Aşkı Fısılda 9.Bölüm

220 57 4
                                    

-15. Gün Sonra...

Aradan 15 gün geçmiş, kızlar erkeklerden uzak durma kararını sonuna kadar uylamış, yanlarına yaklamamışlardı. O gün 'merhaba' krizinden sonra, kızlar üzgün, mutsuz ve karamsar havayı üzerlerinden atamamışlardı. Kendilerini sokakta kalmış, üzerine yağmur yağmış, minik kedicik gibi hissediyorlardı. Evet, hala içten içe o yakışıklı, duvar gibi sarsılmaz, adamları istiyorlardı ama yapacak bir şeyleri yoktu. Tıpkı annesinden dayak yiyen çocuğun, anne diye ağlaması gibi. Acılı, imkansız, zor olacağını biliyor, yinede istiyorlardı. Kendileri evde ağlayor, depresyona giriyorken baran, uras ve çayan'ın barda gününü gün ettiğini görmüşler ve vazgeçerek ne kadar doğru bir karar verdiğine emin olmuşlardı. Eliz takip ettikleri sahte hesaplardan resimleri görmüş ve çıkamadığı sinir krizlerine tekrar girmişti. Ertesi günde magazinlerden sarışın bir kızla barı terk ettiğini görmüş, istemedende olsa oturup ağlamıştı. Çok klişe olsada, kötü kaynana lafı olsada "ayrı dünyaların insanlarıydı." Bunun farkındayı ve farkında olmak yetmiyordu. Erkekler cephesinde de durum farklı değildi. 2 haftadır o üç şapşal kızları görmüyorlardı. Bu durum çayan'ın dikkatini çekmemiş olsada, baran ve uras için aynı durum söz konusu değildi. Uras' ın içi içini yiyordu. İrem'e haksızlık yaptığını düşünüyor, kendini kötü hissediyordu. Insanca "merhaba" demiş, hayvanca tepki almıştı. Uras neden böyle bir tepki verdiğini anlayamamış, sanki o an ayakta duramayan Kevent Kırca gibi içmiş, kafası güzel olduğu için öyle bir tepki vermişti. Baran neden eliz'in değilde , irem'in geldiğini anlayamamıştı. Böyle bir olayı eliz yapar gibiydi. Çünkü, daha deli cesaretli, daha değişik bir kız gibiydi. Baran ve uras bu sürede boş durmamış, kızlar kimdir, yaşları kaçtır, nerede otururlar ögrenmiş ona göre hareket etmeye karar vermişlerdi. Kendi hallerinde, eğlenceli, aklı havada kızlardı işte. Çok kasmaya gerek yoktu!


-"hadi, artık gidelim, geç kalacağız." Baran ayağı kalkmış gömleğinin düğmelerini ilikliyordu. Çayan tuvalete gitmiş, uras yatakta sere serpe uzanmıştı. Okul saati gelmiş ama üşendiğinden kalkamıyorlardı yerinden.


-"tamam" uras hızla yerinden kalkmış, ilkokul seviyesinde el hareketiyle arkadaşının ensesine vurmuş, ceylan gibi sekerek aşagı inmişti. Baran sinirlenmişti ama ugraşamıyacak kadar yorgundu. Üç erkekde arabalarında yerini almış, her zamanki sıkıcı okullarına yol almışlardı. Kızlar daha önceden kalkıp özensizce hazırlanmış, yorgun, bitik bir şekilde okula gelmişlerdi. Her ne kadar birbirlerine karşı dürüst olmasalarda, "hayır, bakmıyoruz, aramıyoruz, merak etmiyoruz" diyor olsalarda, okula gelir gelmez gözleri fal taşı gibi açılıyor, eski fizik öğretmenlerinin gözleri gibi fink fink dönüyordu. Bazen görüyor, bazende görmüyor ama görene kadarda peşini bırakmıyorlardı. Aşk bu demekti, ağzının yanacağını bilirsin, sonradan binbir güçlükle içinden atacağını bilirsin ama yinede o çiğköfteyi yersin. Ebemi göreceğim diye tutturmak gibi bir şey.


-"yorgunum cano" irem nurella'nın genç versiyonu gibi yüzünü buruşturmuş bakıyordu arkadaşına. İrem gereksiz yere birden fazla acıyıp, üzgünce bakmıştı arkadaşına. O günden sonra irem'in çok üzgün olduğunu biliyordu. Biliyordu ama...


-"diren irem. Bu gün dersimiz çok yok eve gidip yatarız"


-"işte bu ya. Yatmak de bana, al ciğerimi ye." Eliz kız çocuklari gibi kıkırdamış, arkadaşının omzuna ufak, kimini çok sinir eden bir yumruk atmıştı. Seviyordu irem'i.

-"cansın sen can."


Iki kız o gün olan saçma sapan olaydan sonra birbirlerine daha çok kenetlenmiş, daha çok sevgi dolu olmuşlardı sanki. Irem arkadaşının sevimli gülüşünü izlerken arkadan gelenlerde buz kestigini hissetti. Neden böyle bir tepki veriyordu? Tamam, bitmişti işte daha ne istiyordu? Eliz arkadaşına kal geldiğini görünce hızla arkasını dönmüş, tekrar aynı hızla önüne dönmüştü. Bu çocukları görünce kendini kötü hissediyordu. İştiyordu işte, deli gibi istiyordu!


-"bakma sakın, yolarım seni." Eliz işaret parmağını gözüne sokarak sallıyor, gözlerini kocaman açmış, çemkiriyordu. İrem'e söylüyordu ama kendisininde içi gidiyordu. Acaba ne yapıyorlardı? Bakıyorlarmıydı?


-"bakmıyorum be ne bakıcam?" İrem cık cıklayarak kafasını çevirmişti. Aslında bu çevirme sinirinden değil, kaçmak içindi. Baran ve uras kızları görür görmez kulakları dikmiş, gözler büyümüş, dikkat kesilmişlerdi. Uras baran'ı dürtmüş, bakması gereken yerin mesajını vermişti.


Baran kızgın boğalar gibi köpürerek uras' a bakmıştı.

-"ne vuruyorsun lan?"


-"sus lan sus" uras ve baran neden sinirlendiğini anlamamış, birbirlerine karşı sinirle dolmuşlardı. Kızları görmedikleri zaman merak ediyor, gördüklerinde sinirlenip, değişik tepkiler veriyorlardı. Halk dilinde buna 'götün başın ayrı oynuyor' diyorlar. Kızlar gurur temsilcisi havasıyla kesinlikle bakmıyor, gülmüyorlardı.


-"sence bakıyorlarmı kız?" Eliz az önce esip gürleyen kendisi değilmiş gibi, bir anda dönmenin kitabını yazmış, irem'e dönekliğe adını yazdıracak soruyu sormuştu.


-"ay banane hayır, banane" eliz yüzünü buruşturmuş, irem sanki konuşmuyor, sokaktaki kro adamlar gibi ciğerlerinden gelerek yere tükürüyormuş gibi bakıyordu. Hayır, irem'de bir an şaşırmıştı. Bazen çok gıcık olabiliyordu. Baran ve uras tam karşılarındaki masaya oturmuş, kızlar striptiz yapıyor gibi gözlerini dikmiş izliyorlardı. Uras hala irem'e bakarken vicdan azabı çekiyordu. Kızlarla geçtikleri ilk dalga değildi ama yinede kendilerini kötü hissediyorlardı.


-"lan yiğido kızlara merhaba desekmi?" Baran şaşkınlıkla kaldı.


-"saçmalama lan. Bu cadılar seni parçalar karışmam."


-"yok be ne yiyecekler. Bir gidelim" baran abartılı şekilde gözlerini devirmiş, kafasını olumsuz anlamda sallamıştı.


-"siktir git. Bana bulaştırma şunları ne bok yiyorsan ye."


-"karı gibi ne korkuyorsun lan? Kalksana gidip konuşucaz işte." Baran'ın bir yanı deli gibi gitmek isterken bir yanıda istemiyordu. Bu kızlara rezzil olacak değildi ama...


-"hadi lan kalk" uras her zamanki yeteneğini kullanmış, fena gaza getirmişti.


-"tamam ulan." Iki yakışıklı erkek yerinden hızla kalkmış, havalı bir şekilde avlarına yürüyordu. Gidip bu işi alacaklardı ama unuttukları bir şey vardı ki 'ava giden avlanır.'



-"merhaba kızlar"


Not; Evet canlarım, ciğerlerim size olmayan yorumlarınız kadar kısa bir bölüm yazdım. Artık birazcık yorum olsa bende çok sevindirik olcam. smile ifade simgesi Geçiş bölümü hibi bir şey oldu. Gelsin bundan sonra olaylar olaylar. Seviliyorsunuz canlar..


AŞKI FISILDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin