Normalde dün atmam gerekiyordu ama atamadım. Eve uğramaya fırsatım olmadı çünkü:)
Kusura bakmayın...
İyi okumalar
---- -----
Taehyung ifadesizce önündeki kapıyı izledi. Tüm aklı çorba olmuştu bir anda. Her şey sıfırlanmıştı. Planı bir anda unutmuştu. Jungkook’u bir anda unutmuştu. Bay Park’ın cebinden gizlice aldığı telefonun ekranına çevirdi tekrar gözlerini. Bu imkansızdı. Kimse daha önceden Bay Park’tan telefonunu çalacağını bilmiyordu. Nasıl oluyordu da!?-
Mesajlaşmalar gayet netti. Bir elini alnına götürüp ovuşturmaya başladığında düşünmeye çalıştı. Oradaki insanları canlandırdı kafasında. Chan ile masadakiler dışında tanıdığı biri görmemişti. Ama anlaşılan baştan beri hareketlerini izleyen biri vardı barda. Hyunjin ile Park yakın oldukları için telefonunun şifresini Hwang’dan öğrenmişti. Şu an ise sadece özel numaradan yazmış bir şahısın Bay Kim’e 1 saat önce attığı mesajı izliyordu.
Telefonuna sahip çıksan iyi olur.
Sanırım eski konuğun onu istiyor.
“Eski konuk...” diye düşündü. Bay Park ile önceden tanışıyor muydu? Adam onu sadece geçen sene ortalığı karıştırdığı bir bardan hatırlıyor olmalıydı. Fazlasına imkan yoktu.Başka hiç görmemişti.
Eli ile başını kavradı. Anıları sıfırlanmış gibiydi. Çocukluğundan hatırladığı çok az şey vardı. Düşünmeye çalıştı. Özel numaranın ardındaki kimdi?
Etrafına göz gezdirdi. Mesajı görür görmez adımları duraksamış, Polis kuruntusu ile buluşacağı yere gitmek yerine bir anda otelin içine dalmıştı. Tam olarak Bay Park’ın odasının önünde duruyordu şimdi. Bej rengi ile boyanmış geniş otel koridorunda kendisi dışında kimse yoktu. Sadece kulak kabartarak duyulabilecek alt kattaki bardan gelen müzik sesi vardı. Yakında Bay Park’ta burada olacaktı.
Telefonunu bulamayınca illaki odasına gelecekti. Ne yapacaktı peki? Onu köşeye mi sıkıştıracaktı?
Düşünmek için duvara yaslandı. Kablosuz kulaklığı telefonunun çaldığını haber veriyordu ama ne aramayı açtı ne de kapattı. Park’ın odasında muhtemelen onlarca kamera vardı. Üstelik koridorda da olmalıydı. Hiçbir şey yapamazdı. Bay Park güvenlikleri çağırabilirdi. Planının bir anda değişmesi sinirlerini bozmuştu. Eğer burada “Eski Konuk” diye bahsediliyorsa Bay Park geçmişi hakkında bir şeyler biliyor olmalıydı.
Duvarın dibine çömeldiğinde tekrar zihninin bulanıklaştığını hissetti. Ne zaman durgunlaşsa eskilerden bir anı hatırlardı. Canını yakan bu anılar ise yine ok gibi zihnine nişan alınmıştı.
Başı öne düştü.
---- ---
(Yoongi kardeşinin dağınık dikkatini kendi üzerinde toplamak için yoğun bir efor harcıyordu. İki kolunu sıkarken onu kendisine döndürdü. Yüzünde ciddi bir ifade ile ona bakıyor olmasına rağmen küçük çocuk hiçbir tehlikenin farkında değildi. Abisine gülümsedi:
-“Aslında polisi falan aramadın ve beni kandırmaya çalışıyorsun değil mi? Komik şaka Hyung!”
-“Beni dinle Taehyung. Ben ciddiyim anlıyor musun!? Şaka yok. Oyun yok!”
-“Yok mu?”
-“Artık sadece sus ve beni dinle fazla zamanımız yok. Her an burada olabilirler.”
-“Kim?”
-“Polisler.”
Tae’nin eski gülümseyen suratı yok olmuştu. Abisinin kollarının arasından çekildi ve ifadesiz bakışlarını ona dikti:
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙈𝙧. 𝙑'𝙨 𝘽𝙪𝙣𝙣𝙮
FanfictionPsikopat katil Kim Taehyung ve onun peşini bırakmayan hırslı müfettiş Jeon Jungkook (Bilinmeyen numara: -Hey Müfettiş Jungkook, bir oyun oynamak ister misin? Siz: -Ya kaybedersem? Bilinmeyen numara: -Sorun olmaz. Sadece en başa dönmek zorunda kalırs...