-8-

2.2K 117 12
                                    

-Ben de sana aşık olmaktan korkuyorum. Çok korkuyorum hem de...

Zeynep duyduğu lafı idrak etmek istercesine gözlerini kırpıştırdı. Çağrının kendisine bu kadar yakın olmasının yanı sıra söylediği laf üzerinde garip bir etki bırakmıştı. Bu etkiden kurtulmak istercesine birkaç adım uzaklaştı.

-Saçmalamaya başladın yine. Bu iki oluyor Çağrı. Üçüncüsünde bu kadar sakin karşılamam,tüm hıncımı çıkarırım senden haberin olsun!

Zeynep koşar adımlarla oradan uzaklaşırken Çağrı arkasından söylendi:

-Hâlâ fırsatın varken kaç bakalım Zeyno, elbet bir gün yakalayacağım seni.

*

Zeynep sahilde geçen o konuşmadan sonra olabildiğince Çağrıdan uzakta durmaya gayret ediyordu. Gördüğü yerde yolunu değiştiriyor, ismi geçince konusunu kapatmak için elinden geleni yapıyordu. Böyle olacağını düşünmemişti Zeynep. Normalde kovalayan kişi kendisi olacak,Vefa'ya dair bir şeyler öğrenmek için elinden geleni yapacaktı. Ama tüm hesap kitap şaşmıştı işte. Roller değişmiş,kaçan kendisi olmuştu adeta. Üstelik neden kaçtığını da bilmiyor belki de bilmek istemiyordu.
Sınıfa geldiklerinde gözleri Çağrının sırasına döndü istemsizce. Sırasında yoktu. Tam rahat bir nefes alacağı esnada Berklerle birlikte sınıfa girdiğini gördü.
Bunu bekliyormuş gibi o da Zeynep'e doğru yöneltmişti bakışlarını. Sonrasında ise hızla gözlerini kaçırmıştı. En azından yaptığının farkına varmış diye geçirdi içinden Zeynep. Biraz daha rahat hissederim düşüncesiyle kendini telkin etmek istiyordu ama bir yandan da aklı Çağrıda kalmıştı bile. Göz göze geldikleri o kısacık anda bile ters giden bir şeylerin olduğunu sezmişti.

Öğretmenin sınıfa gelmesiyle düşüncelerine ara verdi. Defterini çıkarmak için hazırlanacağı esnada öğretmeni tahtaya büyük harflerle "kimsin sen?" yazmış ve bugünkü dersin işlenişi hakkında konuşmaya başlamıştı.

-Arkadaşlar,bir süredir bir aradasınız ve bu süreçte hepinizin birbiri hakkında fikirleri oluşmuştur diye düşünüyorum. Bugünkü dersimizin konusu sizlersiniz. Başlayalım o halde. Mesela sizin için kimdir Zeynep!

-Kız kardeşten de öte,canımızdır o bizim hocam.

Zeynep Sinan'a doğru dönüp minnettar bir şekilde tebessüm etti hafifçe. Onun ufacık gülümsemesine dahi gülümseyen Çağrı dan habersiz.

-Temas bağımlısı,konu ben olunca ayrı bir agresifleşen, bana karşı gizli hislerinin olduğunu düşündüğüm herhangi bir arkadaş,dedi Ege alayla.

-Gizli his mi? Sana olan nefretimi bir an bile gizlediğimi hatırlamıyorum ben ama?

-Ee büyük aşklar da nefretle başlar demişler zaten güzelim ya,sorun yok benim için.

Sınıfın çoğu gülerken bu diyalogdan zerre keyif almayan birkaç kişi vardı, içinde Çağrının da olduğu birkaç kişi.

-Hocam, bence Zeynep dışarıdan cesur,gözü kara gibi gözükse de aslında hiç de öyle değil. Kendinden,hislerinden kaçan yüzleşmekten korkan bir kızcağız.

Çağrı özellikle son cümlesindeki her bir kelimeyi vurgulayarak, Zeynep'in gözlerinin içine bakarak söylemişti bunları. Zeynep'in ise yüzünde neşeden çok uzak bir gülümseme oluşmuştu.

-Söylediği lafın nereye varacağını bilmeden konuşan,arkadaşım diye yanında dolandığı insanlardan dahi korktuğu için birçok şeyden kaçıp duran arkadaş mı söylüyor bunları bana?

Çağrı da bir şey söyleyeceği esnada öğretmenleri söze girdi:

-Pekala,belli ki birbiriniz hakkında fikirden ziyade ön yargılarınız oluşmuş. Bu ön yargıları kırmak adına da sizlere bir ödev vereceğim. İkişerli gruplar halinde olacaksınız. Çağrı ve Zeynep... sizden başlayalım.

Öğretmenleri eşleştirmeleri yapıp ödev hakkında bilgilendirme yaptıktan sonra derse son verdi. Zeynep ise hışımla sınıftan çıktı. Ege'nin zevzekliği ve Çağrının söyledikleri sinirini bozmuyormuş gibi bir de ödevde eşleşmişlerdi. Çağrı'dan kaçmaya çalışırken ona daha da yakın olmuştu adeta,son zamanlarda hep olduğu gibi.

Kantine geldiğinde kalan son çikolatayı alacağı esnada Ege sırf daha da sinir etmek için son çikolatayı almıştı.

-Burada veresiye yok yalnız. Öyle döverek falan da alamazsın bir şeyleri,diyerek uzaklaştı.

Zeynep sakinleşmek istercesine derin nefesler almaya başladı. Kendisine okulda olduğunu hatırlatıyor,bu çocuğun ağzını burnunu kırmamak için çok çaba sarf ediyordu.

-Oo,abi benim sevdiğimden kalmamış mı ya?

-Sonuncusunu aldı bron!

Çağrı Zeynep'e doğru dönüp hafifçe tebessüm etti. Zeynep'i gülerken gördüğü anlar nadirdi ve o anları çok seviyordu şüphesiz. Ama sinirli haliyle de gözüne çok tatlı geldiğini inkar edemezdi.

Yeni açılan paketteki çikolatalardan birisini alarak Zeynep'e doğru uzattı.

-Senin çikolata krizin gelmiş belli,al bakalım.

-Aldım!

Kantinden uzaklaşacağı esnada Çağrının seslenmesiyle ona doğru döndü.

-Bu arada en sevdiğin çikolata ne? Gelirken alayım sana,dedi gülümseyerek.

-Çiçek de yaptır istersen,gerizekalı!

Çağrı bir an gerçekten de bu fikre ikna oldu ve Zeynep'i onaylarcasına:

-İyi fikirmiş aslında,olur.

Çağrı hâlâ gülümsediğini ve söylediklerini fark edince kendisini toparlamaya çalıştı. Ne yaşıyordu böyle? Bugün tam da bu yüzden Berklerle tartışmış ve sınıfta Zeynep'in söylediklerine maruz kalmamış mıydı? Sinirlenmesi gereken yerde nasıl gülümseyebiliyordu?

Sen de biliyorsun işte oğlum,konu Zeynep olunca gülümsememek elde değil,diye geçirdi içinden.













Yarası Saklı | ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin