Otuzuncu Bölüm; Aşk İtirafları ve Acemi Dudaklar

621 62 99
                                    

Keyifli Okumalar...🖤

Günün ilerleyen saatlerinde Dazai birkaç saatini daha manzara karşısında geçirmişti. Birkaç çocuğun kendisine top oynarken çarpması dışında kendisini de uyuz eden bir durum olmamıştı.

Adımlarını hızlandırırken, ayağının altındaki taş parçasına nazikçe vuruyor, yuvarlanan taşla beraber ilerlemeye devam ediyordu.

Kafası karışıktı. Aranan Verlaine Paul da Amerikan vatandaşı olarak görülüyordu ama buradaydı. Chuuya ise "kendisine tıpa tıp" benzeyen bir abiye sahipti ve aynı şekilde Amerika'da olduğunu dile getirmişti.

Esmer genç yumruklarını sıktı ve durdu. Sadece yerdeki taş parçasına bakınırken, yol kenarında ağlayan bir çocuk farketti. Yan bir bakışla çocuğu süzerken, Chuuya'nın da yanında olduğunu gördü. Bakışları boşluğu andırmadan direkt olarak duygu barındırmaya geçerken, adımlarını o yöne doğru çevirdi ve elini uzatarak bir adım attı. Yerde yatan kedi can çekişir bir haldeydi ve kızıl gencin de yüzünden üzüntüsü belli oluyordu.

Dazai uzattığı eli indirdi ve cebine sokuşturup önüne döndü. Sessiz bir şekilde ilerlemeye devam ederken, kısa sürede Mori'nin yanına gitmesi gerektiğini de düşündü.

Odasaku'ya güveniyordu ve dediğine göre "aşık" ise-

Bir dakika... Aşk neydi?

Dazai kaşlarını çatarak aşkın anlamını çözmeye çalışırken, elini sol göğüsüne koydu ve üzerindeki gömleği sıkıp düşünmeye devam etti. Düşünceler arasında gözlerinin önüne gelen üzüntülü yüzle duraksadı ve kalbinin sızladığını hissetti. Yüzü asılırken, onu gülümsemezken görmemenin verdiği acıyı dayanılmaz bir acı olarak düşündü.

Ve arkasına döndü. Koşar adımlarla karşıdan karşıya geçip Chuuya'nın yanına çömeldiğinde, Chuuya ilk başta kendisine şaşkınlıkla, ardından hafif kızarık bir şekilde bakıp mırıldandı.

-Neden buradasın?

-Yüzün gülmüyor. Bir sıkıntı mı var?

Kızıl genç, yüzünün gülmemesini normal bularak önünde yatan kediye bakındı ve ağlayan çocuğu sakinleştirmek için sırtını patpatladı.

-O... Çok hasta.

-Ne yazık.

Dazai mırıldandığında, Chuuya cevabın berbatlığıyla artan sinirle bağırmaya hazırlanırken, Dazai ağlayan çocuğun omzunu kavrayıp sıktı.

-İlk önce bu kediyi veterinere götürelim. Ardından yanına arkadaş alalım. Olur mu?

Çocuk gözlerini elinin tersiyle silerken açık yeşil gözlerini Dazai'e dikti ve hissiz kahve gözlere ürkerek bakarken onayladı. Dazai yerdeki kediye baktı ve ayaklanıp lacivert ceketini çıkardı. Kedini nazikçe cekete sarıp kucaklarken, mavi gözler pür dikkat kendisini süzmekteydi.

Kısa sürede yakın bir veterinere giriş yapıldığında, kediye bakılması için bir bakıcı tutuldu. Her ay kontrolünün yapılması gerektiğini, belirli bir kart üzerinden bütün aşılarının vaktinde yapılmasını da Dazai "resmen" emretmişti.

Tüm bu olanlara Chuuya ise elini dahi sürmemişti.

Esmer genç, hasta kedinin tadavisi için veterinere siyah bir kart vermişti. Chuuya o vakit "Aptal mısın sen!!?" diyerek öne atılmış ve Dazai ile kartı bıraktığı tezgahın arasına girmişti. Esmer genç dibindeki bedene kaşlarını kaldırarak bakınırken, Chuuya iç çekti ve cebinden kağıt para çıkartıp tezgaha koydu. Siyah kartı alıp Dazai'e uzattığı vakit hissiz yüze bakınıp tekrardan azarladı.

That's a Lie ~Soukoku Lise Au~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin