Eliz korkuyla baran'a bakıyordu. Kendisine hesap soruyormuş gibi sormuştu.
-"eliz sana bir soru sordum. Ne demek istiyorsun?"
Tamam, sesi herzamanki gibi sinirli değildi ama yinede asabi geliyordu.
-"yani şey..."
-"ney eliz?"
-"yani demek istedimki internetten, benim hesaplarımdan baktınmı. Ben senin ailene bakmıştımda ondan. Sende belki merak edersin dedim."
İste bu! Bravo! Harikasın eliz...
Çok süper bir bahane bulmuş, durumu kurtarmıştı eliz. Baran inanmışa benziyordu. Zaten amcası gibi biliyor olsa sakin kalmazdı bu kadar.
-"ha onu diyorsun. Yok, bakmadım."
Eliz şimdi derin bir nefes alabilirdi. Salak kafa! Herşeyi berbat edecekti. Ne zaman ağzından çıkana dikkat edecekti acaba? Ya baran inanmasaydı, işi kurcalasaydı? Neyse artık kızmanın bir anlamı yoktu. Artık daha dikkatli olacaktı.
-"demek benim aileme baktın, Neden?"
-"ne demek neden? Sonuçta sen benim sevdiğim beysin"
'Bey' lafına eliz gülmekten yarılırken, baran sevgilisinin kroluğuna şaşıyordu. Sevdiği beymi?
-"sağolun ama; malesef ben sevdiğim hanımı arastırma fırsatı henüz bulamadım."
Baran'ın ciddi, İstanbul bey efendiliğine dahada fazla gülmeye başladı eliz. Şuan kendi yaptığı espiriye kendi gülen konumunda olduğunu bilmiyordu. Ama komikti!
-"ay sen neden gülmüyorsun?"
-"yok sağol, sen devam et"
Yol boyunca eliz kendi kendine gülmüş, baran tohaf bir şekilde kendisine bakmıştı. Hiç espiridende anlamıyordu!
****
Uras irem'i eve bırakırken sevgilisinin yanındaki sessiz, hanımefendi hallerine bayılıyordu. Kendisine çok naif geliyordu ve; bu kesinlikle uras' ın çok hoşuna gidiyordu. Yanında huzur buluyor, kendini iyi hissediyordu. Eliz'den farklıydı irem. Eliz daha konuşkan, espiriliydi. Ama eliz'i bir o kadarda seviyordu uras. Eliz iyi sevimli kızdı ama nedense o daha çok çayan'ın tarzı gibiydi. Tabiki baran'la çok yakışıyorlar, birbirlerini çok seviyorlardı ama neyse...
Kesinlikle çayan'a da öyle bir kız lazımdı. Iyi olurdu.
-"eve gitmek istediğinden eminmisin?"
Uras sevgilisini hemen bırakmak istemiyordu. Belki biraz daha zaman geçirmek, birşeyler yemek istiyordu. Ama nerde? Hanım efendinin arkadaşının kınası varmış, ona hazırlanmalıymış.
-"söyledim ya, kına var."
-"ama eliz baran'la buluştu."
Uras çocuk gibi inatlaşıyor, kabul etmek istemiyordu. Utanmasa çocuk gibi ayaklarını yere vuracak, tepinecekti. İrem gitsin istemiyordu!
-"ama uras, sana söyledim. Bu kuzenimin kınası. Ben onceden gideceğim, bana ihtiyaç olur. Eliz direk kınaya gelecek."
Bu irem'in kaçıncı açıklaması bilmiyordu ama anlamayı ısrarla istemiyordu.
-"sen benim sevgilimsin ve benim sana daha çok ihtiyacım var." İrem ne kadar açıklama yapsada, uras' ın bu çocuksu halleri çok hoşuna gidiyordu. Kendisinden ayrılmak istememesi gururunu okşuyordu.
-"ama lütfen, yapacak birşeyim yokki..."
Uras artık daha fazla sevgilisimi üzmek istemedi. Usanmadan kendisine açıklmaya yapıyor, sanki suçu varmış gibi rica ediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI FISILDA
RomanceBizim hikayemizde de sert, yakışıklı çocuklarımız var.. zaten bizdende başka türlüsüne kafayı takmamız beklenemez. Biz kimmiyiz? Tipik tür kızı.. Trip atmak için fırsat bekleyen, namuslu görünmek için yakışıklı bebeleri elinin tersiyle itin kızlarda...