Yirmi Dördüncü Bölüm; Bu Duygunun Adı Aşk

497 64 169
                                    

Keyifli Okumalar...🖤

-Eğer ki burada/dışarıda, ölseydim veya zehirlenseydim, ya da herhangi bir şey! Umursar mıydın?

Uzun bir bakışma ve derin çekilen iç çekiş.

Dazai sırtını yasladığı duvardan öne adımlayıp Chuuya'nın önünde durdu ve işaret parmağıyla narin boyundaki tasmayı kavrayıp kendisine çekti. Kızıl genç nefessiz kalırken yakınlaşan yüzleriyle de kızardı.

-Böyle düşünmene ne sebep oldu bilmiyorum ama cevap vermem gerekirse-

Dazai işaret parmağını geçirdiği tasmayı biraz daha kendisine çekip Chuuya'nın parmak uçları üzerinde yükselmesini sağladı. Böyleyken bile boyuna denk olmaması ise işin komik tarafıydı. Fakat Dazai yüzündeki hissizlikle beraber gülmek bir yana, şu an kızılı öldürmek gibi bir ifadeye sahipti.

Ama öyle düşünmüyordu.

-Umursamazdım. Karşımda can çekişsen bile dönüp bakmaz, aksine sessiz olman için başına sıkardım.

Chuuya yüzüne söylenenleri şaşkınlıkla beraber korkuyla dinledikten sonra dişlerini sıktı ve ellerini tasmasını çeken ele ilerletip kendinden uzaklaştırmaya çalıştı. Fakat gücünün yetmemesiyle beraber boğazının tasmayla sıkılmasıyla nefessiz kalmıştı.

Yüzü de saçlarıyla aynı renge bürünmüştü.

-P-peki o zaman neden- Neden beni Shirase'nin elinden kurtardın!!?

Chuuya tüm gücüyle bağırdığında, Dazai onun zorda kaldığını farketti ve kıvırdığı parmağını hızla tasmadan çekti. Böylelikle Chuuya'nın sendelenip arkasındaki masaya yaslanmasını sağladı.

-Kim olsa aynı şeyi yapardı. Seni o piçin elinden kurtarmamla, seni umursadığım mantığına varman ne komik.

Chuuya elini hızla tasmanın iz bıraktığı boynuna ilerletip sinirle iç çekişler yaparken, kaşlarını çatmış ve Dazai'e bakışlarını dikmişti.

-Sen çok iğrenç birisin. Sana iyilik yapmaya çalışan birisine bile piç gibi davranıyorsun.

-En azından Shirase gibi değilim değil mi?

Dazai kendisine edilen hakaretten sonra alayla karşılık verdiğinde, Chuuya bakışlarını kaçırdı ve elini boynundan çekip üzerindeki sweate attı. Sweatı tek hareketiyle çıkardıktan sonra Dazai neden birden böyle bir harekette bulunduğunu düşündü.

Chuuya elindeki hoş kokulu sweatı sandalyeye bırakıp Dazai'nin odasına ilerledi. Odaya bıraktığı formasını hızlıca giyinip çantasını eline aldı.

-Nereye? İnsanların konuşarak anlaştığını söyleyen sen değil miydin?

Chuuya evin çıkış kapısının kulpuna elini koyup duraksadığında, Dazai ellerini cebine yerleştirdi ve merdivenlerden çıkıp çıkmaya hazırlanan Chuuya'nın kızıl saçlarına bakıp devam etti.

-Ayrıca haline endişe duyan babana karşı eve bu saatte gitmen sıkıntı olmaz mı?

Kızıl genç elini koymuş olduğu kulpa bir müddet bakındıktan sonra arkasına döndü ve maks 2 adım ötede olan uzun bedene bakındı.

-Dediklerimde ve dediklerinde ne kadar haklı olsan da, seninle daha fazla yan yana duramam.

-Ne o? Korktun mu yoksa?

Dazai kalçasını tezgaha yaslayıp alayla söylendiğinde, Chuuya mavi gözlerini kahve gözlere bir müddet diktikten sonra sinirle dönüp kapıyı açtı. Kapıyı kapatmadan önce ise devam eden alaycı tonla duraksadı.

That's a Lie ~Soukoku Lise Au~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin