Aşkı Fısılda 25.Bölüm

254 40 6
                                    

Eliz sabah erkenden kalkmış, giyinmiş, süslenmişti. Vanilya kazanında kaynamış gibi kokuyordu. Özel günler için aldığı pahalı parfümünüde sıkmış, hatta belki biraz, azıcık seksi olmak için topuklu ayakkabılarınıda giyinmişti. Ilk günden çocuğu kaçırmanın anlamı yoktu. Eliz evin biraz yukarısındaki caddeye çıkmış, baran'ı bekliyordu. Bu gün iki sevgili karar almış, okula gitmeyecek beraber kahvaltı yapıp, kahve içip konuşacaklardı. Eliz'in neden bu kadar hırçın olduğunu, baran'ın neden bu kadar umursamaz, sakin olduğunu konuşacaklardı. Eliz bundan korkuyordu. Baran'ın kendine acımasından korkuyordu. Onun yanında gözlerinin dolmasını istemiyordu. Eliz daldığı düşüncelerden baran'ın önünde durup kornaya basmasıyla uyandı.Eliz arabaya binerken baran'ın tek kaşı havada gülümsemesini görmüştü. Baran içinde durum farksız değildi. Eliz bu gün gözüne daha bir özenli, parlak gelmişti. Hele o vanilya kokusu, o masum koku kendisini tahrik ediyordu.

-"günaydın" eliz'in çekingen hareketleri, durgunluğu ve utangaçlığı baran'ın gözünden kaçmamıştı. Bu hareketler eliz'e yabancıydı. Üzerinde eğreeti duruyordu. Bara karşısındaki güzelliğe baktıkça dayanamayacağını anlamıştı. Elleri kendisinden habersiz eliz'in saçlarını okşamaya başlamıştı. Peki elleri ne ara eliz'i ensesinden kavrayı kendine çektimişti. Artık sabrının son damlasınıda tüketen baran, o pembe, dolgun dudaklara karşı koyamadı. Ilk önce sakin beklentisiz başlayan öpücük haddini aşmış, dili eliz'in dudaklarını zorlamaya başlamıştı. Dili o dudaklara her temas ettiğinde ağzında çilek tadı kalıyordu. Ağzındaki çilek tadı, arabasındaki vanilya kokusu kendini sarmalamış ve baran'ın ufaklığa sinyali göndermişti. Hemen şimdi bırakmazsa... Evet" zorda olsa baran başarmış eliz'den ayrılmıştı. Dudaklarını yaladığındaki çilek tadı... lanet olsun!4

-"sevgiliiye öyle günaydin denmez güzelim. Kuru kuru olmaz. Bundan sonra böyle." Baran'ın kendinden emin duruşu, söyledikleri eliz'i etkiliyordu.

-"nasıl yani, her sabahmı?" Eliz eliyle kendini göstermiş 

Emin olmak istemişti.

-"evet güzelim, hatta her akşam öğlen. Şöyle 2-3 saat görüşmedimi direk öpüyorsun." Evet, baran eliz'e bu alışkanlığı seve seve alıştırabilirdi.

-"nasıl yani, insanların içindemi?" Eliz bal gibide anlamıştı ama konuşmak hoşuna gitmişti.

-"evet, benim değilmisin? Sevgilim değilmisin? Öpeceksin tabiki" ooo, eliz alırdı bir dal. Tamam, kendiside edepsiz bir kız olmayı mantıklı bulmuştu baran'la; ama bu adam çok, çok edepsizdi. Eliz baran'a gülümsemiş, konuyu olumlu ama çokda edepsiz görünmeden kapatmaya çalışmıştı. Baran eliz'i her zaman gittiği mekana götürmeye karar vermişti. Canı sıkıldığında yada tereyağlı yumurta yemek istediğinde giderdi. Genelde yalnız kalmak istiyordu orada. Daha önceden kimseye götürmemiş, hep tek gitmişti ama artık eliz'de kimse değildi. Beraber gidebilirlerdi. Eliz baran'ın getirdiği yere bayılmıştı. Deniz kenarında, renkli sandalyelerin olduğu, rengarenk resimlerin bulunduğu sıcak bir yerdi. Açıkcası saşırmıştı. Baran'ın böyle yerlere geleceğini düşünmemişti. Burası çok free bir mekandı. Garsonun yanına gelmesiyle baran siparişleri vermiş ama extra birşeyler için eliz'e bırakmıştı.

-"tabi, ben soslu yeşill zeytin, lor peyniri, ceviz ve bal kesin olsun." Baran arkasına yaslanmış gülerek eliz'i izliyordu. Bu cadıyı aç bırakmamayı kafasına not etti.

-"ay çokmu oldu baran?"

-"hayır güzelim, çok olmadı. Açız yiyeceğiz." Baran'ın böyle bacaklarını açıp oturması, tek kolunu yanındaki sandalyeye atması... herşeyiyle harikaydı bu adam. Resmen karizma, seksilik kokuyordu. Masada yer kalmayacak kadar donatıldığında, eliz gözlerinin döndüğünü hissetti. Günde 3 öğün bıkmadan yiyeceği tek öğündü kahvaltı. Baran'la birlikte yapmak daha bir zevkliydi.

AŞKI FISILDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin