AŞKI FISILDA

Aşkı Fısılda 2.Bölüm

Eliz ve İrem listede yazılanları yapmak için havanın sıcaklığını umursamadan kendilerini evden dışarı attılar. Ilk durak kuafördü. Eliz son bir kararla koltuğa oturdu.

"Ee şey saçlarımı keseceğim" kuaför kadın çekmeceden önlüğü çıkardı ve boynundan bağladı. Eliz dudağını kemirmeye başlamış, heyecandan elleri terlemeye başlamıştı.

"Ya acaba uclarındanmı alsak?" Kuafòr kadın bilmem derecesine eliz'e baktı. İrem artık yorum yapmıyordu. Alışmıştı eliz'in bu tavrına.

"Ya da sadece azıcık önlerini keselim yeter." Eliz'in bu kararsızlığı karşında ufaktan sinirlenmeye başlayan kuaför hemen eline makasını alıp önlerini ucundan kesmeye başladı. Kadın her makası açıp kapadığında eliz derin derin nefesler alı veriyordu. Saçlarını çok seviyor olabilirdi. Eliz'in saçlarının ucuna sarı renk atıldıktan sonra irem koltuğa oturup saçlarına kat verip bir ton koyulaştırdı. Eliz'in dalgalı fönü kaş, istenmeyen tüyler ve manikürün ardında kuaför olayı bitmişti. Ilk defa manikür yaptırmanın heyecanıyla ellerine ilk geçen nesneyle tırnaklarını göstererek fotoğraf çekip instagrama attılar. Şart sonuçta. Ordan geçen ilk minibüse binerek alışveriş merkezinin yolunu tuttular. Eliz yine biner binmez hayallere dalmıştı. Şimdi bu minibüste olmak yerine sevgilisinin spor arabasında piyemsesler gibi oturuyor olabilirdi. Hayaller BMW, gerçekler yanık çorap kokan minibüsler. Arabadan indiklerinde almaları gereken listeyi çıkardılar. Mağaza mağaza gezerek alınacaklar alındı. Alışveriş candır.

"Eloo kurban olam bir yerde oturak valla dilim damağım kurudu" eliz'de irem'e hak verince mado ve starbucks olmamasına dikkat ederek bir yerde oturdular. Ikiside dondurma siparişi vererek beklemeye başladılar.

"Kız irem bee okula başlamadan bir falcıya gitsek ya ona göre bir plan uygularız."

Eliz ve irem falcı, büyücü, medyum gibi olaylara inanıyorlardı. Daha doğrusu inanmak istiyordu.

"Bilmiyorumki nerde var olsa giderdik kuşeey"

~~~

" lan abi bu burçlar felan ne mal iş ya. O kadar şey yazıyorlar tabi biri tutar"

Baran uras' a kafasını sallayarak hak verdi. Bu fal, burç boş işlerdi baran'a göre.

"Sana hak vermenin ezikliğini yaşıyorum uras ama öyle helede şu falcı peşinde koşan kızlar yokmu" Baran sinirli bir şekilde kafasını salladı. Kız dediğin dizini kırıp otursun gerekirse erkek peşinden koşar zaten.

"Haklısın abicim"

"Benden uzak olsunlarda yeter" bu sözleri söylerken büyük konuştuğunu bilmiyordu baran.. Uzandığı şezlongdan kalkıp kendini hızlıca havuza attı. Bu sıcakta sinirlenmek ona iyi gelmiyordu yüzüp rahatlamalı. Hızlı hızlı sert bir şekilde kollarını suya vuruo yüzerken ilerden gelen idil cadısını gördü.

"Ooovv naber abicikler" idil önce abisini sonra çayan'ı yanağından öpün masanın üzerindeki soğuk içeceklerden birini yudumladı.

"Naber güzellik" çayan tek kolunu idil'in omzuna atmış yandan yüzünü izliyordu.

"İyi ne olsun işte okul için hazırlık yapıcam bu gün. Sizde ooh yatın anca." Konuşurkende elini kaldırmış havuzdaki baran'a el sallıyordu. Havuzun demirlerine tutunmuş üzerinden sular süzülen baran'a bakmadan edemiyordu. Çok fazla yakışıklı, fazla yani baran'da herşey fazlasıyla vardı. Bunca yıl hep kendisini kardeşi olarak görmüştü. İdil daha önce baran'ın uzun bir ilişkisi ya da ciddi bir ilişkisi olduğunu hatırlamıyordu. Uzun uzun baktığını fark eden idil hemen gözlerini kaçırdı. Bazen sadece bakarsın.