2.6

167 14 16
                                    

---- ----

Tae arabada kollarını bağlamış beklerken uyuya kalmıştı. Ya da dışarıdan öyle gözüküyordu. Nedeni bilinmeksizin bir anda aklına eski anıları doluşmuştu. Yoongi'yi bulmaya karar verdiğinden beri bunu yaşıyordu. Kısa anılar aklını kurcalıyor ve zihnini ele geçirerek nöbete girmesini sağlıyordu. Başı arabada geriye düştü. Jungkook yanında değildi ama kaçamayacağını bildiği için rahattı. Sarı bamyayı fazla önemsiyor olmalıydı.

Gözleri geriye doğru kayarken önüne bulutlar indi...

( 2007....

Tae ilk defa Yoongi'yi bu denli sinirli görüyordu. Resmen etrafına ateş saçıyordu. O odada daireler çizerken yatağında oturarak oyuncakları ile oynuyordu Taehyung. Çocukların elinden aldığı oyuncaklar ile.

Babası kendisine hiçbir zaman oyuncak almamıştı.

-"Hyung!" dedi duvara atıp geri tuttuğu top hesaplamaları yanlış gidip yere düştüğünde. "Neler oluyo-"

Yoongi bir anda yatağa çıktığında kollarını sıkı sıkı tuttu. Gözleri irileşmilti. Tae korkarak kaçmaya çalıştı ama bırakmadı:

-"Beni korkutuyorsun!"

-"Dinle Taehyung bu işe nokta koymanın vakti geldi."

-"Hangi iş-"

-"Senden özür diliyorum, tamam mı...iyiliğin için. Sadece iyiliğin..."

Yoongi ayağa kalktığında Tae bir süre kıpırdamadı. "Hey!" Diye bağırdı arkasından. "Delirdin mi!?"

Yoongi odanın köşesindeki kutudan bir telefon çıkardı. Döndürmeli olandandı. Babası eve telefon sokmanın yasak olduğunu söylemişti. Telefona bakarken göz bebekleri büyüdü:

-"Kamera olduğunu biliyorsun değil mi?"

-"Tabii biliyorum."

Telefonun kablolarını prize geçirdi ve Tae'nin göremediği bir numara tuşladı. Geç olmadan açılmıştı:

-"Bir ihbarda bulunacağım." Dedi sesli bir şekilde. O an polis olduğunu anlamıştı Tae. Koşarak yanına gitti:

-"Şaka mı yapıyorsun?"

Yoongi adresi söyledi ve bir an duraksadı:

-"Kardeşim birini öldürdü. Lütfen acele edin!")

-"Taehyung?..Hey hey hey uyan!"

Tae sıçradı. Başı arabanın üstteki aynasına çarpmıştı. Elini başına götürürken sinirle başını hemen yanına çevirdi. Jungkook açık cama yaslanmış kendisine sesleniyordu:

-"Ne yapıyorsun?"

-"Ne yapıyor gibi gözüküyorum!?"

Jungkook sessizce güldü:

-"Öldün sandım. Henüz ölemezsin. 1 saat dolmuş olabilir Seul'deki köpeklerine söyle Jimin'e dokunmasınlar."

Yüzündeki ifade cümlenin sonuna doğru gittikçe ciddileşmişti. Tae başını ovmayı bıraktığında seslice iç çekerek geriye yaslandı. Jungkook yanlış zamanda gelmişti. Yoongi'nin o an neden öyle yaptığını anlayamamıştı. Kendi kendine sinirlenirken cebinden telefonunu çıkardı:

-"Saatin dolmasına daha iki dakika var. Acelen ne-"

-"Seni!-"

-"Tamam,tamam bekle."

𝙈𝙧. 𝙑'𝙨 𝘽𝙪𝙣𝙣𝙮 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin