-"Yemekmi? Bizmi?"
-"evet, siz."
-"bildiğimiz yemek?"
-"bilmediğimiz yemekmi var?" Eliz ve irem sırayla sorularını soruyor, uras ve baran sırayla cevaplıyordu. Bu kızlar, şaşkın ördek yavrusuydu.
-"yok tabi. Olsa biz bilirdik." Baran istemiyor olsada, eliz'in yanında kendini gülerken buluyordu. Harekerleri, tavır ve davranışları baran'a samimi geliyordu. Kendileri gibiydiler.
-"onu diyoruz bizde. Geliyormusunuz? Yoksa gelmiyormusunuz?"
-"aaa yok, çok isterdik ama gelemeyiz." Eliz'in yine olumsuz bir cevap veriyor olması uras' ı sinir ediyordu. Bu kızın çakallıkları olmasaydı irem'i kolay kafesleyebilirdi. Uras sinirle soluyarak, irem'e döndü.
-"eliz gelemiyorsa sen gel" irem'in içi erimiş, pişmiş, değişik bir şeyler olmuştu.
-"irem'de gelemez. Bizim beraber bir işimiz var." Uras sakin olmak için, içinden koyunları sayıyordu.
-" belki irem'de konuşmak ister eliz?" Eliz tek kaşını kaldırmış, uras' a meydan okuyordu.
-"eliz haklı. Bizim işimiz var." İşte bu!
Eliz yüzüne 'ben demiştim' bakışını yerleştirmiş uras' meydan okuyordu. Irem tabiki kendi tarafında olacaktı.
-"eh peki, siz bilirsiniz." Uras umursamaz bir şekilde cevabını vermiş, baran'la birlikte yerlerinden kalkmış ve kızların yüzüne bakmadan uzaklaşmışlardı.
-"ya salak, aptal, dengesiz neden işimiz var dedin?" İrem şimdi saçını, başını yolacaktı. Az kalmıştı.
-"ya irem, dün kahve, bu gün yemek. Bu ne demek? Bak kafiyede yaptım."
-"ne demek?"
-"kaçan kovalanır demek. Bırak peşimizden koşsunlar demek. Sen beni dinle rahat ol demek." Irem karşısındaki çok bilmiş arkadaşına bakıyordu. Bir yandan haklı olabilirdi ama bir yandanda istiyordu işte. Uras' ın alt dudişini istiyordu.
-"sen beni kıskanmıyorsun değilmi?" Eliz şaşkınlıkla arkadaşına bakıyordu. Bunu irem söylüyor olamazdı. Bir erkek için, tanımadıkları, aralarında hiç bir olay olmayan bir erkek için irem bunu söylemiş olamazdı.
-"irem bunu söylemediğini varsayıyorum. Bir erkek için, üstelik alakam olmadığı bir erkek için seni kıskanacak, iyiliğini istemiyecek kadar kötü birimiyim ben? Seni neden kıskanayım irem?" Eliz'in sinirle söyledikleriyle haklı olduğunu karar vermişti irem. Haksızlık ediyordu arkadaşına. Bu güne kadar eliz hiç kendisine kötülük yapmamış, kıskanmamıştı.
-"haklısın, özür dilerim."
Eliz'in cevap vermeyip, alay eden gözlerle irem'e bakması kızı üzmüştü. Bariz saçmalamış, eliz'e haksızlık etmişti.
-"tamam, haklısın."
-"tamam irem, demedim birşey." İrem eliz'in dayanamıyacağını bildiğinden kocaman gülümsüyor, gözlerini hızlıca açıp kapatıyordu. Kendisini o tatlış çizmeli kedi gibi görüyor olsada, yanından dahi geçmediğinin farkında değildi.
-"tamam, affettim ağlama." Irem eliz'in o tombiş yanağına sulu, kocaman, sesli bir öpücük kondurmuştu. Eliz'in bu öpücüğe illet olduğunu biliyordu.
-"sana şöyle öpme diyorum. Popom gıdıklanıyor ya."
-"şunuda bir türlü anlayamadım. Yanağını öpüyorum popon gıdıklanıyor. Iyiki başka yerin gıdıklanmıyor." Eliz beğenmez gözlerle arkadaşına bakmıştı. Bazen, irem'in anne ve babasının akraba olduklarını düşünüyordu. Hayır, bu kızın böyle olmasının başka bir açıklaması olamazdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI FISILDA
RomansaBizim hikayemizde de sert, yakışıklı çocuklarımız var.. zaten bizdende başka türlüsüne kafayı takmamız beklenemez. Biz kimmiyiz? Tipik tür kızı.. Trip atmak için fırsat bekleyen, namuslu görünmek için yakışıklı bebeleri elinin tersiyle itin kızlarda...