Zeynep,rehberden Çağrının numarasını tuşladı,ilk çalışta telefonu açılmış,Çağrının neşeli sesi kulaklarını doldurmuştu.
-Zeyno'm
-Çağrı,dedi ağlamaktan çatallaşmış sesiyle. Çağrı da Zeynep'in sesinin altında yatan duyguyu fark etti. Deminki neşeli halinin aksini şimdi endişe almıştı.
-Zeyno,neyin var?
-Yanıma gelir misin,benim sana çok ihtiyacım var.
Çağrı Zeynep'in söylediğiyle duraksadı. Sevgilisinden kolay kolay böyle şeyler duymazdı. İçindeki endişe gittikçe büyüyordu.
-Hemen geliyorum... ama neredesin ki sen şu anda?
-Senin kaçıp saklandığın yerdeyim Çağrı,beni bulmanı bekliyorum.
-Zeyno...
-Geldiğinde konuşuruz,bekliyorum seni.
Telefon kapandığında Çağrı aceleyle evden çıktı. Gözü garajda arabasını arasa da arabanın okulda olduğunu hatırlayarak anahtarı cebine attı.
Yola çıkıp bir taksi çevirdi. Oldukça kısa olan mesafe bir türlü bitmek bilmemişti sanki onun için. Birkaç kere şoföre de hızlı gitmesi konusunda ısrar edip durmuştu. Bir an önce Zeynep'in yanında olmak,neler olup bittiğini öğrenmek istiyordu.
Nihayet atölyenin önüne geldi,ücreti ödedikten sonra koşar adımlarla kapıya doğru gitti. Açık olan kapıdan içeri girdi.
Gözleri,atölyenin en köşesinde dizlerini önüne çekmiş öylece oturan Zeynep'i bulmuştu bile.
-Zeynep...
Çağrının sesini duymasıyla birlikte düşüncelerinden sıyrılan Zeynep kendisini Çağrının kollarına bıraktı.
Çağrı,her sarılışlarında Zeynep'in sanki kolları arasında kaybolacağını hissederdi. Ama ilk defa böyle hissedememişti,aksine kollarının arasından kalbine sızan ağır bir yük vardı sanki,bu yükün adı her neyse Zeynep,onu taşımaktan artık yorgun düşmüştü.
Çağrı,sevgilisinin yüzünü ellerine alıp inceledi. Gözleri ağlamaktan kızarmış bir haldeydi. Çağrı belki de ilk defa Zeynep'in gözlerine bakmakta zorlanıyordu.
-Zeyno'm,ne oldu sana?
Zeynep, cümlelerini toparlayacağından emin olana kadar susmak istedi. Derin bir nefes alıp kendisini söyleyeceklerine hazırladı. Ama düşündüğü gibi olmamıştı.
-O geldi Çağrı... Babam geldi,diyebildi sadece.
Çağrı ise afallamış bir halde Zeynep'e baktı. Babasının yıllar önce onları terk ettiğini biliyordu. Ama sanki bildiğinden daha fazlası vardı Zeynep'te.
-Seni ya da anneni üzecek bir şey mi yaptı yoksa?
Olumsuz anlamda başını salladı Zeynep. Babası artık ne yaparsa yapsın artık onu üzemezdi,biliyordu. Ama geçmişinde olanlar için aynı şeyi söyleyemezdi. Çağrının aklına gelen şeyle kasları çatıldı. Zeynep'in yüzünü inceleyerek:
-Canını mı yaktı Zeynep,dedi endişeyle. Bakmaya kıyamadığı sevgilisinin canının yanması ihtimali bile içinde bir şeyleri dağıtıyordu sanki.
-Hayır.
Çağrı biraz daha rahatlamıştı. Ama yine de aklındaki soru işaretleri cevap bulamamıştı. Zeynep de bunun farkındaydı. Ama nereden başlayacağını bilmiyordu. Ben kendi canıma kıymayı denedim,demek o kadar kolay mıydı? Bunu dedikten sonra Çağrı ne yapardı?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarası Saklı | ZeyÇağ
Dla nastolatkówGenç kızın küçük,narin ellerini kendi avuçları arasına aldı. Başparmağıyla bileğindeki izleri okşadı silmek istercesine. Sanki yarası hâlâ tazeymiş gibi, canı acımasın diye usulca dudaklarına götürdü naif bir öpücük bırakarak. "Özür dilerim güzelim"...