Baran yol boyunca eliz'in kesinlikle söylediği sözleri düşündü. Gerçekten haklı olabilirmiydi. Eliz'i bırakmak istemiyordu ama ya mecbur kalirsa. Içini kötü bir his kaplamıştı. Eliz'de yol boyunca susmuş, konuşmamıştı. Belki konuşsa kafası dağılacaktı ama...
-"kaç dersin var bu gün?"
Eliz'in sessiz hali kesinlikle hiç sevimli değildi. Eliz hep konuşmalı, ortamı şenlendirmeliydi.
-"2 dersim var. Senin?" Hah, bu eliz'de hiç sevimli değildi. Az konuşan, sadece sorulan sorulara cevap veren eliz'de sevimli değildi. Konuşsun, zorla sussun istiyordu baran.
-"benim 3 dersim var. Çıkışta bekle beni yemek yiyelim."
-"olur."
Baran sinirle nefes alıp verirken şimdi eliz'i dizlerine yatıracak, seve seve poposunu tokatlayacaktı. N'olmuştu şimdi, neden sessizleşmiştiki? Baran yanlış bir söz söylememişti ama; eliz'di bu. Nelere sinirlenip, kızacağı belli olmuyordu. Okula geldiklerinde ikisi yine aynı sessizlikle arabadan indiler. Eliz'in bu kadar susması kesinlikle hayra alamet değldi. Elindeki küçük eli sıkarak kendine çevirdi baran.
-"n'oluyor eliz, neden susuyorsun?"
-"ne demeliyimki. Çok konuşuncada kızıyorsun."
-"tamam, bundan sonra kızmayacağım. Konuş!"
İşte şimdi olmuştu. Eliz'in yüzünde yine kocaman sinsi bir sırıtma belirmişti ve baran başına gelecekleri anlamıştı. Eliz yine o saçma soru haznesinden en saçmasını çıkarmıştı.
-"beni ne kadar seviyorsun?"
Evet, beklenen çok gecikmemişti.
-"eliz bu nasıl soru güzelim? Tabiki seviyorum."
-"ama ne kadar mesela?"
-"eliz! Çocuk gibi kollarımimı açayım? Azıcık mantıklı soru sor ya."
Evet, baran'dan beklenen harekette gecikmemiş; ilk dakikadan kızmıştı.
-"hani kızmayacaktın? Hemen bağırıyorsun."
-"kızmıyorum." Baran 'kızmıyorum' derken bile bağırıp kızıyordu. Bunun için ayarlanmış gibiydi. Kapatma düğmeside yoktuki. Eliz ve baran okulda ayrılıp sınıflatına girmişlerdi. Eliz bu arada biraz daha saçma soru toplarken belki-imkansız ama- baran'da sakinleşirdi. Hayir, eliz parası neyse verecek; bu çocuğun sinirlerini aldıracaktı. Yani parası oldumu verir aldırırdı.
Eliz her zamanki gibi dersle bir alakası olmamış, blok dera boyunca baran'ın amcasının dediklerini düşünmüştü. Baran'a kesinlikle sormayacaktı. Olurda yanlış birşeyler söyler, bilmemesi gereken birşeyi öğrenirdi. Bu ihtimalleri göze alamazdı. Akşam sorun yokmuş gibi davranacak, yarın kahvaltıda annesine üstü kapalı soracaktı. Ortada anlayamadığı, mantığının yetmediği şeyler vardı. Eğer anneside bilmiyorsa açıkca baran'ın amcası ile konuşacaktı. Delikanlı gibi söylesin. Böyle üstü kapalı imalarla olmuyordu.
-"kızım neyin var?"
Eliz hızla toparlanmış, irem'e dönmüştü. Kafası meşgul olduğu zaman yanında davul çalsalar duymuyordu.
-"ha, yok birşey. N'olsun?"
-"bilmiyorum, dalgın gibisin. Baran'la bir sorun yok değilmi?"
-"aa yok, şeytan kulağına kurşun. Sorun yok."
Eliz konuşurken bir yandan eliyle tahtaya vurmuştu bile. Işi sağlama almak gerekirdi. İrem'de arkadaşına inanmış, sorgulamamıştı. Nasıl olsa kendini yırtsada eliz istemiyorsa anlatmazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI FISILDA
RomanceBizim hikayemizde de sert, yakışıklı çocuklarımız var.. zaten bizdende başka türlüsüne kafayı takmamız beklenemez. Biz kimmiyiz? Tipik tür kızı.. Trip atmak için fırsat bekleyen, namuslu görünmek için yakışıklı bebeleri elinin tersiyle itin kızlarda...