Aradan 3 ay geçmiş, kış tün soğuk yüzüyle gelmişti. Havanın soğukluğu, mevsimin sertliğide insanlara yansımıştı. Herkes gergin ve sinirliydi. Yeni yıla az kalmış ve insanları tatlı bir telaş sarmıştı. İrem ve uras cephesinde herşey çok yolundayken eliz ve baran için aynı durum söz konusu değildi. Eliz ilişkideki ipleri eline almaya çalışırken, baran geriliyor ve gerildikçe yıpratıyordu.
-"ya ama aşkım, ne demek 6. Ayımızı kutlamaya ne gerek var?" Eliz artık baran'dan istediği kadar ilgi göremiyordu. Baran kendisinden kaçıyormuş gibi hissediyordu. Bazen çok sert oluyor, eliz'e sürekli sesini yükseltiyordu. Eliz çoğu zaman baran'dan korkuyor, onun yanında biraz daha dikkatli olmaya çalışıyordu. Şuan arabada baran'ı sinirlendirmek istemesede söyleyivermişti, tutamamıştı kendini. Tabiki 6. Ayı kutlamak eliz'ede saçma geliyordu ama baran'la vakit geçirmek istiyordu.
-"eliz beni sinir etme." Baran yine esmiş, gürlemiş ve konuyu kapatmıştı. Baran boğulduğunu hissediyordu. Eliz sürekli hesap soruyor, küsüyor ve kızıyordu. Baran bu kadarına alışkın değildi.
-"ya neden sürekli bağırıyorsun? Tamam, demedim say." Eliz önüne dönmüş, dışarıda yağan yağmurü izlemeye başlamıştı.
-"zaten demedin varsayıyorum, duymuyorum."
-"zaten hep aynısını yapıyorsun baran. Duymuyorsun, dinlemiyorsun. Dün olan tartışmadan sonra neden aradın şimdi yemeğe gidiyoruz?" Eliz ve baran dün kendilerin için büyük sayılan bir kavga etmişlerdi. Eliz baran'a kuzenleriyle buluşamazsın demiş ve baran'da buna köpürmüştü. Eliz'de kendince haklıydı. O idil'e hiç güvenmiyordu. Kız sürekli baran'ı dibindeydi ve eliz'i sinir ediyordu.
-"eliz sus! Yeter artık. Seninle şuanda kavga etmek istemiyorum, beni zorlama."
Eliz'in gözleri dolmuştu ama ağlamak istemiyordu.
-"tamam baran, sustum." Eliz bir süre sessiz kalmaya karar verdi. Baran şuan çok sinirliydi ve daha fazla germeye gerek yoktu. Baran'da biraz sakinleşip baktığında pişman oluyordu. Eliz'e kızdığı için, onu üzdüğü için pişman oluyordu ama eliz'de artık boğuyordu. Birinin dersini vermesi gerçekleri anlatması gerrkiyordu. Bu kadar fazla şüpheci olması, yeri geldiğinde kendine güvemmemesi baran'ı kızdırıyordu. En başında acaba hatamı yaptım diye düşünmeden edemiyordu. Eliz'i seviyordu ama bu kadar kendinden ödün veremezdi. Bu gün uras kendisine aramış ve eliz'i alıp gelmesini istemişti. Yemek yiyeceklerdi. Dün eliz'le tartışmalarını umursamamış aramıştı. Kapı açılıp içeri girdiklerinde eliz gözlerini devirmeden edemedi. Yinemi idil!
Baran yan gözler sevgilisini izlediğinde değişen yüz ifadesi hiç hoşuna gitmemişti.
-"orada sorun istemiyorum eliz."
-"tamam"
Eliz kemerini açarken sessiz ve üzgünce kabullenmesi, sesindeki çaresizlik baran'ın kalbinin ritmini bozmuştu. Bazen bu kadar uysal çocuk gibi olması kendisini zor duruma sokuyordu.
-"bana bak" eliz kapıyı açıp inecekken baran'ın emir veren sesiyle durdu. Eliz el mahkum emrine uymuş ve baran'a dönmüşken bir anda cenesinden tutup kendine çekmesiyle korkusu katlandı.
-"o ses ne öyle?" Eliz'in içinden neden ağlamak geliyordu? Baran'ın kendisine kızıp sonrada şefkat göstermesi artık eliz'i üzüyordu. Sevgilisine cevap vermedi, sadece omuz silkmekle yetindi. Zaten ne söylerse söylesin baran kızıyordu.
-"hmmm, konuşmak istemiyorsun demek? Ben senin o güzel ağzını açmasını bilirim" baran eliz'i ve kendisini ödüllendirmiş, o soğuk havaya inat sevgilisinin sıcacık, dolgun dudaklarını açlıkla öpmüştü. 3 gündür sevgilisini öpmüyor, o tadını almıyordu. Eliz inatla dudaklarını aralamıyor, baran'ın istediğini vermemek için direniyordu. Hemen yumuşamak, boşvermek istemiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI FISILDA
RomansaBizim hikayemizde de sert, yakışıklı çocuklarımız var.. zaten bizdende başka türlüsüne kafayı takmamız beklenemez. Biz kimmiyiz? Tipik tür kızı.. Trip atmak için fırsat bekleyen, namuslu görünmek için yakışıklı bebeleri elinin tersiyle itin kızlarda...