-9-

2.2K 130 36
                                    

Çağrı hangi akla hizmet aldığını bilmediği çiçek ve çikolatasıyla birlikte arabadan indi. Yol boyunca babasının sorgulayıcı bakışları yetmezmiş gibi şimdi de mahalleden geçen insanların ona bakışlarına maruz kalmıştı. Gerçi bakanlar pek de haksız sayılmazdı. Dışarıdan ödevden ziyade sanki hayırlı bir iş için gelmiş gibi duruyordu. Daha fazla oyalanmadan eve doğru gitti ve zili çaldı. Karşısında ise alışık olmadığı tarzda bir Zeynep vardı. Üzerinde bordo renkli elbisesinden mutsuz olduğunu açıkça belli ediyordu. Çağrı ise etkilendiğini çaktırmamak istese de tepkisiyle çoktan kendisini ele vermişti.

-Vaov!

-Ne vaov!

-Hiç, şey ben sadece-

-Çağdaş! Hoş geldin oğlum, gözümüz yollarda kaldı valla.

Annesi güler yüzle Çağrıyı karşılarken ellerindeki çiçek ve çikolatayı görmesiyle şaşkınlığını gizleyemedi.

-Zeyno bana ödev için geleceğini söylemişti ama sen daha çok kızı isteyecek gibi duruyorsun.

-Anne!

Zeynep gözlerini kocaman açarak annesine doğru bakarken Çağrı içine düştüğü durumdan çıkmak istercesine toparlamaya çalıştı.

-Bu çiçekler sizin için,buyrun.

Annesi Kader Hanım çiçekleri teşekkür ederek aldı ve içeri geçtiler. Annesi çiçekleri suya koymak için mutfağa giderken Çağrı elindeki kutuyu Zeynep'e doğru uzattı.

-Şey...sen hangi çikolatayı sevdiğini söylemedin. O yüzden bende ne varsa alıp doldurdum.

Zeynep Çağrının bu hali karşısında gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdı.

-Gerek yoktu... teşekkürler, diyerek elindeki kutuyu aldı. Çağrının gergin olduğunu fark etmişti.

-Çiçek konusunu ciddiye alacağını düşünmemiştim.

-Aslında bende düşünmemiştim,ama birden elimde çiçekle buldum kendimi. Kafamda parçalarsın diye korkmadım değil gerçi ama, dedi gülümseyerek.

-O kadar da değil,hem kıyamazdım zaten dedi Zeynep de gülümseyerek. Söylediği cümlenin farkındalığıyla gülümsemesi dondu,Çağrı da şaşırmıştı.

-Yani çiçeklere kıyamazdım,sana değil.Aman neyse sen sağı solu çek, ne yapıyorsan yap, ben mutfağa gidip anneme yardım edeyim.

Mutfağa gideceğini söylemesine rağmen koşar adımlarla odasına gidip kapıyı arkasından kapattı hızlıca. Az önce resmen saçmalamıştı. Odada bir ileri bir geri gidiyor, kendi kendine adeta kavga ediyordu.

-Aptal mısın kızım sen! Kendine gel artık, düşmansınuz siz onunla, daha fazlası yok olamaz Zeyno biliyorsun!
 
Bir yandan da elbisesinin eteklerini çekiştirip duruyordu. Annesi dolabında kıyafet bırakmamış,mecburen bu elbiseyi giymek zorunda kalmıştı. Çağrının da etkilendiğini fark edince bu elbiseden kurtulmayı daha çok istemişti resmen.

Çağrı ise kamerasını açmış,salondaki belli yerleri çekiyordu. Duvarlardaki çocuk fotoğraflarının olduğu yere doğru kamerayı çevirdi. Gözlerini ekrandan çekerek direkt resme doğru yöneltti. Zeynep'in üç dört yaşlarındaki hali karşısındaydı. Gülümseyerek fotoğrafları inceledi. Gerektiğinden fazla resimlerle oyalandığını fark edince birkaç yeri daha çekip videoya ara verdi. Zeynep geldikten sonra,eğer izin verirse,onun da odasını çeker ödev işini tamamlardı.

Annesi sofrayı hazırladıktan sonra Zeynep'le birikte salona geldi. Masaya oturacakları esnada kapı çaldı. Zeynep Çağrıyla baş başa kalmamak için kapıya doğru yöneldi. Karşısında ise görmek istediği en son insan vardı,Ege.

Yarası Saklı | ZeyÇağHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin