ASLINDA BU YOKTU AMA İÇİMDEN GELDİ NİYE BİLMİYORUM İÇİME SOKAYIM. YILDIZA BASALIM LÜTFEN VE LATIBULE SİZİ BEKLİYOR TEŞEKKÜRLER, keyifli okumalar <3
-
Rüyalar. Belki de insanı bir çukurdan alıyor, belki de bir çukura itiyorlardı. Tam olarak ne görevleri vardı bilmiyordum ancak gözlerimin arkasında kurduğum beyaz perdede, huzursuzluğun resmini çiziyorlardı. Mine. Bir süre kâbuslarımda olacaktı.
Kandan artık teni seçilmeyen uzun parmaklarıyla yüzümü okşuyor, çenemi kavrayıp kırmızı dudaklarını dudaklarıma bastırıyordu. Acıyordu. Acıdığını hissediyordum; bağırmak istesem de sesim çıkmıyordu, itmek istesem ellerim kalkmıyordu. İnliyordum ama sesim benim kulağıma bile zor varıyordu. "Benim olduğunu biliyorsun," diyordu gülümserken. "Seni asla bırakmayacağım!"
"Hırsız!"
Ancak bu ses Mine'ye ait değildi. Hatta tanıdığım hiç kimsenin sesine benzemiyordu.
"Hırsız var!" diye bir kere daha bağırdığında yerimde sıçradım. Yastığımı aldığım gibi yatağın üzerinde ayaklanırken aynı zamanda yastığımı savuruyordum sağa sola.
"NEREDE!" diye bağırdım. Kalbim deli gibi çarpıyor, aniden kalktığım için başım fırıldak gibi dönüyordu. "KİM!"
Yastığı savuştururken kapıda dikilmiş kadını buldu uykudan hâlâ odağı bulanık gözlerim. Elinde oklavayla eşikte dikiliyor, kocaman olmuş gözleriyle yüzüme bakıyordu. Yavaş yavaş beynim açılırken yastığı indirdim önce. Hızlı, rahatlamış bir soluk bırakırken kadın bana "Sen kimsin?" diye sordu. "Ne işin var Yakut Bey'in odasında? Polisi arıyorum."
"Abla," ofladım. Dizlerim üzerine çöktüğüm gibi sızlanmam bir olmuştu çünkü bedenimdeki yaraları unutacak kadar uyuyordum hâlâ. Kıçımın üzerine oturup yüzümü sıvazladım. "Hırsız olsam neden yatakta yatayım abla? Yakut'un arkadaşıyım ben. Aklımı aldın sabah sabah yahu."
Elindeki oklavayı indirdi önce. Sanki söylediğim şeyin mantığı yeni yeni aklında parlıyor gibi de kafasını sallıyordu. Heyecandan ve panikle uyanmış olmaktan dolayı deli gibi çarpan kalbim nefesimi zorluyordu. Kendimi geriye atıp yastığı da kafama kapattım birkaç dakika. Hâlâ uykum vardı; öyle güzel uyuyordum ki eğer rüya görmemiş olsam, üzerine abla bağırmamış olsa herhalde daha uyurdum.
"Siz kimsiniz bu arada?" diye kalktım yataktan oturur hale gelirken. Kadın elini beline yerleştirip üzerindeki salopetinin cebinden telefonunu çıkarttı. "Yakut bana birinin geleceğini söylememişti."
"Temizlik için geldim, arıyorum Yakut Bey'i."
"Ne için?" yataktan kalkıp gerindim. Kadın telefonunu kulağına götürmüştü ki dış kapının açılıp kapanma sesi doldu eve. Kadın telefonunu indirip arkasına döndü.
"Gül Hanım?" Yakut'un sesi yaklaşıyordu odaya, nereye gitmişti ki? Belki de yürüyüşe gitmişti ancak hava yağmurluydu. Hatta öyle yağmurluydu ki üşümek geldi içime. Ellerimi kollarıma sardığım esnada Yakut odaya giriyordu. "Bugün mü anlaşmıştık? Tamamen aklımdan çıkmış."
Altında eşofmanı, üzerinde de kapüşonlusuyla yürüyüşten dönüyordu. Kaçta uyanmıştı? Hiç duymamış hatta hissetmemiştim bile. Odadan banyoya geçmek için adımlarımı kapıya yönelttiğimde mavileri nihayet gözlerime ilişti. "Günaydın." Mırıldanışı sakin, tebessümü sıcacıktı.
"Günaydın." diye cevapladım onu. "Yürüyüşe gideceğini düşünmedim. Kaçta kalktın?"
"Yedi gibiydi, derin uyuyordun. Gül Hanım bu Arda." Kadına beni gösterip gülümsedi. "Arkadaşım. Sana bahsetmeyi unuttum zaten bugün geleceğini de unutmuştum. Bugün burada olacak."
![](https://img.wattpad.com/cover/319552766-288-k779659.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Venüs [bxb]
RomansaOradaydım, gör diye. Yanındaydım, duy diye. Elimi uzattım hisset diye. Ve bekliyorum seni hâlâ, Yolların bana çıksın diye.