5.9

105 10 63
                                    

Lütfen oy verin...

Sabır çekerek okuyun ve

Bölüm bitti sanıp hemen çıkmayın biraz alta kaydırın😀🤝

Yukarıdaki bir dizi ost'u ve ben aşığım belki siz de seversiniz 💚

---- ----

Choi San gözlerini açtığında ilk birkaç saniye nerede olduğunu anlamaya çalışan uyuşuk gözlerle çevresini taradı. Hava karanlıktı ve bulunduğu yerin tam üstündeki ampul dışında etrafta bir ışık kaynağı yoktu. Sırtı, başını masaya koyup dalmış olduğu için ağrıyordu. Bulunduğu yerde doğrulduğunda masanın boşalmış olduğunu gördü. Ne zamandan beri bu küçük lokantada uyukladığı hakkında bir fikri yoktu.

En son neler olduğunu hatırladığında yüzündeki rahat ifadesi yerini endişeye bıraktı ve oturduğu sandalyeden kalktı. Midesinin fena halde bulandığını hissediyordu. Kusmamak için bir eliyle ağzını kapattığında uyuşan bacakları ile dengesini sağlamaya çalıştı. Jungkook gitmişti.

-"Nihayet uyandınız."

Sesin geldiği yöne döndüğünde lokantadaki tek garsonun kasada kendisine baktığını gördü. Servis ettiği yemeklerin hepsini kaldırmıştı ve şimdi dükkandan çıkmadan önce kendisinin uyanmasını beklemiş gibi duruyordu.

-"O nereye gitti?" diye sordu içtiği şeylerin etkisinde sızlayan şakaklarına masaj yapmaya başladığında.

-"Size bunu vermemi istedi."
San daha tam netleşmeyen gözlerini ovuştururken sallanan adımlarla adama doğru gitti ve uzattığı katlanmış kağıdı eline aldı. Lokantanın eskimiş camlarından dışarı baktığında yağmurun başlamış olduğunu gördü.

'Ambulans ve polis çağır'

-"Bu kadar mı? Nereye çağıracağım?"

-"Sadece bunu bıraktı. Muhtemelen bu çevrede olacağını da belirtti."

San çatık kaşları ile kağıdı buruşturup cebine koydu ve birkaç saniye ifadesini silmeden yere baktı. Saçlarını karıştırırken burnundan soluyordu:

-"Tanrım, ne kadar zamandır uyuyorum!?"

-"Bir saat oldu."

-"Niye uyandırmadın lan!?"

-"Giden beyefendi siz uyanana kadar beklememi söyledi."

San ifadesizce adama bakmayı bıraktığında gergin adımlarını lokantanın çıkışına yönlendirdi.

-"Efendim?"

Arkasını döndü ve gülümseyen garsona baktı. Saat gece yarısını çoktan geçmesine rağmen yüzünde enerjik bir gülümseme vardı:

-"Parayı ödemeyecek misiniz?"

Ödemeyi yapıp kendinin yağmurdan ıslanan sokağa attığında hızlı adımlarla arabasına doğru gitti. Aklı tamamen karışmış durumdaydı. Yeonjun'un avukatı Jungkook için kesinlikle polis çağırmamasını tembihlemişti. Şimdi ne yapacaktı? Onu dinlemeyip çağırırsa hayatı biter miydi?

Yağmurdan kaçınarak sürücü koltuğuna oturduğunda sıkıntılı bir nefes verdi ve dikiz aynasından arkasında uzanan adamı izledi. Jimin'e ne olmuştu da bu haldeydi? Jungkook neyin peşindeydi bilmiyordu ama öğrenmek de istemediğini fark etti. Zamanında onunla arkadaş sayılırdı. Sonraları onun çalışmaları ve işleri öne çıkıp herkesin beğenisini topladığında kendisi unutulmuştu. Araları açılmıştı. Sonrası ise hiçbir zaman doğru düzgün gitmemişti. San ona olan sinirini hala kalbinin bir yerlerinde yoğunca hissediyordu.

𝙈𝙧. 𝙑'𝙨 𝘽𝙪𝙣𝙣𝙮 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin