𝙈𝙧. 𝙑'𝙨 𝘽𝙪𝙣𝙣𝙮

0.4

----- ----

Ağır çantasını aldığında karakoldan çıkmıştı. Güneş batmak üzereydi. Evlerine gitmek için acele eden insanları gördü, Jungkook. Hepsinin yüzünde endişeli ve korkmuş bir ifade vardı.

'Normal...' diye düşündü. Şehirlerindeki 13. cinayet dün akşam işlenmişti sonuçta. 'Gayet hızlı'

Bunun her sorumlusu kimse sokakta elini kolunu sallayarak dolaşıyordu. Bu düşünce sinirlerinin altüst olmasına neden oldu tekrardan.

Endişeli insanların arasında iki eli cebinde gevşekçe yürüdü sokakta. Gökyüzü turuncu rengine bürünmüştü. Korkmuyordu dışarıda olmaktan. Katille karşılaşmayı bile ummuştu. Şimdi olay yerine gidecek ve kendi gözleriyle görecekti.

Sırtında hissettiği el ile hızlı bir refleksle arkasını döndüğünde kendine gülümseyen ortağına baktı:

-" Beni korkuttun Jimin..."

Önüne döndü tekrar. Jimin ise onun yanında yürümeye başlamıştı.

-" İnsanları o kadar uyarıyorsun ama sen dışarıdasın."

-" Ondan korkmuyorum..."

Jimin seslice güdüğünde gözlerini kısarak etrafı izledi. Sayının giderek azaldığı sokakta rüzgâr şiddetleniyordu. Yüzüne çarpıp saçlarını geriye yatırdığında bir süre konuşmadan serinliğin tadını çıkardı:

-" Yöntemi diğer katillerden farklı..." diye mırıldandı. Sesi fazlasıyla yavaş ve sakin çıkmıştı. Sallanarak yürürken Jimin yanında ağır ağır başını salladı:

-" Fazlasıyla ürkütücü. İnsanların uzuvlarını kesip...yine aynı şeyi yapıyor"

Jungkook gözlerini kapattı. Aynı şey... her kellesini aldığı insanın alnına aynı şeyi kazıyordu;

V...

-" lakabı olmalı"

Bay V...

Kızın evinin sokağına girdiğinde Jimin'in kendi evine giden sokağa dönüp yanından ayrılmasını beklemişti. Ama o hala kendisiyle geliyordu:

-" Gitmeyecek misin?"

-" Seninle geleceğim"

-" Sen bilirsin"

Nihayet tarif edilen çıkmaz sokağın önüne durduğunda ikisi de göz göze geldi. Yağmurun ıslaklıkları hala duruyordu. Sarıyla çekilmiş girilmez yazan şerit, ıslaktı ve damlaların etkisiyle parlıyordu.

-" Sence onu buraya nasıl çekti, Jimin...bu karanlık korkunç yere?"

Jimin bu beklenmedik soru karşısında elini çenesine götürüp ovmaya başladı. Kan izleri hala tazeydi.

-" Bence..." diye başladı. Tereddüt etmiş olacak ki bir an durdu. Ardından devam etti. "Kızın bir tanıdığı olabilir. Sonuçta çıkmaz sokağa girecek kadar aptal değildir kız. Eğer bir zorlama olsaydı, apartman sakinleri duyduğundan bahsederdi. Ya da otopsi falan"

-" Yani?"

-" Yani bir arkadaşı onu oraya götürdü. Kız da ona güvendiği için itiraz etmedi...bu sadece benim fikrim. Sen ne düşünüyorsun?"

Jungkook düşünceli bir şekilde karanlık sokağa ilerledi. Sarı şeritleri bozmamaya dikkat ederek altından geçti. Girdiğinde Jimin onu takip etti. İçeride yağmurun nemliliği hissediliyordu. Olukça ürkütücüydü. 'Belki jimin haklı...' diye düşündü. 'kız bu karanlık yere isteği ile girmiş olmalı'

Duvarın kenarına vardıklarında bekledikleri gibi ceset yoktu. Çoktan otopsiye gitmiş olmalıydı. Jungkook duvara sıçrayan ve yerde oluşan kan izlerini ifadesizce izledi. Olay açıktı. Kız ölmeden önce yüzü duvara dönüktü. Öyle olmasa arkadan gelen bıçak darbesi kafasının köşeye uçup kan izlerinin duvarda düzlemesine iz bırakmasına neden olmazdı.

"Eğer zorla getirilmiş olsaydı katil büyük ihtimalle kendine döndürürdü?"

"Ne demek istiyorsun?"

Jungkook duvardaki kan izlerini incelemek için eğildi. Kızın kanlı el izleri vardı. Bu da duvara dönük olduğu tezini desteklerdi. Ya da belki de sonradan dönmüş olabilirdi. Kafasını kaşırken Jimin'e döndü:

-" Kız, dediğin gibi zorla getirilmemiş otopsi sonuçlarında üzerinde şiddet uygulandığına dair bir iz yoktu. Saç teli de bulamadılar."

-" O zaman?"

Jungkook iç çekerken saatine baktı. 8'e geliyordu. Sokaklar neredeyse boştu. Sessizliği dinledi bir süre. Yerdeydi yine görmeyi beklediği şey. En köşede;

Kanla kaplı bir gül. 13. cinayetle 13. kanlı gül.

-"Koleksiyonumuz artıyor..."diye mırıldandı sessizce.

-"Ne yapacağız şimdi?"

Derince iç çekerken elini tekrar cebine sokarak geldiği yere doğru yürümeye başladı:

-"Şimdi, Jimin.... Sorgulamaya önce yakınlarından başlayalım. Katile adım adım yaklaşacağız..."

----- -----