Yirmi Yedinci Bölüm; Şüpheler

505 60 45
                                    

Keyifli Okumalar...🖤

-Dazai-kun, bunu cidden yaptın mı?

-Ne? Hirotsu-san bana öldürmeyi askıya almamı söylediğinizden beri, kimseye elimi bile sürmedim.

-Fakat bu görüntüler... Tanrım neler oluyor?

Dazai çatılan kaşlarıyla beraber sorgu odasında beklerken, yanından geçip giden Kunikida'yla rahatladı. Hirotsu'nun ona üzgün bir şekilde bakması da sinirlerini bozmaktaydı.

-Yapmadım diyorum kimse mi inanmıyor?

-Görüntülerin var. O gün genç Shirase'yi köprü altında öldürene kadar dövmedin mi?

-Öldürene kadar mı?

Dazai duraksayıp belli bir noktaya daldı ve düşüncelere giriş yaptı. O günü hatırladığında, yaptıklarının az bile olduğunu düşündü. Çünkü Chuuya'yı başka birisinin altında görmek ve düşünmek sinirlerini geriyordu.

Kendisi yapmasa bile şu an katil konumundaydı.

-Benim gördüklerimi görmediğiniz için bu kadar rahatsınız!!? Siz aptal polisler, taciz ve tecavüz olaylarına nokta koyamadığınız için bunlar yaşanıyor ya!!

-Dazai-kun öncelikle sakin-

-Siktiğimin görüntülerini karşıma çıkarmadığınız sürece kendimi size asla teslim etmeyeceğim.

Dazai gözlerini sıkıca yumup dişlerini de sıkarken çenesine giren ağrıyla küfür mırıldandı. Sorgu odasının gittikçe yoğunlaşması ise kendisinin darlanmasını sağlıyordu. Derin nefesler almaya çalışırken bir yandan da gömleğinin koluna "ne olur ne olmaz" diyerekten yerleştirdiği tel tokayla kelepçeden kurtuluyordu.

Kunikida gözlüklerini düzeltip şefleri olan Fukuzawa'dan izin almış ve leptobu masaya koyup ekranından görüntüleri açmıştı.

Dazai parmaklarının arasındaki tel tokayı ustaca kullanıp kelepçeden kurtulduğunda halen elini arkasından çekmemişti. Bununla beraber dikkatleri de üzerine çekmiyordu.

Koyu kahve gözleri ekranda gezinirken, kendisini görmüştü. Chuuya'nın tacize uğradığı kısım köprü ile kapalı kalırken, Dazai'nin attığı tekmeyle Shirase kameraların karşısına çıkıyordu. Böylelikle ikili yerde debelenirken ne Chuuya görünüyor, ne de Dazai kalktıktan sonra Shirase ayağa kalkabiliyordu.

Kahve gözler görüntüleri boş bakışlarıyla süzerken ekranın kenarındaki saat dikkatini çekti. Güneşin batmaya yakın olduğu bir vakitti ve o saatlerde köprüden geçen çokça insan oluyordu. Hatta kavuran güneş kendilerine zarar olmasın diye sahile akşamüstü ve vakitlerinde bile gelen vardı.

Peki neden o kadar günden sonra şimdi karşılarına çıkıyordu?

-Merak ediyorsan söyleyim. Bu kamera nöbetli kamera. Shirase'nin bayılması ve senin çekip gitmen saat beşe on kala gerçekleşirken, kamera saat tam beşte kapandı.

-Pekâla, o kadar yediği dayaktan sonra hemen kalkmasını bekleyemezdiniz zaten. 10 dakika sonra da orada olduğuna emin miyiz?

-Kameranın tekrardan aktifleşmesi dört saati buldu. Ama konu bu değil Dazai.

Esmer genç yüzüne yerleştirdiği âsi sırıtmayla yumruklarını sıkarken, Kunikida gözlüğünü düzeltti ve Dazai'nin yanına eğilip devam etti.

-Geçen onca vakitten sonra halen orada olması ve diğer kamera görüntülerinde de hep orada yattı. Hiç kımıldamadan. Bu da senin-

Kunikida boğazına sarılan kelepçeyle nefessiz kalırken, Dazai ayaklandı ve kolları arasında olan uzun silüeti rehin aldı. Kendisini süzen gözlere öfkeyle bakıp elinin altındaki gencin boynuna sarılan kelepçeyi daha da sıktı ve acıyla inleyip gözlüğünün yere düşmesini sağladı.

That's a Lie ~Soukoku Lise Au~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin