Satır arası yorumlar yaparsanız sevinirim:)
-- --
Jungkook neredeyse burnunun dibinde duran kısa bardaktan gözlerini çekmedi. Sarı sıvının sallandığı bardakta dönerek girdap oluşunu izliyordu. Kafasının bulanıklaştığını hissetti. Uzun zamandır böyle hissetmemişti. Usulca esen rüzgar, saçlarını gözlerinin üzerinden çekip savrulmasına neden oldu.
Uyuşuk aklının ayık kalan kısmıyla düşünüyordu. Çatıdan aşağı baktı. En az 20 kat olduğundan emindi. Buradan düşen birinin parçaları zor toplanırdı.
'100 olsa da olurdu' diye düşündü, ayaklarını sarkıtırken. Saatin kaç olduğundan habersizdi ama soğuk ve karanlık havadan gece yarısını geçtiğini anlamak zor değildi.
Neden burada olduğunu bir daha sorguladı bardağın kalan kısmını gözünün önünden çekip başına dikerken. İlk geldiğinde buna cevap arayabilecek durumdaydı. Şu an ise düşünemiyordu. Zihni iyice bulanmıştı.
Yanında duran şişeyi betondan çekip elinde gezdirdi. 'Her şey boka sardı' diye düşündü. 'Yine aynı yerdeyim'
Hiç olmadığı kadar derin bir iç çekerken bardağı bırakıp şişeyi götürdü dudaklarına doğru. Yaşama amacını bütünüyle kaybetmiş gibiydi. Acı çekiyordu. Ağlamak istemiyordu tekrar.
İçmeden önce durdu. 20 dakika önce konuştuğu telefona baktı. Gelecek miydi? Sanmıyordu. Gelmesini istiyordu. Ona davanın peşini bırakmamasını söylemek istiyordu.
Tekrar şişeye döndü. O gelmeden içerse kalan bilincini de kaybedip atlar mıydı? Sanırsa evet. Yavaşça geri indirdi geriye doğru uzanırken.
Soğuk beton sırtıyla temas ettiğinde dudaklarını birbirine bastırarak yıldızlara baktı.
Hiçbir amacı yoktu cidden. Ne akrabası vardı ne arkadaşı. Kendini sadece kariyerine odaklamıştı ama pişmandı. İşler istediği gibi değildi. Hiçbir şey istediği gibi değildi.
Kalbinde hep bir boşluk vardı ve kapatamıyordu.
'Onu kapatmak istiyorsam' diye düşündü. 'kalbi de kapatmalıyım'
Sarhoşluğun getirdiği mayışıklıkla buruk bir gülümseme yerleşirken yüzüne, koluyla alnını ve gözlerini kapattı. Buraya geldiğine pişman değildi. Katili bulmak istiyordu ama daha fazla devam edemezdi. Çökmüştü. Yalnızlıktan ve kederden. Şişede kalan soju'ya baktı.
Bekleyecekti. Belki gelirdi.
Gözlerini dinlendirdi. Acelesi yoktu. Gece uzundu. Sabah manşetlerde 'Meşhur müfettiş Jeon Jungkook intihar etti!...işte ayrıntılar' başlıklı gazetelerin sabah sokak sokak evlerin önüne atılışını hayal etti.
Kimin umurunda olurdu? Sanırsa sadece Jimin.
Jimin'i hatırlayınca bastırdığı dudakları titredi. 'Sevimli Çocuk' diye düşündü. 'Özür dilerim...'
Yaklaşık yarım saat daha bekledi hareket etmeden. Bir ara daldığını düşünürken yeni yeni başlayan yağmurun damlaları yüzünü gıdıkladığında hala uyanık olduğundan emin oldu. Sızmak istemiyordu henüz. Yağmurun başlaması talihsizlikti.
Kim bilir belki sabah yaptıklarına çok pişman olurdu. Uzak ihtimal değildi. Ama artık pişmanlık istemiyordu. Yarına tekrar uyanmak istemiyordu.
Bitsin istiyordu artık.
Taehyung'un tepkisi ne olur acaba? Diye düşündü bir anda. Hiç düşünmemişti. Onu daha yeni tanıyordu. O farklı bir insandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝙈𝙧. 𝙑'𝙨 𝘽𝙪𝙣𝙣𝙮
FanfictionPsikopat katil Kim Taehyung ve onun peşini bırakmayan hırslı müfettiş Jeon Jungkook (Bilinmeyen numara: -Hey Müfettiş Jungkook, bir oyun oynamak ister misin? Siz: -Ya kaybedersem? Bilinmeyen numara: -Sorun olmaz. Sadece en başa dönmek zorunda kalırs...