-13-

2.1K 125 131
                                    

Çağrı, dün gece Zeynep'le olan konuşmasının ardından bir türlü uyuyamamış, sabahı zor etmişti. Acaba Zeynep kendisiyle ne konuşacaktı diye düşünüp durmuştu bütün gece boyunca. Aklına Vefanın ölümünden başka bir şey gelmemişti ki bu konuşmak istediği en son konuydu.

Vefanın konusu ne zaman açılsa huzursuz oluyor,sanki Vefanın suretini görüyordu her yerde. Bazen her şeyi anlatıp vicdanını bu yükten kurtarmak istiyordu. Böylece hem Vefa'ya karşı olan borcunu biraz olsun ödemiş olur, hem de sevdiği kızın gözlerine korkmadan bakabilecek gücü bulurdu kendinde.

Zeynep'i tanıdığından beri birçok şey değişmişti Çağrı için. O arkadaş grubundan uzaklaşmış,kendisini biraz olsun iyi hissetmişti. Olması gerektiği gibi davranıyordu Zeynep'in yanında. Sürekli kendi kendisine söz veriyor, vicdansız,duygusuz birisiymiş gibi davranıp genç kızı kendisinden uzak tutması gerektiğini hatırlatıyordu. Ama her seferinde ezberi bozuluyor,duygusuz davranmak bir yana dursun kalbinde iyi olan ne varsa Zeynep'e sunmak istiyordu olabildiğince.  Bunu kabullenmişti artık,ne yaparsa yapsın Zeynep'ten uzak duramıyordu, evet belki de yanlıştı bu. Ama cinayet gecesinden beri doğru yanlış kavramını yitirmişti Çağrı.

Ama eğer,benim yüzümden sana zarar gelirse,bunun ihtimali dahi olursa söz veriyorum uzak duracağım senden,en azından deneyeceğim,dedi kendi kendisine.

Babasının odadan çıktığını duyunca kendisi de aşağı indi.

-Günaydın baba.

-Ooo Çağrı,sana da günaydın oğlum da hayırdır bu saatte?

-Ne varmış ki saatte? Hem okula gideceğim.

-Sizin derslerinizin başlamasına daha iki saat var. Hem seni normalde zar zor uyandırıyorum ben. Ne oldu da ayaklandın böyle?

-Hiç... uyku tutmadı öyle.

-Hmm,Tanıyor muyum?

-Ne?

-Oğlumun uykularını kaçıran o genç kızı diyorum,tanıyor muyum? dedi babası imayla.

Şu hayatta Çağrıyı en iyi tanıyan insan babasıydı şüphesiz. Bu Çağrı için bazen avantaj bazen dezavantajdı. Çağrı babasının gülümsemesini görünce hafifçe başını öne eğdi. Bu sefer dezavantaj olduğu kesindi. Babasının eline düşmüştü bir kere.

-Anlaşıldı belli ki tanıyorum,neyse ısrar etmeyeyim kimin yanında şapşallaştığını görürsem o "şanslı" kızı öğrenmiş olurum zaten.

-Bakıyorum da dağ gibi arkamdasın yine babacığım,maşallah sana!

Daha fazla babasının alay konusu olmamak için hızla kahvaltısını yapıp arabaya geçti. Evet,evet tek derdi alay konusu olmamaktı asla Zeynep'i bir an önce görmek geçmiyordu aklından.

Babasının da gelmesiyle okula doğru geçtiler. Çağrı sınıfa geçip Zeynep'i beklemeye başladı. Geldiğine dair bir mesaj attı.

Çağrı: Ben geldim,sınıfta bekliyorum seni.
(06.02)

Zeynep: Yuh! Bu saatte ne işin var okulda
(06.15)

Çağrı: Sen erken gel demedin mi kızım? Geldim bekliyorum işte seni
(06.15)

Zeynep: Ben sana erken gel derken şafak vaktinden bahsetmemiştim!
(06.16)

Zeynep: Neyse tamam bekle geliyorum, uykumdan 1 saat çaldın haberin olsun...
(06.16)

Çağrı: Benden çaldığın 1 geceme sayarsın artık Zeynocum :)
(06.16)

Yarası Saklı | ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin