⒗ 10-3.09›20.51

4.1K 342 354
                                    

Lütfen yıldıza basın arksdsşlar emin olun bedava ♡ VE LÜTFEN BİRKAÇ KELAM EDİN, SİZİ SEVİYORUM KEYİFLİ OKUMALAR♡♡

**

Telefonum çalarken o kadar derin bir uykunun kucağındaydım ki, açmayı düşünmüyordum aslında. Fakat ikinci kapanıp üçüncüye çalmaya başladığında artık sinir bozucu bir hal almıştı. Elimi uzatıp telefonumu aradım kenarlarda ve zırlayan cihazı açıp kulağıma götürdüm. Göz kapaklarıma biri dört yüz dört sürmüştü sanki, açamıyordum kirpiklerimi. 

"Alo?" 

"Günaydın paşam," Yakut'un sesi kulağıma dolduğunda, aklıma şirket gelmişti. Pazartesi'ydi bugün ve iş başı yapıyor olmam gerekiyordu; bana verdiği tatil ne yazık ki geçen haftayla sınırlıydı. "Saatten haberin var mı? Seni bekliyorum geleceksin diye."

Kurumuş boğazımı temizledim ama susuzluktan ötürü feci acıyordu. "Geç gelirim aşkım ben."

Hâlâ uyuyordum; dün sabah kahvaltı ettikten sonra eve gelmiş ve bütün gün boş boş vakit öldürmüştüm. Gece de geç saatlere kadar film izlediğim için bir türlü uykudan sıyrılamıyordum işte. Kolumu gözlerimin üzerine kapattım. "Hadi Arda, şirkete gel."

"Ofis fantezisi ister misin? Beni o masaya yatırabilirsin?"

Gülüp ofladı. "Daha yataktan çıkmadan yeniden yatmaktan bahsediyorsun. Saat on ikiyi geçiyor."

O kadar olmuş muydu ya? Neden şimdi arıyordu ki? İç geçirip kurumuş dudaklarımı ıslattım. "Yakut," diye mırıldandım. "Bugün uyusam?"

Onu görmeyi çok istiyordum ama şu an o kadar uykum vardı ki, değil yataktan kalkabilmek gözlerimi açamıyordum. Ancak ona öyle bir teklifte bulunmam lazımdı ki şirkete gitmememe göz yummalıydı. "Bugün uyuyayım, akşama sana gelirim? Olmaz mı? Çok uykum var."

Bir süre onu dinledim; önce biriyle kısa bir görüşme yaptı, ardından Aydan ile konuştu ve sonunda bana odaklandığında uyumak üzereydim. "Tamam, üçte burada oluyorsun ve sonra akşam bana geçiyoruz. Kapatıyorum toplantıya gireceğim. Üç, Arda, ona göre."

Oflayarak kapattım telefonu. Her ne kadar sesi otoriter de gelse bunu sallamadım ama uykumu kaçırmıştı işte. İstemeye istemeye kalktım yatağımdan. Saat gerçekten de on ikiyi çoktan aşmış, yelkovan yirmilere doğru gidiyordu. Önce hızlı ve sıcak bir duş aldım; kalın mor bir kazak ve jean sonrası saçlarımı kuruttum ama bu iyi bir fikir olmadı çünkü kabarmıştı. Kirpi gibi olmuştum. 

Yakut: Uyandın mı? 12.56

Mor bir bere geçirdim saçlarıma. 

Yakut'a: Evet çıkacağım. Toplantıdan çıktın mı?

Yakut: Hayır aşkım hâlâ toplantıdayım. Karnını doyur ve saçma şeyler yeme lütfen 13.03

Mesajını ne kadar okursam okuyayım kalbim bir türlü sakinleşmiyordu. Ona cevap vermeden ancak mesaj ekranından da çıkmadan ekranı kilitledim. Hâlâ daha bir şeylerin gerçekliğini sorguluyordum; her ne kadar gözlerime parlak da baksa, parmakları naif bir tavırlar parmaklarıma da dolansa, sözleri kalbime de aksa bir türlü gerçekmiş gibi gelmiyordu. Kendimi bunun imkansızlığına öylesine inandırmıştım ki bir türlü aklıma yatmıyordu işte. 

Evden çıkıp önce gidip bir yerde karnımı doyurdum. Döner yemek için harika bir gündü; abimle konuşa konuşa yemeğimi yemiş, kısa bir sigara molasından sonra geçmiştim nihayet şirkete. Dediği gibi üç daha buçuğa yaklaşırken şirketteydim. Danışmayı direkt geçip asansöre vardığımda yine bir insan havuzu vardı. Artık o kadar da tuhaf karşılamıyordum bunu zira herkes hayatından mutlu olmasa bile öyleymiş gibi davranıyordu ve onlar için kayırmak çok da işim değildi artık. 

Ölü Venüs [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin