-12-

2.2K 137 77
                                    

Zeynep'ten

-Eh be Zeyno ya,seni arıyoruz saatlerdir insan bir haber vermez mi kızım!

-O kelebek arayıp söylemese haberimiz olmayacak ne halde olduğundan.

Başımı önüme hafifçe eğmiş, bileğimde Vefadan kalan bileklikle oynuyordum. Ali ve Sinan birçok kez beni aramasına rağmen cevap vermemiştim. Böyle zamanlar kendimi en güçsüz hissettiğim anlar oluyordu. Ve ben kardeşim dediğim insanların bile beni görmesini istemiyordum. Yalnız kalmayı tercih ediyordum hep.

Ama bu sefer öyle olmamıştı. Birisi benimle yalnızlığımı paylaşmıştı farkında olmadan. Çağrı...

Okuldan çıktığım andan itibaren peşime düşmüş nereye gittiğimi sormak yerine bana eşlik etmişti bir süre. Biraz olsun gülümsemem için çırpınıp durmuştu adeta. Söylediği o anlamsız şeyler aklıma gelince yüzümde istemsiz bir tebessüm oluşmuştu.

-Biz boşuna konuşuyoruz Alim, baksana Zeyno'nun keyfi gayet yerinde. Yüzünden gülücükler eksik olmuyor maşallah!

-Kırk yılda bir gülümsedim onu da kıskandın mı,dedim Sinan'ın omzuna vurarak.

-Bizim derdimiz senin mutluluğunla değil be Zeynom, seni mutlu edenle.

Anlamayan gözlerle Aliye doğru baktım. 

-Ne demek şimdi o Ali?

-Bilmezden gelme Zeyno. Farkındayız biz her şeyin?

-Neyin farkındasınız bana da söyleyin ben de bileyim?

-O...şeyden hoşlandığının işte.

-Şey ney şey, açık konuşsanıza be!

-Çağrıdan bahsediyoruz Zeyno.

Alinin gözlerimin içine bakarak sakince söylemesinin aksine onun ismini duymamla birlikte kalbim hızlanmaya başlamıştı. Pekala,şimdi ne yapacaktım? Artık kendimi bile kandıramazken çocukluğumdan beri yanımda olan insanları mı kandırmaya çalışacaktım? Peki onlara dürüst davranırsam canımı yakmazlar mıydı? Belki de en iyisi susmaktı. Bir şey söylemek zorunda değildim sonuçta.

-Susmak da bir cevaptır biliyorsun değil mi Zeyno? Neden açmıyorsun kalbini bize, sana kızarız, ya da suçlarız diye mi?

Ali resmen içimden geçenleri bir bir okumuştu. Buraya kadar gelen bir konudan daha fazla kaçamazdım,bana da yakışmazdı hem. Onlar benim kardeşim dediğim insanlardı. Beni anlarlardı,anlamak zorundalardı. Yoksa daha da çıkmaza girecektim.

-Korktum Ali.Sadece sizden değil kendimden de korktum ben.

-Biliyorum be kızım senin de tüm hesabın kitabın şaştı işte. Böyle planlamamıştık o okula gelirken. Cemre ve Çağrının üstüne gelip onları çözecektik önce. Ama biz üstesinden gelemeyecek hale geldik... Ama onlar masum Zeynom inanıyorum ben. Bilmiyorum belki de inanmak istiyorum.

Gözlerim dolmaya başlamıştı. Ağlamamak için gökyüzüne doğru çevirdim gözlerimi. Bir kez daha Vefa geldi aklıma. Bu sefer karşı koyamadım gözyaşlarıma.

-Vefa kızmamıştır bize Ali değil mi? Bazen böyle gözümün önüne geliyor. Kırgınmış gibi bakıyor bize sanki. Dayanamıyorum o öyle bakınca.

-Vefa hayatta olsaydı bizim mutluluğumuzu
isterdi. Son dilek hakkı bile senin içindi hatırlamıyor musun, dedi acı bir gülümsemeyle.

Yanaklarımdaki yaşları silerken ben de gülümsemeye başladım bu sefer. O ana gitmiştim tekrardan.

-Allah'ım sen Zeynoyu sevdiğine kavuştur.

-Bu nasıl dilek böyle oğlum ya! Değil bir bin balon da yollasan olmaz o iş.

Yarası Saklı | ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin