AŞKI FISILDA 3. BÖLÜM
Eliz ve irem etrafına baka baka çekinerek okulda ilerliyorlardı. Evet, etrafta bir sürü yakışıklı erkek vardı ama nedense kızları korkutuyordu. Eliz ve irem kafasını önüne eğmis o kocaman karşılarındaki bile korkutuyordu. Zaten insanlar eliz'i tanımadan önce soğuk bir kız olarak algılarlardı. Irem daha konuskan ama eliz açılıp gerginliğini atınca susturmak mümkün olmuyordu.
"Irem ya eskiden ne güzeldi okulun ilk günü sıraya giriyorduk sonra bi konuşma yapılıyordu hoop dağılıyoduk sınıflara.. ama şuna baksana burda kimse takmıyo bizi" eliz irem'in sesindeki gerginliği sezmişti ve bu durum kendisininde tedirgin olmasını sağlıyordu.
"Bundan sonra böyle merak etme bizde alışıcaz" her ne kadar ortamı sakinleştirmeye çalışıyor olsada korkuyordu işte. O sırada iki kızında telefonu aynı anda çaldı. Iki kız kim olduğunu bildiği için sadece eliz telefonunu çıkardı. Tabiki yazan burcu'ydu. Whatsapp grubunun olmazsa olmazı.
"Ne yazmış bizimki?" Irem telefona doğru eğilmiş ne yazdiğına bakmaya çalısıyordu. Eliz ters ters irem'e bakıp kafasını itti. Sakat olacaktı.
"insallah yakışıklı bebeler bulur hemen evlenirsiniz kızlar yoksa evde kalacaksınız yazmış." Irem ve eliz gözlerini devirerek birbirlerine baktılar.
"Ya sanki kendisi evde kalmıyor. Sorsan ben mutluyum" iki kızda birbirlerine hak verdiler. Zaten arkadaşlık bunu gerektirir saçmada olsa gereksizde olsa arkadaş her zaman haklıdır. Eliz'de burcu'ya "amin darısı senin başına" yazıp gönderdi. Kızlar birbirlerine bakıp okulun o uzun ağaçlı bahçesinde yürümeye devam ettiler. Masada oturan arkadaş grupları, sarılmış sevgililer, gitar çalanlar daha bir çoğu.. Bu ne aktiflik daha ilk gün yahuu! Kizlar yolda yürürken herkesin kendilerine baktığını, arkalarından güldüklerini düşünüyordu. Oyle havalı havalı saçları rüzgardan uçuşarak yürümeyi hayal etmişlerdi oysaki. Hatta bazı erkekler onlara okulu gezdirmeyi teklif edecek, bizimkilerde kabul etmeyecekti. Sonra okulda adları zor kıza çıkacak herkes onların peşinde koşacak en sonunda en yakışıklıyı kapıp okulun feriha'sı olacaklardı. Neden böyle olmuştuki? Acaba hata nerdeydi. Listede yapılmıştı. Neyse açık bulunur kapatılırdı.~~~~
Baran sabah erkenden kalkmış, soğuk duşunu almış hemen ardından hızlıca giyinip parfümünü sıktı. Yatağının baş ucundaki komidinden cüzdanını, arabasının anahtarlarını alıp odasının kapısını hızla cekti ve kapı arkasından gürültülü bir şekilde kapandı. Kapı sesini duyan masadaki sertap hanım ve haluk bey gülerek birbirlerine baktılar. Baran onların her şeyiydi. Ikişer ikişer merdiveleri inen baran hızla beyaz kadife sandalyesini çekerek oturdu.
"Günaydın" Baran anne ve babasına bakmadan tabağına peynir domates ve bol bol yumurtadan koydu. Baran yumurtanın her türlüsünü seviyordu.
"Günaydın oğluşum" genç adam annesinin kendisini hala bir çocuk gibi seviyor olmasına bıkkın bir nefes vermeden edemedi. Kaç yaşına gelmişti halla bu saçma sapan sevgi sözcükleri ağzındaydı. Kızamıyorduda annesine.
"Sertap sende kazık kadar adama neler söylüyorsun" baran kafasını kaldırmadan ağzı doluyken sol elini havaya kaldırıp baş parmağını babasına doğru uzattı. Babası haklıydı.
"Aa şunlara bakın siz. Ben böyle seviyorum." Bir yandanda gülerek baran'a bakıyor öpücük atıyordu. Baran'da buram buram sahtelik kokan bir gülücük attı annesine..
"Ee koç ne var ne yok"
"Ne olsun baba" haluk bey her ne kadar oğlunun sessiz, ağır başlı hallerini sevsede ağız tadıyla sohbet edememesi çoğu zaman kızmasına neden oluyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI FISILDA
RomanceBizim hikayemizde de sert, yakışıklı çocuklarımız var.. zaten bizdende başka türlüsüne kafayı takmamız beklenemez. Biz kimmiyiz? Tipik tür kızı.. Trip atmak için fırsat bekleyen, namuslu görünmek için yakışıklı bebeleri elinin tersiyle itin kızlarda...