-" Eliz n'oluyor? Neden durduk yere bu soruyu soruyorsun?"
Eliz'in içini korku kaplanmıştı. Annesinin siniri, asabi bakışları kendisini korkutmaya yetmiş, fazla bile gelmişti. Bu kadar sinirleneceğini düşünmüyordum.
-"şey anne, yok. Ben sadece..."
-"ne eliz ne? Kesin birşey var. Sen durduk yere soramazsın." Ne var?"
-" anne okulda öyle popüler, yani tanınmışlar belki... belki sen biliyorsundur dedim. "
-" Sen bilmeyeceksin eliz! Bir daha duymayacağım."
Anne kız sokak ortasında durmuş, birbirlerine sebebini bilmediği bir şekilde sinirleniyorlardı.
-"ne var anne? Söylesene bu kadar sinirlenmenin sebebi ne?"
-"sus eliz, yürü!"
Daha fazla konu uzasın annesi şüphelensin istemiyordu eliz. Elbet bu işi öğrenecektir. Eğer eline bir şey geçmiyor, bulamıyorsa açık açık baran'ın amcası ile konuşacaktı. Anne kız eve sessizce girmiş, birbirlerinin yüzlerine dahi bakmamışlardı. Eliz bu gece yatmak yerine 'Türkoğlu' soyadını araştırarak geçirdi. Hayır, hiçbir şey çıkmıyor; sadece adamların başarılı işleri, hangi gecede göründükleri çıkıyordu. Babasının nasıl bir düşmanı olabilirdi? Ya da annesi neden o kadar sinirlenmişti? Her ne olursa olsun, kim ne yaparsa yapsın eliz baran'dan vazgeçmeyecek. Peki baran, ya o vazgeçerse? Hayır, baran'da kendisini seviyordu. Neden vazgeçsin? Eliz kaybetme korkusu, başına geleceklerinin korkusuyla bütün gece uyuyamadı. Bilinmezlik korkutuyordu kendisini. Gün aydınlanıyorken eliz elindeki telefonla baran'ın resimlerine bakıyordu. Çok seviyordu ama ya giderse? Bu mutlulukta sadece tadımlıksa o zaman ne olacaktı? Eliz'in bunu kaldıracak gücü varmıydı? Yoktu, kesinlikle yoktu. Bu kadar çabuk bitmemeliydi. Bu düşünceler kendisine aklını kaçırtacaktı. Saatin kaç olduğunu umursamadan eline telefonunu aldı. Baran ile konuşacaktı. Belki biraz olsun kalbine çöreklenmiş kötü duygulardan arınırdı. Sesi huzurdu sevgilisinin.
***
Baran uykunun en güzel yerinde, en tatlı yerinde çalan telefon sesiyle milyoncu kez küfür ederek gözlerini açmak zorunda kaldı. Hangi insan evladı bu saate arardı? Hiç isme bakmadan direk açtı ısrarla çalan telefonunu. Şu saatte her kim arıyorsa umrumda olmaz, fena yapardı.
-"ne var?"
-"aşkım?"
Eliz'in yüreği hopladı bir an. Baran'ın kızarak telefon açması, o sert sesi nefesini kesmeye yetmişti. Demekki o amcası olacak adam söylemiş, baran'ın tepkisi bundandı.
-"ah güzelim bakmadan açtım. N'oluyor? Bir sorunmu var bu saatte?"
-"şey yok... Ben seni özledim yani; sesini duymak istedim. Seni özledim. "
-"demek beni özledin? Buluşalım güzelim, özlem gider."
-"çok isterim aşkım ama unuttunmu düğünü?"
-"hayır güzelim ama akşam değilmi zaten?"
-"hayır, öğlen. "
-"ne demek öğlen?"
-"sevgilim aksama doğru 5'de bitecek."
-"lan o nasıl iş? Bu adamlar gerdeğe nasıl girecek? Gelinin yüzünemi bakacak? Gündüz gündüz sevişilmezki."
-"ya baran, iğrençleşme. Bizene ne yaparlarsa yapsınlar."
Eliz'in içini biraz olsun rahatlatmıştı baran. Gayet iyi konuşuyor, kendisini hala seviyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI FISILDA
RomanceBizim hikayemizde de sert, yakışıklı çocuklarımız var.. zaten bizdende başka türlüsüne kafayı takmamız beklenemez. Biz kimmiyiz? Tipik tür kızı.. Trip atmak için fırsat bekleyen, namuslu görünmek için yakışıklı bebeleri elinin tersiyle itin kızlarda...