Otuz İkinci Bölüm; Endişe, Özlem ve Mutluluk

454 50 79
                                    

Keyifli Okumalar...🖤

Olanlar güzeldi. Dazai sevdiği çocuğu öpmüş, beline sarılmış, utanç içerisinde aynı sıraya oturmuş ve son olarak yemek yiyip oyun oynamıştı. Halen iddia konusunda ne isteyeceğini bilmiyordu. Büyük ihtimalle bu seçeneği Chuuya'ya bırakıcak ve onun rızasına göre bir şeyler yaptıracaktı.

Fakat içini burkan bir yön daha vardı ki, bu kendisini hem sevdiğini söyleyen hem de yakınlaşmalarına sert bir şekilde karşı koyan tavırlardı.

Mesafe mi istiyordu?

Dazai bu düşünceler içerisinde bir kere daha öksürdü ve dudaklarına tuttuğu eline baktı.

Kaldırımda durup eline bakarken, Chuuya'nın endişeli yüzü ve o narin kolunu tuttuğu ânı düşündü. Yüzünde ufak bir tebessüm belirdiğinde adımlarını hızlandırdı ve Mafya'ya varıp girişini yaptı. Yöneticinin girmesiyle saygıyla eğilen siyah giyimlilere Dazai hiçbir tepki vermezken, asansöre bindi ve yalnızca yetkililerin girebildiği patronun odasına doğru adımladı.

-Beni çağırmıştın, Mori-san.

-Mesajımı alıp beni askıya almadığın için ne kadar mutluyum bilemezsin Dazai-kun~

Mori alaylı bir şekilde söylenip ellerini masada birleştirdi ve Dazai'nin koyu kahve gözlerine bakınıp masumca mırıldandı.

-Okulun nasıl gidiyor?

Dazai gelen soruyla sertçe yutkunduğunda gün içerisinde olanlar aklına geldi. Yüzünün yandığını hissettiğinde başını büyük pencereye çevirdi ve adımlarını koltuklara ilerletip kendisini koltuğa attı.

-İyi.

Hayır mükemmeldi. Muhteşem ve tekrar tekrar aynı muhteşemlikleri yaşamak istiyordu.

Chuuya ile...

Ama bir dakika-

O, onu itmemiş miydi?

-Oh, bunu senden duymak çok güzel! Ama merak ediyorum da-

Mori yüzündeki masum ifadeyi silip gözlerini kıstı ve üzerindeki ceketi düşüncelerle çıkaran Dazai'e bakmaya devam ederek, esmeri düşüncelerden çıkartıp titreten sorusunu sordu.

-Dile getiremediğin ama her şekilde bedeninle gösterdiğin bu heyecanlı halinin sebebi o kızıl genç mi?

Esmer genç duraksadı. Karşısındaki cam sehpaya bakarken yutkunamadığını hissetti. Bir müddet sehpaya bakındıktan sonra bakışları düzeldi ve arkasına yaslanıp umursamazca mırıldandı.

-Neyden bahsettiğini bilmiyorum Mori-san ama hayır, o kızıla hiçbir şekilde heyecan beslemiyorum.

Oh, hayır.... Bu çok büyük bir yalandı.

Mori inanmamaya devam ederek ayaklandı ve kendisini Dazai'nin hemen çaprazında bulunan koltuğa attı. Esmerin süreklileşen öksürüklerini dinlerken, ciğerden gelen öksürükle canının yandığını hissetse de, şu anlık konu daha önemliydi.

-Kişisel duygularımızın işimizi engellememesi gerektiğini sen söylerdin.

-Evet ve hayır, kişisel duygularımın işime engel olduğunu düşün-

-Yanlış cevap.

Mori keskin bir sesle Dazai'nin konuşmasını böldüğünde genç dediklerinin farkına vardı ve sert bir küfür savurarak kendisine lanet etti.

-Benim tanıdığım Dazai, "işime engel olucak duygulara sahip değilim." derdi.

Esmer tam olarak bu yönden kendisine kızarken, konunun ilerlemesi de içten lanetlerini tetiklemekteydi. Ellerini yumruk yaptığında iç çekti ve pes edip boş bakışlarını Mori'ye dikti.

That's a Lie ~Soukoku Lise Au~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin