WARNING: Giriş cinsellik barındırıyor, atlayabilirsiniz. Keyifli sürüşler aman okumalar dhskfj;
**
Eller, üzerimdeydi. Yakut'a ait ateş gibi yanan eller öyle sevgiyle ve sıcaklıkla kucaklıyordu ki beni, bedenim sanki hep bunu bekliyor gibi erimeye başlıyordu. Arzuyla çıldırmış dudakları her yerimi dolanırken aklımın sislerinde bir türlü günü doğuramıyordum. Bedeni açlıkla bedenimi kucakladı ve kıvrandım altında. Çok uçtaydım, çok fazla uçtaydım. Öyle ki düşüşüm de hızlı oldu.
Gözlerimi sakince açtığımda ilk gördüğüm yıldızlardı. Parlıyorlar, sanki üzerime dökülecek gibi sallanıyorlardı. Gözlerimi birkaç defa kırpıştırıp kendime geldiğimde titreyen ellerimi yüzüme kapattım. Yakut yanımda uyuyordu; benim halimden tamamen habersiz, belki milyonuncu rüyasındaydı. İhtiyaçla zonklayan bedenimi görmezden gelemeyeceğim kadar kötüydüm. Önce altımı sıyırdım. Gece dördü gösteriyordu hatta on yedi dakika kadar da geçmişti. Üzerimdekini de bir yerlere attığımda acıyan dizlerim üzerinde doğruldum.
"Yakut," diye mırıldandım ellerimi tişörtünden kalan çıplak kollarında gezdirirken. "Uyansana."
Kucağına oturduğumda sızlanarak uyandı. Bir eliyle gözünü ovuştururken diğer eli bacağıma kapanmıştı. "Ne oldu?" diye sordu uykulu kısık bir sesle. "İyi misin?"
Gözlerini açsa görecekti ancak açamıyordu. Eğilip boynunu öptüğümde diğer eli de bacağımın üzerine kapandı. "Sen çıplak mısın?" Fısıltısı şaşkındı; altına sürtündüğüm için hissettiğim zevkle inleyip boynundaki deriyi çekiştirdim dişlerimle. Hep o renklendirecek değildi nihayetinde. "Sen neden çıplaksın?"
"Lütfen," diye fısıldadım doğrulurken. "Çok ihtiyacım var."
Gözleri bedenimi süzerken elleri belime çıktı. Tutuşu sertti, öyle ki beni kendine sertçe yasladığında dudaklarım arasından geceyi bölecek bir inleme kaçtı. Öne doğru eğildiğimde dirsekler üzerinde doğrulup beni yarıda karşıladı. Öyle açlıkla, öyle arzuyla dans ediyordu ki dudaklarımız bununla bile sonu görecek kadar geçiyordum kendimden. Bir eli yeniden belime yerleşti. Biraz çekilip onu omuzlarından ittirdim.
"Soyun," diye mırıldandım. "Kucağında olmak istiyorum."
Islak dudakları dişleri altında ezilirken kucağından kalkıp soyunmasına müsaade ettim. Odanın içini yıldızlardan ziyade, dışarıdaki gök aydınlatıyordu. Her aydınlandığında içeri dolan ışık Yakut'un mavilerinde çakıyordu sanki. Çıplak kalmış bedenine tekrar yerleştiğimde, elleri yeniden belimi buldu. Bu kadar yangının içinde bile hâlâ biraz üşüyordum. Bunun heyecandan kaynaklandığını bilecek kadar sağlıklıydı beynim, henüz tamamen iplerim kopmamıştı. Hazır hale gelmiş bedeninin altına artık yavaşça sürtünmeye başladığımda gözlerim kapandı. Tırnaklarımı istemeden göğsüne ve karnına bastırıyordum; hissettiğim zevk o kadar yoğundu ki aklımın başımda kalması bile mucizeydi.
Aniden kalktığımda güldü. "Bu kadar çabuk mu?"
Bir şey demedim. O kadar dolmuştum ve o kadar fazla tahrik olmuştum ki bu kadar çabuk sona gelmem şaşılacak bir şey değildi. Tutabildiğim kadar tutmak, uzun dakikalar sevişmek istiyordum. Eğilip önce dudaklarından öptüm sakince. Parmak uçları sırtımda yumuşak, belirsiz ve acelesiz şekiller çiziyordu. Dudaklarım bu sefer yeniden boynuna düştü. Onun bedeninde iz bırakmam demek, birçok kişinin konuşması demekti. Benim bedenime benzemiyordu ama yine de durdurmadı bu beni. Zaten ben artık kaçıncı olduğunu sayamadığım morluğumu boyarken boynuna beni durdurmamıştı da. Sadece kesik inlemelerini duyuyordum, kalbim daha da boğuluyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/319552766-288-k779659.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ölü Venüs [bxb]
RomanceOradaydım, gör diye. Yanındaydım, duy diye. Elimi uzattım hisset diye. Ve bekliyorum seni hâlâ, Yolların bana çıksın diye.