Kızlar erkeklerin kendilerine doğru geldiğini fark ettiklerinde, oturuşlarını dikleştirip gelecek hamleyi beklemeye başladılar. Eliz yanlarına geldiklerini düşünmüyordu aslınada ama direk kendilerine doğru geliyorlardı, başka bir yere gitmeleri mümkün değildi. Baran'ın tek kaşı havada, uras gülerek kendilerine bakıyorlardı.
"Merhana kızlar" eliz ve irem şaşkınlıkla birbirlerine baktılar. İrem deli gibi intikam almak istiyor, o lafları tek tek yedirmek istiyordu ama bu çocuklar fenaydı, kendilerine fazla gelirdi. Ama ne olursa olsun eliz birşeyler söylemek istiyordu.
-"kime merhaba? En çok hangimizin cevap vermesini istersiniz? gibi sorular sarardım ama biz sizin aksinize insanız" eliz lafları tek tek koymuş olmanın verdiği mutlulukla gülümseyerek arkasına yaslandı. Annesi ne kadar "hanım hanımcık ol, terbiyeli ol, edepsiz olma" diyor olsada, laf sokmanın, yeri geldimi pat diye söymelenin tadını hiç birşey vermiyordu. Eliz gülerek baran'a bakıyordu. Bu konuda ikisi her ne kadar geride kalmış, olay onlarla ilgili olmasada, ikisi üzerine alınmıştı. Uras eliz'in söylediklerini umursamamı, her zamanki olan pişkinliğiyle sandalyeyi çekip oturmuştu. Baran'da kısa bir süre uras' a benzemenin bir zararı olmayacağını düşünerek kendiside sandalyesini çekerek oturdu.
-"ya tamam, haklısınız ama o gün biraz sinirliydim. Yani size değil, başkasına ama öyle oldu işte kusura bakmayın kızlar." İrem deli gibi affetmek istiyordu. Bu karşısındaki çocuk ne kadar ponçikti. Böyle ısırılıp, sevilesi bir çocuktu. Eliz'de aynı düşüncelere sahipti. Sadece biraz farklısı. Baran'ın ne kadar ateşli, seksi, tam yemelik olduğunu düşünüyordu. Adeta çocuklarının babası olmak için doğmuş gibiydi.
-"davet etmemize gerek yok sanırım, buyrun oturun." Evet, işte bu. Eliz arka arkaya lafları çarpmanın sevincini yaşıyordu.
-"yok biz gözlerinizden ne kadar oturmamızı istediğinizi anladık. Kasmayın kızlar." Baran'ın söyledikler gıcık, çok gıcık olsada en sonunda göz kırpması eliz'in bağazından, ordan karnına, karnından daha aşagıları inen bir sıcaklık oluşturmuştu. Bu çocuk ne kadar tatlı olduğunun farkında değil ya da bilerek yapıyordu.
-"kasmak? Bizmi? Ya bırak allasen ya. Ne kascam? Haah kasıyormuşum?" Eliz taramalı gibi sorularını sıralarken, baran sadece gülmekle yetiniyordu. Bir kez daha karar vermiş oldu, bu kız kesinlikle şaşkın.
-"sakin ol güzellik, kasmadınız." Eliz'in içindeki o küçük, bir yerlerine kaçmış kız heyecanla zıbardığı yerden uyandı. Güzellikmi demişti?
-"banamı dedin?" Eliz emin olmak istiyordu. Bunun için gerekirse elli defa sorabilirdi. Hatta yeterince daha çok emin olmak için parmağıyla kendinide göstermişti. Sonuçta arkadaki birinide gösteriyor olabilirdi. Hayır, olmazdı!
-"anlamadım? Ne dedim"
-"dedin ya şey işte"
-"halla halla ne dedim?" Tabiki baran bal gibide anlamıştı ama süründürmek güzeldi.
-"ya işte dedin ya şey... ııımm güzellik dedin." Baran eliz'in içinde sıcaklık oluşturan gülümsemesini yüzüne indirmiş, gülüyordu.
-"hımm dedim. Değilmisin yoksa?" Ah bu çocuk çok tatlıydı.
-"hah, güzelim tabiki." İçindeki o küçük kız, şimdiye kadar olmadığı kadar özgüvenle dolup taşmıştı. Güzeldi tabiki.
-"ee kızlar, sorun yok değilmi?" Uras aralarının düzeldiğinin farkındayı ama kendiside eliz gibi emin olmak istiyordu. İrem ve eliz onaylayarak birbirlerine baktılar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI FISILDA
RomanceBizim hikayemizde de sert, yakışıklı çocuklarımız var.. zaten bizdende başka türlüsüne kafayı takmamız beklenemez. Biz kimmiyiz? Tipik tür kızı.. Trip atmak için fırsat bekleyen, namuslu görünmek için yakışıklı bebeleri elinin tersiyle itin kızlarda...