-"hmm, demek çikolatanı yesem hoşuna gider." Baran ukala gülücüğüyle eliz'in dibine kadar girmiş, kollarıyla eliz'i ortasına alıp, iki elini sandalyenin başlığına dayamıştı. Bu kadar yakın olmak eliz'in nefesini kesiyor, ellerinin terlemesine neden oluyordu. Baran eliz'in heyecanlandığını anayınca bu oyunu sürdürmeye devam etti.
-"sadece çikolatamı? Ben daha neler, neler yiyeceğim." İşte olmuştu. O sonunda göz kırpmış ve eliz'in kalbinin bir anlığına durmasını sağlamıştı. Heyecandan ölmek üzereydi. İlk defa bu kadar yakın duruyorlardı. Konuşmak, cevap vermek, altta kalmamak istiyordu. Ya da kimi kandırıyorduki? Bal gibide bu seksi, yakışıklı adamın altında kalmak istiyordu. Bu adamdan gelecek herşeyi istiyordu. Iyisiyle, kötüsüyle istiyordu. Bu adama sahip olmak istiyordu ve evet, olacaktı!
-"ya öylemi, nedir o yemek istediğin?" Evet, eliz'de meydan okuyacak ve bu işi uzatacaktı. Yapışacak ve o dudakları yiyecekti.
-"bilmiyorum. Ne vereceğine bağlı bir durum." Ne? Eliz şok olmuştu. Bu kadar açık sözlülük beklemiyordu. ne demişti o? Olay çikolatayken ne zaman gelmişti buraya. Derin nefesler almalıydı ama, baran dibinden ayrılmıyordu. Derin nefesler alıp adamın yüzüne vurmasını istemiyordu. Tamam, çikolata kokuyordu ama olsun vurmasındı.
-"yuh! O ne demek be?"baran keyifine keyif katıyor, zevkten dört köşe oluyordu. Bu kızın cesur, meydan okuyan halleri en fazla bu kadar sürerdi. Bu tavırlar baran'ın hoşuna gidiyordu ama hele bir başka erkeğe yapsın o zaman dizine yatırır, o tatlı poposunu tokatlardı. Aklına bu görüntüler geldikçe gülmesi dahada genişliyordu.
-"neyse" baran eğildiği yerden kalkmış, tabi kalkmadan öncede eliz'in o tatlı ağzının değdiği çikolatadan kocaman bir ısırık almıştı. Bu kızın olduğu heryere eğlence, elinin değdiği herşey mucize oluyordu. Hele o ağzının değdiği yerler yokmu? Baran bir anda sertleşerek, kafasını sağa sola salladı. Neler düşünüyordu böyle? Eliz'in hiçbiryerine sahip olmak istemiyordu. Lanet olsun, istiyordu!
Eliz'in şuan elinin ayağının titrediğine yemin edebilirdi. Bu çocuk resmen kendisiyle kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyordu.
-"afiyet olsun." Baran arkasını dönüp giderken eliz şok olmuş gibi bakıyordu. Bu çocuğun değişken ruh hali bile kendisini korkutuyordu. Ama zaten kilit noktada burasıydı. Zor olan, imkansız olan çekiyordu. Kurallar yıkılmak içindi!
-"o neydi be?" Irem şok olmuştu. Bu çocuk az önce resmen eliz'e yazmıştı. Kendisi dahi gözünü kırpmadan, ağzı açık izlemişti. Ne heyecanlı bir durumdu.
-"ben şok!"
-"valla bende şok."iki arkadaşta şok olmuştu. Olmaktada haklılardı. Baran çok farklı bakmış, davranmıştı. Kesinlikle çok çapkın, ne yaptığını çok iyi bilen biriydi. Eliz'in eridiğini görmüş, devam etmişti.
-"irem, sence bana aşıkmı?"
Işte zilin sesi duyulmuştu. Eliz'in bunu şuana kadar sormamasına şaşırmış, kulakları aramıştı. Bu kız leylalığın kitabını yazardı.
-"haksızsın diyemiyorum ama eliz, bu adam çapkın. Ne düşünüyor, ne yapmak istiyor bilemezsin. Aşık diyemezsin." Eliz içinden gelmiyor olsada hak veriyordu. Aşk adamı değildiki bu adam. Önceden magazin haberlerinden görmüş ve sürekli farklı bir kızla, gecelerde görmüştü. Güvenilmezdi ama aşık oldumu güven, mantık gereksizdi. Aşk sol yanında devrim yapmaktı. Herşeyi çöpe atıp, aşkı tahtına oturtmaktı. Mutluda olsa, mutsuzda olsa aşk sadece istenirdi.
-"evet, haklısın." İrem arkadaşının tabiki mutlu olmasını istiyordu ama boş hayallerle üzülmesinide istemiyordu. Zaten çevresinde yeterince sorumluluğu, kendisini üzen olaylar vardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI FISILDA
RomanceBizim hikayemizde de sert, yakışıklı çocuklarımız var.. zaten bizdende başka türlüsüne kafayı takmamız beklenemez. Biz kimmiyiz? Tipik tür kızı.. Trip atmak için fırsat bekleyen, namuslu görünmek için yakışıklı bebeleri elinin tersiyle itin kızlarda...