Eliz çok şaşırmıştı karşısındaki adam neden kendisine sinirli bakıyordu? Kendisi tanımıyordu bu adamı. Acaba birini benzetmiş ya da sevmediği birine benziyor olabilirmiydi?
-"nereden tanıyorsun sen?" Haluk bey kardeşinin eliz'i nereden tanıdığı anlamamıştı. Çevrelerinde olmayacak kadar uzak bir kızdı eliz.
-"abi sonra konuşalım, geçelim içeri."
Herkes şaşkınca eliz'e bakarken eliz daha çok gerildiğini hissediyordu. Baran elimi tutmuyor olsa kesinlikle arkasına bakmadan kaçardı.
-"hoşgeldin eliz'cim." Sertap hanım çok istemesede eliz'e sarılmış, insanların içinde aralarının iyi oldugunu göstermişti. Hoş, zaten daha bozamamışlardı ama... İdil'in samimiyetsiz sarılışı, uras' ın bir kardeş gibi kendisini kucaklamasından sonra, tek tek masadakilerle tanışmıştı. Uras' ın annesini kesinlikle sevmiş, hoşlanmıştı. Demekki uras annesine çekmişti. Ama kesinlikle çayan'ın annesini sevmemiş, hoşlanmamıştı. Kendisine çok ters bakıyor, küçümsüyor gibiydi.
-"güzelim, bunu kesin denemelisin. Yengem çok güzel yapar."
Baran'ın tabağına koyduğu etle eliz yüzünü buruşturmamak için kendini zor tuttu. Üzerinde beyaz bir sos vardı ve pek hoşda durmuyordu.
-"tamam."
Eliz istemiyerekte olsa önündekinden ufak bir parça kesti. Ağzına atıp yavaşça çiğneyince, önyargılarına birkez daha kızdı. Tadı çok güzeldi. Yumuşacık pişmiş etin üzerinde erimiş kaşar vardı.
-"ellerinize sağlık, çok güzel olmuş."
Kadına iltifat ettiği halde basitce gülümseyip geçiştirmesi eliz'i dahada sinir etmişti. Ne uyuz, kendini beğenmiş bir kadındı.
Neyseki baran kendisiyle ilgileniyor, canı sıkılmıyordu. Yoksa kendini çok kötü hissedecekti. Kendisine sinirli bakan adamında çayan'ın babası olduğunu öğrenmiş ve dahada sinir olmuştu. Kendisine gıcık olan adam uras' ın babası olsa çokta takmayacaktı ama bu direk baran'ın amcasıydı.
-"tatlım, ne okuyorsun?"
Eliz sorunun kendine sorulmasıyla çayan'ın annesi sibel hanıma dönmüştü.
-"anaokulu öğretmenliği okuyorum sibel hanım."
Sibel bu tatlı kıza kocaman gülümsemeden edemedi. Çok sessiz, mütevazi tatlı bir kızdı. Kendi oğlu çayan'ında böyle bir kızla olmasını diledi. Oğluna çok yakışırdı.
-"çocuk bakıcısı olacaksın yani."
Baran, uras ve çayan korkuyla gözlerini büyüttü. Bunu demiyecekti. Eliz'e sövebilir hatta kalkıp döverbilirdi ama bunu demiyecekti. Eliz'in elindeki çatal bıçağı bırakıp sinirle amcası a dönmesiyle anlamıştı baran kıyametin kopacağını.
-"aşağılık kompleksi olan insanlar için evet! Ben başkaları gibi cansız binalar, yiyecekeler veya parayla uğraşmıyorum. Ben annelerin kucağından çıkıp gelen çocukları eğitiyorum. Siz bir binayı yanlış yaptığınızda yıkıp yeniden yaparsınız. Ama ben bir çocuğun güvenini kırdığımda, yanlış eğittiğimde tekrar çocukluğuna gidip düzeltmemem. Bundan dolayı sizin işleriniz kadar basit olmasada evet basit bir iş. Bakıcılık."
Çayan babasının haline gülmemek için kendini zor tutuyordu. Bu edepsiz kız nasılda babasının cevabını vermişti. Baran sevgilisiyle kesinlikle gurur duyuyordu. Çocukları bu kadar sevmesi, işini aşık olması ve kesinlikle kimseye küçük göstermemesi hoşuna gidiyordu.
-"afferin güzel kızım. Işini sev." İdil ve uras' ın babası murat beyin söyledikleri eliz'i biraz rahatlatmıştı. Masadakiler tepki verecek, kızacaklar diye çok korkuyordu. Gözlerini gezdirdiğinde, genelin kendisine gülerek baktığını görünce azda olsa rahatlamıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKI FISILDA
RomanceBizim hikayemizde de sert, yakışıklı çocuklarımız var.. zaten bizdende başka türlüsüne kafayı takmamız beklenemez. Biz kimmiyiz? Tipik tür kızı.. Trip atmak için fırsat bekleyen, namuslu görünmek için yakışıklı bebeleri elinin tersiyle itin kızlarda...