-37-

1K 82 62
                                    


Yüzüne vuran güneş ışığıyla Çağrı  gözlerini araladı. Kalktığı yerden doğrulacağı esnada hemen omzunda uyuyan Zeynep'i fark etti. Tekrardan oturduğu yere yaslandı ve uyanmaya çalıştı.

Zeynep'i uyandırmamaya gayret ederek yavaş hareketlerle boynunu esnetti. Bakışlarını yanındaki bedene doğru çevirdi tekrardan. Yüzündeki ifadeden huzurlu bir uykuda olduğunu anlamıştı. Gülümseyerek seyretti bir süre sevgilisini.

Daha sonrasında perdeden sızan güneş ışınlarının onun yüzüne düştüğünü fark etti. Rahatsız olmaması için eliyle yüzüne siper etse de pek işe yaradığı söylemezdi.

-Işık bile düşeceği yeri biliyor,dedi kendi kendine sessizce.

Saate bakmak için telefonuna doğru uzandı. Ekranı açtığında gördüğü şeyle kaşları çatıldı. Annesinden  gelen onlarca cevapsız çağrı vardı.  Ayda yılda bir gördüğü "annesinin" onu bu kadar çok araması garip gelmişti. İçinde sebebini bilmediği bir huzursuzluk hissetti.

Yavaş hareketlerle Zeynep'in başını omzundan indirerek koltuğun köşesindeki yastığa yasladı. Battaniyeyle üzerini örttükten sonra gitmek için hazırlandı. Salondan çıkmadan önce tekrardan yanına gelip saçlarına ve alnına küçük bir öpücük kondurduktan sonra ses çıkarmamaya gayret ederek evden çıktı.

Annesi art arda kendisine mesajlar atmış,babasına bir türlü ulaşamadığını ve endişelendiğini söylemişti.

-Sen kendinden başkasını düşünür müydün ya,dedi kendi kendine sitemle.

Eve geldiğinde kapıyı defalarca çalmasına rağmen açan kimse yoktu. Anahtarını bulup kapıyı açtıktan sonra gördüğü manzara onu şok etmeye yetmişti. Burası kendi evi hariç her yere benziyordu şu anda. Her yer darmadağındı. Tekli koltukta oturmuş ellerini başına alıp öylece duran babasını görünce darmadağın olan tek şeyin ev olmadığını fark etti.

Babası sabit bir noktaya donuk bir halde öylece bakıyordu. Çağrı onu en son böyle gördüğünde on yaşlarındaydı. O zaman da bu hale gelmişti. Bu hale gelmesine sebep olan kadın ise maleseef ki annesiydi. Ama şu an ne olduğuna dair bir fikri yoktu.

Ne yapacağını bilemeyerek temkinli adımlarla babasına yaklaştı. Onu bu hale getirenin ne olduğunu öğrenmeliydi.

-Baba ne oldu böyle burada,annemle mi tartıştınız yoksa?

Cevap gelmeyince hemen yanındaki koltuğa oturdu Çağrı. Öne doğru eğilerek babasıyla göz teması kurmayı denedi ama nafileydi. Bir süre daha cevap vermesini bekledi.

-Evlendi... Gidip o adamla evlendi. Gözümün içine baka baka evet dedi ona...

Babası sayıklayarak konuşuyordu. Çağrı ise anlamaya çalışıyordu,çok da düşünmeye gerek yoktu aslında. Bahsettiği kadının kim olduğu hakkında bir fikri vardı. Ama evlilik mevzusunu anladığını söyleyemezdi.

-Kiminle evlendi baba,anlamıyorum?

-O şerefsizle evlendi resmen,dedi aniden bağırarak. Çağrı da beklemediği bu tepkiyle irkildi. Normalde dünyanın en sakin en kontrollü insanı olarak bildiği babası şu anda kendisi hariç herkese benziyordu.

Önder de verdiği tepkinin Çağrıyı korkuttuğunu fark ederek kendisini toparlamaya çalıştı. Derin bir nefes alıp elleriyle yüzünü sıvazladı.

-Çağrı özür dilerim,özür dilerim oğlum. Ben sadece... Şu an hiç iyi değilim,hem de hiç.

-Farkındayım baba... ne olduğunu pek anlamadım ama bak ben yanındayım tamam mı? Elimden ne geliyorsa yapacağım,söz.

Yarası Saklı | ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin