irkilirken, diğer yandan da ona güven besliyordu. İlginçti ki, Atsushi şu an Akutagawa'ya sarılmak istiyordu.
Beden dersiydi ve Atsushi dersler dahil sınıfından haftalarca ayrılmamıştı. Ne Hirako'yla, ne de Chuuya'yla görüşmek istemiyordu. Onlara hiçbir şey söyleyemeden durmakta iliklerine kadar kendisini titretiyordu.
-Hmm... Acaba Gin mi seni bu hale getirdi?
-Gin-chan ne alaka?
-Bana itiraf yapanları şişeye oturttuğunu duydum. Belki seni de-
-H-hayır. Öyle bir şey olmadı.
Atsushi "İtiraf" kelimesiyle kızarırken kekelemiş, ardından başını sıradan kaldırıp ellerine bakmıştı. Parmakları belli belirsiz birbirine sürtünürken, derin bir nefes aldı ve gözlerini yumarak mırıldandı.
-Hiç değer verdiğin birisinden büyük bir sır saklamak zorunda kaldın mı?
Atsushi buruk bir gülümsemeyle beraber gözlerini yavaşça araladığında, Akutagawa yan profili süzdü. Bedeni titriyordu ve her gözlerini yummasıyla bu titreme artıyordu.
-Evet kaldım. Hâlâ da bu sorunla yüz yüzeyim.
Akutagawa fısıldadığında, Atsushi şaşkınlıkla kendisine döndü. Onun değer verdiği iki kişi vardı. Bir kardeşi, diğeri ise ağızındana hiç düşürmediği Dazai-san'dı.
-Ona söylersem benden uzaklaşacağı kesin. Bu yüzden saklamak istiyorum.
Akutagawa başını tahtaya çevirdiğinde, gerilen yüz hatları Atsushi'nin kızarmasını sağladı. Pür dikkat gözlerine bakınırken sertçe yutkundu ve kıkırdayıp mırıldandı.
-Gizemli kişiliğinden sırrının olmaması imkânsızdı zaten. Ahahaha!
-Beni bir kenara atta, kendinden söz et. Kim bu değerli kişi? Kızıl kafa mı?
-Onun adı Chuuya.
-Chuu- ne?
Atsushi iç çekip kendisine tek kaşını kaldırarak bakınan yüze gülümsedi ve elini kaldırıp yorgun bir şekilde başına vurdu. Akutagawa bu yorgun ve solgun yüze kaşlarını çatarak bakınırken kaç gündür uyumadığını düşündü.
-Tahmin ettiğin gibi endişemin sebebi Chuuya. Öğrenmesi hakkında endişe duyduğum bir konu var.
-Konuyu bana anlatırsan belki yardımcı olabilirim.
Akutagawa bahsedilen kişinin düşmanlarının kardeşi olduğunu biliyordu. Artı olarak canından çok sevdiği Dazai'nin baş düşmanı olması, kellesini en kısa sürede koparma isteğini körüklüyordu.
Farkında olmadan gelecek bilgiye odaklandığında, Atsushi yayılan aurayla irkildi ve bakışlarını kaçırıp mırıldandı.
-Hayır, başkasını da diyeceklerimle rahatsız etmek istemiyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
That's a Lie ~Soukoku Lise Au~
Fanfiction-Hey, Odasaku! Bilir misin, bugün çok tuhaf bir şey oldu. -Ne oldu? -Bugün bedenim değil, duygularım patladı. -Hmm? -Kalbim ilk defa, birisi için çırpındı. Odasaku duyduğuyla ufak bir şaşkınlık geçirirken, elindeki bardağı bar tezgahına koydu ve ha...
