-36-

1.2K 78 52
                                    

Çağrı'dan

Salonda oturmuş telefonla oynarken bir yandan da Zeynep'i bekliyordum. Kısa bir süre sonra üzerini değiştirip yanıma gelmişti. Üstünde kendi hırkamı görünce gülümsedim.

-Çok yakışmış.

-Bende çok sevdim,dedi ellerini cebine sokarak. Hırka bana ait olduğu için kendisine fazlasıyla büyük gelmişti. Ama bu haliyle bile o kadar sevimli gözüküyordu ki... O güzel yüzünü ellerimin arasına alıp saatlerce sevebilirdim.

-Gelsene yanıma.

Gelip yanıma oturduğunda aramızda az da olsa mesafe kalmıştı. O mesafeyi tamamen kapatmak adına koltukta ona doğru yanaştım. Bunu fark ederek gülümsedi.

-Hiç de benden uzak kalamıyorsun bakıyorum.

-Senden uzak kaldığımda neler olduğunu az önce gördük bence,dedim imayla. Cümlenin ardından bakışlarını benden kaçırdı telaşla. Bunu yapmasıyla birlikte yüzümdeki gülümseme daha da genişledi. Hırçın,dik başlı, asi haliyle tanımıştım onu. İlk zamanlar değil hoşlanmak o tavırları sinirimi bozar dururdu hep. Sinirimi bozan o hallerinin kalbimin ritmini bozacağını bana söyleseler güler geçerdim herhalde. Şu anda da gülüyorum aslında ama geçemiyorum Zeyno'dan.

-Çok eğleniyorsun galiba,dedi kaşlarını çatarak. Ama yüz ifadesinin aksine ses tonunda herhangi bir kızgınlık yoktu. Olsaydı zaten korkudan burada duramazdım galiba.

-Eğlenmek değil hoşuma gidiyor sadece.

-Beni utandırmak mı hoşuna gidiyor?

-O halinle bir başkasın ondan hep,dedim ona doğru dönerek. Böyle yaparak göz kontağı kurabilmiştik. Ama biraz daha bu mesafede durursak o kontağın bozulması pek de zor olmayacaktı.

-Hiç ikna olmadım.

-İkna edeyim o halde.

Gözlerim tekrardan dudaklarını bulduğunda oraya doğru uzandım. Öpeceğim esnada çalan telefon sesiyle geri çekilmek zorunda kaldı. Sessiz bir küfür savurarak başımı koltuğa yasladım ve sabır dilercesine gözlerimi tavana diktim.

-Efendim anne... hiç öyle oturuyorum evde.

-Aa Kader abla mı,selamımı söy-

Zeynep eliyle ağzımı kapatıp cümlemi yarıda keserken bir yandan uyarırcsasına gözlerini kocaman açtı.

-Anlamadım neden Derya ablada kalacaksın ki?.. Peki madem konuşuruz sonra... E-evet yalnızım,dedi bana kaçamak bir bakış atarak. Tekrardan konuşmak için hamle yaptığımda ağzımdaki elini biraz daha bastırdı.

-Hayır hayır çağırma Sinanları falan hiç gerek yok!

Kafamı, onaylama maksadıyla aşağı yukarı doğru salladım. Bence de Sinan'lara hiç gerek yoktu.

-Kalırım ben tek başıma merak etme... tamam anne yalnızım diye kendime bir şey yap-

Orada olduğumu yeni fark ediyormuş gibi cümlesini yarıda kesti, ardından telefonu kapattı. Söylemek istemediği her neyse canını sıktığı kesindi. Fazlasıyla merak ediyordum ama bilmemi isteseydi bahsederdi diye düşünerek sormaktan vazgeçmiştim.

-Derya ablada kalacakmış bu akşam,onun haberini verdi.

Konuşurken bir yandan da hırkanın bilek kısımlarını çekiştiriyordu. Bu hareketi huzursuz olduğu anlarda yaptığı çok oluyordu, gözümden kaçmamıştı elbette ki. Ama nedenini bilmiyordum.

-Anladım bence de gerek yok Sinan'lara,nasılsa yalnız kalmayacaksın.

-O ne demek şimdi?

-Bu gece misafirinim demek Zeyno.

Yarası Saklı | ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin