Müzik yarışmasında bir üst tura çıkmışlar,final turu için saatlerce çalışmışlardı. Hep aynı rutinde ilerlemek hepsini bunaltmış ve yormuştu. Onları izlemeye gelen Duru ve Cemre de bunun farkındaydı. Özellikle Duru, sevgilisinin yarışma için kendini fazlasıyla yıprattığının farkındaydı. Daha fazla dayanamayarak:
-Ay yeter ya,sanki eurovisiona hazırlanıyorsunuz!Bırakın şu aletleri mikforonları artık hadi.
-Tamam ama son bir prova daha-
-Son bir prova falan yok aşkım,dinlenmek ver artık hadi,dedi Duru sitemle. Sinan'ın ikna olmasıyla birlikte diğerleri de rahat bir nefes aldı. Bu yarışmayı en çok Sinan için önemsiyorlar onun hatrına da ellerinden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorlardı.
Sahneden inip okuldan çıktılar. Arabalara geçecekleri esnada Cemre onları durdurdu.
-Bu akşam hep birlikte yemeğe mi çıksak ne dersiniz?
-Teklifi sunan sen olduğun için hayır deme şansım yok gibi,dedi Ali gülümseyerek. Duru ve Sinan da onayladıktan sonra Cemre Çağrıya doğru döndü. Çağrı da Zeynep'e bakmıştı.
-Zeyno gelecekse gelirim.
-Ay ayrılamaz da sevgilisinden çifte kumrular sizi,dedi Cemre şakayla. Zeynep'in yüzünde ise mimik dahi oynamamıştı. Vefa konusu açıldığında ya beklenmedik bir tepki veriyor ya da konuyu değiştirmeye çalışıyordu. Bu da Zeynep'i Cemre'ye dair oldukça huzursuz eden bir gerçekti. O yüzden olabildiğince Cemreden uzak durmak istiyordu ama en yakın arkadaşının sevgilisiyken bu pek mümkün değildi. Derin bir nefes alıp kafasındaki düşünceleri kovdu.
-Tamam gelirim bende.
-Süper! O zaman akşam görüşürüz.
Zeynep de Çağrının arabasına bindi. Mahalleye doğru gidiyorlardı. Zeynep kafasını cama yaslayıp dışarıyı izlemeye başladı. Bir yandan da akşamki yemek mevzusunu düşünüyordu. Gitmek hiç içinden gelmiyordu ama bunu Ali'ye söylese muhtemelen yine klasik kıskançlıkla başlayan cümleleri duyacaktı.
-Ne takıldı kafana?
-Efendim,dedi Zeynep Çağrının sesiyle düşüncelerinden sıyrılarak. Çağrı tekrardan aynı soruyu sordu.
-Sen nereden anladın ki kafama bir şey takıldığını?
-Ne zaman canını sıkan bir şey düşünsen ellerinle oynuyorsun,dedi kafasıyla hafifçe elini işaret ederek.
Çağrının kendisine dair hatırlattığı şey üzerine Zeynep ellerine baktı. Gerçekten de doğruydu. Ama buna şaşırmayı bırakmıştı. İkisinin de birbirlerine dair her şeyi ezberlerindeydi artık. Bir şey söylemeden kafasını tekrardan cama yaslayıp yolu izledi. Mahalleye geldiklerinde yavaş hareketlerle arabadan indiler. Eve gideceği esnada Çağrı elinden tutup kendisine doğru dönmesini sağladı.
-Cemreyle yıldızınız pek barışmadı, biliyorum.
-Yani evet,dedi Zeynep. Herkesin gördüğü bir şeyi inkar etmeye gerek yoktu.
-O yüzden istersen gitmeyelim akşam?
-Ama Cemre senin yakın arkadaşın,bozulmasın sonra sana?
-Yok ya takılmaz o öyle şeylere...hem benim için önemli olan sensin Zeyno. Senin ne düşündüğün,nasıl hisettiğin... O yüzden eğer istemezsen gitmeyiz.
-Yok ya gidelim hem kafamız dağılmış olur biraz iyi gelir bize.
Şüpheleriyle birlikte olacağı bir akşamda kafası ne kadar dağılabilirdi tabii,orası meçhuldü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yarası Saklı | ZeyÇağ
Teen FictionGenç kızın küçük,narin ellerini kendi avuçları arasına aldı. Başparmağıyla bileğindeki izleri okşadı silmek istercesine. Sanki yarası hâlâ tazeymiş gibi, canı acımasın diye usulca dudaklarına götürdü naif bir öpücük bırakarak. "Özür dilerim güzelim"...